Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/2061 E. 2023/1425 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2061
KARAR NO : 2023/1425
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Tüketici )Mahkemesi
SAYISI : 2021/271 E., 2022/207 K.
DAVA TARİHİ : 12.07.2021
KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 06.03.2021 tarihinde çeşitli ev eşyası satın aldığını, aldığı ev eşyaları için icra dosyasında bulunan 21.03.2021 tarihli açık fatura düzenlendiğini, faturada yazılı olan mallar ile faturayı teslim aldığını ancak borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalıya karşı Ardahan İcra Müdürlüğünün 2021/601 E. sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının borçlu olmadığından bahisle itiraz ettiğini, icra takibini durdurduğunu belirterek davalının Ardahan İcra Müdürlüğünün 2021/601 E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili süresinde olmayan cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının takip dayanağı olarak 21.03.2021 tarihli GIB2021000000006 numaralı faturayı gösterdiğini, böyle bir faturaya dayalı ya da herhangi bir alışverişten veya alımdan kaynaklı bir fatura düzenlenmediğini, davacı tarafından dayanılan fatura vb. belgelerin her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğunu, sadece faturaya dayalı olarak davacı yanın iddialarının kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini, davacının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %10 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile icra takibine konu edilen fatura incelendiğinde davalının söz konusu makbuzların altında imzasının olmadığı, faturanın tek başına alacağın varlığına delil teşkil etmediği, teslimin hukuki bir işlem olduğu, ancak yazılı delille ispat edilebileceği, davacı tarafın yazılı delilinin de bulunmadığı, davacı tarafın davalı tarafın savunmalarına karşı kendi iddia ve görüşlerini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığınca, mahkemece davacı yanca kesin delil mahiyetindeki yemin deliline dayanıldığı ve bu hakkın kullanılmasının istendiği açıkça belirtilmiş olmasına rağmen bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

3. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 05.02.2020 tarihli ve 2017/8713 E., 2020/1330 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:
“…Oysa ki; fatura tek başına alacağın varlığına delil olmadığı gibi davalının da söz konusu makbuzların altında imzası yoktur. Hemen belirtmek gerekir ki teslim hukuki bir işlem olup, ancak yazılı delille ispat edilebilir, bu hususta da delil bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…”

4. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 18.10.2022 tarihli ve 2022/710 E., 2022/7862 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:
“…Dava konusu ürünlerin teslimi hukuki bir işlem olup, ancak TMK 6. ve HMK. 190 ve 200 maddeleri gereği yazılı delillerle ispat edilebilir…”

5. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 28.01.2021 tarihli ve 2020/4028 E., 2021/595 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:
“…Davacı avukatın dava dilekçesinde “Yemin” delili demekle yemin deliline dayandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece davacıya bu hususta yemin delili hatırlatılarak hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…”

6. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21.02.2022 tarihli ve 2021/9046 E., 2022/1284 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:
“…Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK madde 190). Senede karşı ispat kuralı gereği iddia ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HUMK. md.236-HMK.md.188) yemin (HUMK.md.344-HMK.md227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin, iddianın ispatı yönünden son başvurulacak bir ispat vasıtasıdır. Hakim, davacının iddiasını, yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, davacı tarafa, dava dilekçesinde dayandığı yemin delilini de resen hatırlatmalıdır. Aksi halde, davacının tüm delilleri toplanıp, değerlendirilmemiş olur…”

3. Değerlendirme
Dava dosyasının incelenmesinde; davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı, 27.10.2021 tarihli 4 üncü celsede davacı vekiline beyanda bulunmak için 2 haftalık süre verildiği, davacı vekilinin süresinde verdiği 09.11.2021 havale tarihli beyan dilekçesi ile davalıya yemin teklif ettiklerini ve yemine ilişkin delilin nazara alınarak karar verilmesini talep ettiği, mahkemece 13.12.2021 tarihli 5 inci ve son celsede davacı vekilinin beyan dilekçesini tekrarladığını belirtmesine rağmen davacıya yemin delili hatırlatılmaksızın davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

O halde, mahkemece yukarıda açıklanan içtihatlar ışığında davacının fatura kapsamında yer alan ürünleri davalıya teslim ettiğini kesin delil ile ispat edebileceği, davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı ve yine 09.11.2021 havale tarihli beyan dilekçesinde de yemin deliline dayandığını açıkça belirttiği gözetilmeden davacı tarafa yemin delili hatırlatılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Hal böyle olunca, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.