Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/176 E. 2023/1790 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/176
KARAR NO : 2023/1790
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2228 E., 2022/2304 K.
DAVA TARİHİ : 02.11.2020
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/488 E., 2022/222 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin CTP boru ürettiğini, davalı İdare tarafından 31.05.2017 tarihinde onaylanan “Sivas Gölet Sulamaları 1.Kısım Malzeme” ihalesine katıldığını ve 23.06.2017 tarihinde yapılan ihaleyi 6.200.040,59 TL bedelle kazandığını, söz konusu ihale kapsamında, müvekkilinin ihalenin 2. kısmında yer alan toplam 18.906 mt. “CTP Boru ve Özel Parçaların Temini ve İş Sahasına Nakli” işini aldığını, müvekkili ile İdare arasında 14.08.2017 tarihli sözleşmenin düzenlendiğini, bu sözleme ile ilgili olarak müvekkilinin noter masrafı, damga vergisi, karar pulu ve KİK payı olmak üzere, 111.220,62 TL ödediğini, müvekkilinin sözleşme imzalandıktan sonra tüm hazırlıklarını tamamlandığını (personel, iş araç gereç ve malz. alımları ) ve idareden gelecek siparişi beklediklerini, sözleşme düzenlenmesine rağmen uzun süre İdareden herhangi bir sipariş gelmediğini ancak sözleşme imzalandıktan yaklaşık 7 ay sonra sadece 2.000 mt ürün siparişi verildiğini, söz konusu siparişin müvekkili tarafından İdareye teslim edildiğini, söz konusu sipariş teslim edildikten sonra yani ihalede öngörülen malzemenin yaklaşık %9.76’sı alındıktan sonra İdarenin başka malzeme alımı için sipariş vermediğini, sebebi şifai olarak sorulduğunda, ödenek yetersizliğinin gerekçe gösterildiğini, aradan 1 yıl geçtikten sonra sözleşme süresinin uzaması için idareye başvurulduğunu ancak cevap alamadıklarını, İdarenin, söz konusu işi, ödenek yetersizliliğini gerekçe göstererek keyfi biçimde yarıda bıraktırdığını ve eylemli olarak sözleşmeye son verdiğini, İdarenin bu davranışı nedeniyle müvekkilinin ekonomik olarak zor duruma düştüğünü, müvekkilinin bu ihale için damga vergisi, karar pulu ve KİK payı dışında, idareye verilen banka teminat mektubu için 16.569,12 TL bankaya komisyon ödemesi yaptığını, bunun yanında bu iş için tüm fabrikasını nerdeyse 1 yıl hazırda beklettiğini, bu süre zarfında işçilerin maaşlarını ödediğini, bunlar dışında bu iş ile ilgili aldığı araç, gereç ve malzeme nedeniyle de borç yükü altına girdiğini, 18.06.2019 tarihli yazı ile teminat mektubunun iadesine karar verildiği buna karşın sözleşme hükümleri uyarınca müvekkiline herhangi bir tazminat ödenmeyeceğinin bildirdiğini, sözleşme ilişkisinde taahhüt edilen edimlerin yerine getirilmemesinde müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, İdarenin tip sözleşmeye koyduğu 44 üncü madde ile sözleşmeyi tazminatsız sona erdirmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin İdarenin davranışları nedeniyle hem menfi hem de müspet zarara uğradığını, müvekkilinin sözleşmenin imzası ile ilgili olarak ödediği noter ücreti, damga vergisi, harçlar, banka teminat mektupları için ödenen komisyonlar ve kamu ihale katılım pay bedelleri gibi menfi zararları bulunmakla birlikte müspet zarar olarak kazanç kaybı bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik menfi zarar bedeli olarak 15.000 TL, müspet zarar bedeli olarak 5.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile talebini 107.180,09 TL arttırılarak 127.180,09 TL’nin avans faizi ile tahsili talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; Sivas Merkez Armutlu Göleti Su Alma Yapısı, İletim Hattı ve Sulama İnşaatı işine ait 2.000 mt CTP boru üretiminin 02.03.2018 tarihli siparişe istinaden yüklenici tarafından üretimi yapılarak teslim edildiğini ancak diğer sulama inşaatı işlerine 2018 ve 2019 yılları içerisinde ödenek temin edilemediği için bu işlerde kullanılması planlanan CTP boru ve ek parçalarının siparişinin yapılamadığını, sözleşme hükümleri gereği davacının tazminat hakkı olmadığını, işe başlama tarihi 02.03.2018 olup iş bitim tarihinin 01.03.2019 olduğunu, davacının 30.04.2019 tarihli dilekçesinde, sözleşme süresinin bitmesi nedeniyle sözleşmenin ilgili hükümleri doğrultusunda işin tasfiye edilerek teminat mektuplarının iadesi ve ilgili sair hususlarda gereğinin yapılmasını talep ettiğini, sözleşme hükümleri ve yüklenicinin talebine istinaden 18.06.2019 tarihili “olur” ile işin tasfiye edildiğini, müvekkilinin sözleşmeye aykırı davranmadığını, davacının tazminat talep hakkı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı yüklenicinin, kazandığı ihale sonucu taraflar arasında noterde 14.08.2017 tarihinde “CTP Boru ve Özel Parçaların Temini ve İş Sahasına Nakli” sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre davacı şirketin, davalı idareye boru temin edeceği, sözleşmeden yedi ay sonra idarenin 2.000 metre boru siparişi verdiği, davacının bu malzemeyi tedarik ederek idareye teslim ettiği, ihalede öngörülen malzemenin %9,76’sı alındıktan sonra idarenin başkaca sipariş vermediği hususunda anlaşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davacının tazminat talep etme hakkı olup olmadığı noktasında toplandığı, bilirkişi raporlarıyla davacının sözleşme nedeniyle teminat mektubu için 15.959,79 TL, sözleşme tasdik masrafı 72.842,37 TL, ihale karar pulu masrafı 35.278,23 TL, KİK masrafı 3.100,00 TL olmak üzere toplam 127.180,09 TL menfi zararının bulunduğunun anlaşıldığı, müspet zararın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 127.180,09 TL menfi zarar tazminatının dava tarihi olan 02.