Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/209 E. 2023/1619 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/209
KARAR NO : 2023/1619
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1212 E., 2022/1233 K.
DAVA TARİHİ : 08.11.2018
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/363 E., 2021/429 K.

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kurum ile arasındaki sözleşmeye uygun olarak işlem ve faturalandırma yaptığını, buna rağmen davalı Kurum tarafından haklı ve makul bir gerekçe olmaksızın 2018 Temmuz ve Ağustos ayı mutabakatına konu 165.456 TL hizmet bedelinin kesileceği hususunun Medula sisteminden bildirildiğini, davalı kurumun kesinti gerekçelerinin sözleşme hükümlerine ve yasal düzenlemeye aykırı olduğu gerekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 165.456 TL kesintinin haksız olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; uygulanan Kurum işleminin yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların beyan ve itirazları dikkate alınarak, davacı hastanenin 2018 Temmuz ve Ağustos dönem faturalarından kesintisi yapılan hastaların dosyaya sunulan hasta epikriz bilgileri üzerinden, hastalara yapılan işlemlerin tıbben uygunluğu ve bu işlemlerin faturalandırılmasının, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT), Ödeme Genelgesi, sağlık hizmet sunucusunun kuruluş ve faaliyetleri ile ilgili tabi oldukları mevzuat hükümleri ve davalı kurumca belirlenen diğer usul ve kriterlere uygun olup olmadığı yönünde hasta bazında yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, davacı hastanenin 2018 Temmuz ve Ağustos ayı dönem faturalarından yapılan toplam 165.456,91 TL kesintiden, davalı kurumca yapılan 118.438,63 TL kesintinin yersiz olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne; 118.438,63 TL kesintinin yersiz olduğunun tespiti ile söz konusu kesintinin davacıya iadesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinafa Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı Kurum tarafından ödenmeyen tutarlar için sadece bir hesap dökümü verildiğini, bunun dışında bir iade faturası yada belge düzenlenmediğini, eksik ödenen faturalar ile ilgili vergi kanunları uyarınca yapılması gereken işlemler olduğunu, kararın herhangi bir gerekçeye dayandırılmadığını, sadece bilirkişi raporuna atıf yapıldığını, raporun neden denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğunun belirtilmediğini, davacının yapmış olduğu işlemler nedeniyle SUT ve ilgili maddelere aykırı hareket ederek kurum zararına sebebiyet verdiğini, bu nedenle hastane hakkında kesinti işlemi yapıldığını ileri sürerek, kararın kısmen kabulüne ilişkin kısmının kaldırılarak, davanın tümden reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle istinaf olunan ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yinelemek suretiyle verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının Kurum mensubu hastalara sunduğu sağlık hizmetleri nedeniyle Kuruma yaptığı faturalandırmanın taraflar arasındaki sözleşmeye ve SUT hükümleri ile ilgili diğer mevzuat hükümlerine aykırı olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller başlıklı 266. maddesi şu şekildedir;
“(1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. (Değişik cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. (Ek cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.”

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bilirkişi raporuna itiraz başlıklı 281. maddesi şu şekildedir;
“(1) Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. (Ek cümle:22/7/2020-7251/24 md.) Bilirkişi raporuna karşı talebin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkânsız olması ya da özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi hâlinde yine bu süre içinde mahkemeye başvuran tarafa, sürenin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilir.
(2) Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir.
(3) Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.”

3.Değerlendirme
1.Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.

2.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.

3.Davacı hastane hakkında Kurumca uygulanan kesinti işleminin yerinde olup olmadığının denetlenmesi amacıyla mahkemece kesintiye konu tüm branşların uzman hekimlerinden oluşan heyetten bilirkişi raporu alınmış ve raporda kesinti işlemlerinin yerinde olup olmadığı hasta bazında tek tek gerekçeleriyle belirtilmiş olmasına rağmen davalı taraf hangi gerekçe ile bilirkişilerin görüşlerini kabul etmediğine dair bir itiraz sunamamıştır. Hal böyle olunca tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalının temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle ;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.