Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/2087 E. 2023/1647 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2087
KARAR NO : 2023/1647
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/369 E., 2022/504 K.
DAVA TARİHİ : 02.11.2010
KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet Bakanlığınca hazırlanan Ankara – Pursaklar Göçmen Evleri Projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda 4.900.000 TL (eski para) peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 6.269,84 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.11.2011 tarihli ve 2010/1087 E., 2011/1000 K. sayılı kararı ile; davacının yaptığı peşin ödemenin mahsup edilmediği gerekçesiyle, mahsup edilmeyen miktarın güncellenmiş değerinin 6.269,84 TL olduğuna ilişkin bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin19.01.2012 tarihli ve 2012/1674 E., 2012/705 K. sayılı ilamı ile; denetime elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, borçlandırma işleminin başlangıcında mahsuplaşma yapılıp yapılmadığı, konutun maliyet bedeli, borçlandırma bedelinden yüksek olduğu takdirde davacının maliyet bedelinden borçlanmayı kabul ettiği halde daha düşük miktarda borçlandırılmasının kabul edilebilir açıklaması yaptırılarak, ödenmesi gereken taksitlerden mahsup işlemi yapılıp yapılmadığı dosya içindeki ve emsal dosyalardaki listeler ve yazışmalar değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 14.05.2013 tarih 2012/475 E., 2013/1043 K. sayılı kararı ile; emsal içtihatlar, dosya içerisindeki yazışmalar gereğince, davacının yatırmış olduğu peşinatın mahsup edildiğinin anlaşılmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

2. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairenin 17.05.2022 tarihli ve 2022/1425 E., 2022/4662 K. sayılı ilamı ile; davacı ile dava dışı banka arasında imzalanan borçlanma sözleşmesinin 1 inci maddesinde “… borçlu, yukarıda belirtilen miktarın kullandırılmış krediye göre saptanmış olduğunu, borçlanmaya esas kesin maliyetin, inşaatın tamamlanması aşamasından sonra yapılacak kesin hesaplardan sonra tespit edileceğini ve kesin hesap sonucu bulunacak maliyete göre borç miktarının artması halinde, artan miktar için de işbu borçlanma sözleşmesinin aynen takbik edileceğini, bankaca kesin hesap sonucu bulunacak hesaba eklenecek miktara, miktarın ve geri ödeme taksitlerinin belirlenmesi yöntemine, hesap şekline herhangi bir itirazı olmayacağını peşinatın ve taksit tutarlarının artış oranına göre yeniden belirlenecek bu sözleşme hükümlerine göre ödeneceğini , kabul beyan ve taahhüt eder.” şeklinde düzenlenmeye yer verildiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp ek borçlandırma sözleşmesi ile 91.607.936 TL kredi kullanıp, ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için 86.000.000 TL (eski para) olarak belirlendiği, kesin maliyet hesabının resmi verilere göre hazırlanması ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmaması nedeniyle bu kesin maliyet hesabına itibar edilmesi gerektiği böylece davacının konut maliyetinin üstünde borçlandığı ve mahsup yapıldığına ilişkin kesin ve inandırıcı belgenin dosya içerisinde yer almadığının anlaşıldığı bu durumda mahkemece, davacı tarafından yatırılan peşinatın borçtan mahsup edilmediği kabul edilerek karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının borçlandığı tutarın 91.607,936 TL (eski para) olduğu, maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için 86.000.00 TL (eski para) olarak belirlendiği, kesin maliyet hesabının resmi verilere göre hazırlanması ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmaması nedeniyle kesin maliyet hesabına itibar edilmesi gerektiği ve böylece davacının konut maliyetinin üstünde borçlandığı, öte yandan davacı tarafça ödenen peşinatın mahsubunun yapıldığına ilişkin kesin ve inandırıcı delil sunulmadığı anlaşıldığından, davanın kabulü ile, 6.269,84 TL’nın 2.000,00 TL’sı için dava tarihi olan 02.11.2010 tarihinden itibaren, 4.269,84 TL’si için ıslah tarihi olan 01.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; konut başvuru aşamasında davacının yatırdığı peşinatın taksitlerden düşüldüğünü, dosya içerisinde yer alan yazışmalarda bu durumun açıkca belirtilğini, kesin maliyet hesabında konutun maliyetinin 86.000.000 TL (eski para) olarak belirlendiğini, bu rakamın altında veya üstünde yapılan borçlanmaların konutların şerefiye farkından kaynaklandığını, Anayasa Mahkemesine yapılan başvuraların ihlal olmadığı gerekçesiyle ret edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; sosyal konut projesinden konut sahibi olabilmek için yatırılan peşinatın konutun teslimi için yapılan sözleşmede belirlenen borçlanma miktarından mahsup edilmediği iddiasına dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, davacının ek borçlandırma sözleşmesi ile 91.607,936 TL (eski para) kredi kullanıp ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için 86.000.000 TL ( eski para ) olarak belirlendiği, böylece davacının konut maliyetinin üstünde borçlandığı ve mahsup yapıldığına ilişkin kesin ve inandırıcı belgenin dosya içerisinde yer almadığının anlaşılması nedeniyle davalının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun’un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.