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, müspet zarar tazminatı talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; ödenek temin edilemediği için kullanılması planlanan CTP boru ve ek parçaları siparişinin yapılamadığını, sözleşme hükümlerine göre davacının tazminat hakkı olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında düzenlenen 14.08.2017 tarihli sözleşmenin 44/2 inci maddesinde açıkça hangi hallerde tarafların tazminat veya ilave bir bedel ödemeyeceğinin kararlaştırıldığı, buna göre davalı idarenin ödenek yetersizliğine bağlı sebeplerle üretim siparişi verilememesi gibi hallerde davalı kurumdan tazminat istenemeyeceğinin sözleşmenin işbu hükmüyle, sözleşmenin tarafı olan davacı ve davalı tarafça açıkça kararlaştırıldığı/belirlendiği ve kabul edildiği, davacı taraf tacir olup basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlü olduğu, ticaret şirketi yani tacir olan davacı bakımından da hukuken geçerli ve bağlayıcı olan sözkonusu sözleşme hükmü nedeniyle sözkonusu tazminat isteminin mahkemece reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı sebep ve gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması yerinde olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalı İdarenin, sözleşme konusu işi, ödenek yetersizliğini gerekçe göstererek eylemli olarak sona erdirdiğini, İdarenin bu davranışı nedeniyle müvekkili şirketin ekonomik olarak zor duruma düştüğünü, bu ihale ile ilgili olarak çok yüksek miktarda damga vergisi, karar pulu ve KİK payı ödemesi, banka teminat mektubu komisyonu ve noter masrafı ödemesi yaptığını, bunun yanında bu iş için yeni işçiler istihdam ettiği, ek hammadde ve araç alımları yaptığını, neticede hiçbir kusuru yok iken ödeneği olmayan ihale nedeniyle büyük zarara uğradığını, müvekkilin sözleşme hükümlerine herhangi bir aykırılığı olmadığı sabit olup sözleşmenin davalı tarafından ödenek yetersizliliği nedeniyle sonlandırıldığının açık olduğunu, Kamu İhale Kanununu temel ilkeler başlıklı 5 inci maddesinde “Ödeneği bulunmayan hiçbir iş için ihaleye çıkılamaz.“ hükmü bulunduğunu, davalı İdarenin Kamu İhale Kanunu 5 inci maddesi açık hükmüne aykırı şekilde TİP sözleşmeye hüküm yazmasının hukuken geçerli olmadığını, Kanun hilafına uygulama ile ödenek olmadan ihaleye çıkılması ve sonra da ödenek yetersizliği nedeniyle sözleşmenin sonlandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu hukuka aykırılık nedeniyle doğan zararının tazmin edilmesi gerektiğini, karar gerekçesinde “sözleşme serbestisi” atfı yapılmış ise de, hukukumuzda sözleşme serbestisinin sınırsız olmadığını, Kanunun emredici hükümleri hilafına yer alan bir hükmün sözleşme serbestisi içerisinde sayılmasının mümkün olmadığını, sorunun temelinin Kanuna aykırı bir uygulama ile ödeneği olmadan ihaleye çıkılmış olması olduğunu, bundan doğan zararlara, hiçbir kusur ileri sürülmeyen müvekkilin katlanmasının hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşmeden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 26 ncı maddesi; ”Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.”

2.Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 44 üncü maddesinin 2 inci fıkrası “Yapım işine herhangi bir sebeple İdarece süre uzatımı verilerek süresinin uzaması ve/veya inşaat yüklenicisinin yapım sözleşmesi hükümlerini yerine getirememesi, cezalı çalışması, fesih vs. nedenlerle yapım işinin süresinin fiilen uzaması veya fesih/tasfiye nedenleriyle yeniden ihale edilmesi vs. nedenlerle boru alımı işinin de süresinin uzaması veya üreticinin kusuru dışında yapım işinin gecikmesi, boşaltma yapılamaması, ödenek yetersizliliğine bağlı üretim siparişi verilememesi vs. gibi İdareye ve inşaat yüklenicisine bağlı nedenlerle işin yerine getirilmesinin gecikmesi gibi hallerde üreticiye herhangi bir tazminat veya ilave bir bedel ödenmeyecektir.” şeklindedir.

3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, tarafları bağlayan sözleşme hükümleri çerçevesinde davacının tazminat talebinin haklı olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı fazla alınan bakiye temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.