Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/15 E. 2023/1458 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/15
KARAR NO : 2023/1458
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/58 E., 2022/2450 K.
DAVA TARİHİ : 27.09.2018
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/1808 E., 2020/1167 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar; babaları Serhat’ın 2018 Ağustos ayında vefat ettiğini, babalarının borç durumunu öğrenmek üzere SGK’ya başvurduklarında 29.09.2017 tarihi itibari ile 69.942,96 TL borç bulunduğunun kendilerine bildirildiğini, davalı kurumca borcun kira alacağından kaynaklandığının söylendiğini, teferruatlı bilgi verilmediğini, borcun kaynağını araştırılırken murisin müdürü olduğu Kervanoğlu Elk. Eşy. Et Balık Paz. Ltd. Şirketinin, Kurumdan kiralamış olduğu gayrimenkulün kira bedelinin ödenmemesinden kaynaklı 2004 yılında yapılmış bir icra dosyasına dayalı olduğu bilgisine ulaştıklarını, borçtan dolayı murislerine ait Hasköy, Mahallesi 18854 Ada 2 parsel de kayıtlı taşınmaza 2004 yılında haciz konulduğunu tespit ettiklerini, takibin ve haczin usulsüz olduğunu ileri sürerek davalı kuruma borçlu olmadıklarının tespitine, murislerine ait Hasköy Mahallesi 18854 Ada 2 parselde bulunan haczin düştüğünün tespitine, lehlerine kötü niyet tazminatı ödemesine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP
Davalı; kurum alacağının mevcut olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların murisi ile davacı …’ın ortağı olduğu şirket ile davalı SGK İl Müdürlüğü arasında 25.06.1998 tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği, şirket ortaklarının amme borcu dışındaki borçlardan sorumlulukları bulunmadığını, murise ait taşınmaz üzerine davalı tarafından, şirketin kira borcundan dolayı haciz konulmasının usulsüz ve dayanaksız olduğu, davacıların davalı tarafa borçlu olmadığının tespit edildiği, ayrıca İİK’nın 106 ıncı maddesi doğrultusunda satış istendiğine ilişkin bir talebe rastlanmadığı gibi satış giderlerinin yatırıldığına ilişkin de bir delil bulunmadığından haczin kendiliğinden ortadan kalktığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacıların davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; kira sözleşmesinin 24 nci maddesinde “Bu mukaveleyi imza edenler tatbikatından doğacak kurum alacaklarını 6 aylık kira bedeli tutarındaki teminatın dışında ve şirket tüzel kişiliğinin malvarlığından ayrı olarak, şahsi malvarlıkları ile karşılamayı müteselsil ve müşterek borçlu olarak tekeffül ve taahhüt ederler.” düzenlemesine yer verildiğini, bahsi geçen sözleşmenin şirket adına muris Sezai tarafından imzalandığı, kefilin borçtan müteselsil ve müşterek olarak sorumlu olduğunu, muris Sezai’nin müştereken ve müteselsilen sorumluluğu gereği Kurum tarafından yapılan işlemlerin yerinde olduğunu, Mahkeme tarafından kira alacaklarının amme alacağı sayılmadığı gerekçesi ile davacının müvekkil kuruma borçlu olmadığına ilişkin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili Kurumca talep edilen alacağın kamu alacağı sebebi ile değil kira sözleşmesinde yer alan 24 nci maddedeki müteselsilen ve müştereken sorumluluk gereği talep edildiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların murisi Sezai’nin davalı kuruma ait dükkan nitelikli taşınmaza ilişkin olarak 25.06.1998 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli sözleşmesini, dava dışı şirket adına imzaladığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un 35 nci maddesinde limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları belirtilmiş olup, özel hukuk ilişkisi kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağının kamu alacağı niteliğinde olmadığı, her ne kadar davalı tarafça davacıların murisinin sorumluluğunun sözleşmenin 24 nci maddesindeki düzenlemeden kaynaklandığı savunulmuş ise de, davacıların murisinin sözleşmeyi kiracı şirket adına imzaladığı, kefil sıfatıyla şahsı adına ayrıca bir imzasının bulunmadığı, dosya kapsamında İİK’nın 106 ncı maddesi doğrultusunda davalı tarafça satış istendiğine ilişkin bir talebe rastlanmadığı gibi satış giderlerinin yatırıldığına ilişkin bir delil de ibraz edilmediği, haczin kendiliğinden ortadan kalktığı, Mahkemece verilen kararda bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davalı kuruma dava dışı şirketin borcundan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 inci maddesinin birinci fıkrasına göre; ”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.”

3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, davalıların murisinin kira sözleşmesine taraf olmadığı ve kira borcundan sorumlu tutulamayacağının anlaşılmasına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.