Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/1411 E. 2023/1408 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1411
KARAR NO : 2023/1408
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/375 E., 2022/249 K.
DAVA TARİHİ : 31.01.2013
KARAR : Davanın kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı Banka vekili

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, menfi tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davalı Banka yönünden davanın reddine, diğer davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nce mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir. İlk derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Davalı Banka vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 02.07.2008 tarihli konut satış sözleşmesi ile davalı şirketten proje bazında konut satın aldığını, konut için 17.07.2008 tarihinde Japon Yeni üzerinden davalı bankadan kredi kullandığını, 28.04.2011 tarihinde kredi için TL bazında yeni bir ödeme planı belirlendiğini, ancak taşınmazın vaadedilen 2009 yılı sonunda teslim edilmediğini, bankanın aracı olduğu 15.03.2011 tarihli protokol ile taşınmazın teslimi için 31.12.2012 tarihine kadar ek süre verildiğini, buna rağmen teslimin gerçekleşmediğini, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun krediyi belirli bir konutun satın alınması ya da satıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda konutun hiç ya da zamanında teslim edilmemesi halinde tüketiciye karşı kullandırılan kredi miktarı kadar müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek; kredi taksitlerinin ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, davalı bankaya ödenen 331.227,22 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 11.03.2014 tarihinde taleplerini ıslah ederek, 02.07.2008 tarihli konut satış sözleşmesinin feshine, davacının kullandığı bağlı kredi ile ilgili ödenmemiş taksitlerden borçlu olmadığının tespitine ve dava tarihine kadar bankaya ödenmiş olduğu 331.227,22 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; davacının diğer davalı ile akdettiği 02.07.2008 tarihli konut satış sözleşmesine taraf olmadığını, buna göre kendisine husumet yöneltme hakkı olmadığını, davacıya karşı taşınmazın tamamlanması ile ilgili üstlendiği bir sorumluluk da bulunmadığını, taşınmaz kaydına davacının kendisine olan yükümlülüklerini yerine getirmesini teminen ipotek tesis edildiğini, bu işlemin davacı tarafından kullanılan kredinin bağlı kredi olduğu yönünde delil teşkil etmediğini, konut satış ve teslimi ile ilgili hiçbir yükümlülüğü ve taahhüdü bulunmadığını savunarak; davanın husumet yokluğundan ve esas yönünden reddini istemiştir.

2.Davalı şirket; davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 2013/264 Esas 2014/1247
Karar sayılı kararı ile, davalı banka hakkında açılan davanın reddine, diğer davalı Ekgür Yapı … Ltd. Şti. hakkında açılan davanın kabulü ile 31.227,22 TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin (kapatılan) 15.11.2017 tarihli 2015/30442 E. 2017/11179 K. sayılı kararı ile; hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 2018/59 Esas 2019/455 Karar sayılı kararı ile, davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 24.06.2021 tarihli 2020/6150 E. 2021/7191 K. sayılı kararı ile; kullanılan kredinin bağlı kredi olup olmadığı hususunda dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu, mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm kurulduğu, buna göre çelişkiyi giderecek şekilde yeniden bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 2021/375 Esas 2022/249 Karar sayılı kararı ile, 17.07.2008 tarihli konut finansmanı kredisi sözleşmesini davalı Ekgür Yapı Turizm San. Tic. Ltd. Şti.nin kefil sıfatıyla imzalandığı, 20.07.2012 tarihli ekspertiz raporunda projede yer olan 152 adet taşınmaz ile ilgili rapor düzenlendiği, raporda ekspertizi talep edenin Pendik Şubesi, müşteri adının Ekgür Yapı Turizm San. Tic. Ltd. Şti. olduğunun belirtildiği, sadece davacının sözleşme kapsamında satın aldığı taşınmaz ile ilgili ekspertiz raporunun bulunmadığı, böylece davalı bankanın, davacıya proje kapsamında konut finansman kredisi kullandırdığı, kredinin bağlı kredi olduğu, davacının feshedilen sözleşme nedeniyle uğradığı zararı yani ödemiş olduğu bedeli davalı bankadan isteme hakkı olduğu gerekçesiyle, davalıların müştereken ve müteselsilen davacıya karşı sorumlu oldukları anlaşıldığından, davanın kabulüne, davacı ile davalı Ekgür Yapı Turizm San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanmış olan 02.07.2008 tarihli Çam Koza Residence Konut Satış Sözleşmesinin feshine, davacının davalı TEB Bankasından kullanmış olduğu 17.07.2008 tarihli, 2215 nolu konut kredisi (yapılandırma 14.04.2011 tarih 3728 nolu konut kredisi) nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, 331.227,22 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 12.10.2022 tarihli ve 2022/6111 E. 2022/7706 K. sayılı kararıyla, mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Banka vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı Banka vekili karar düzeltme dilekçesinde, son alınan bilirkişi raporunun bozma ilamını karşılamadığını, ileri sürülen itirazlarının karşılanmadığını, raporun eksik, hatalı, denetime elverişsiz, hukuki temelden yoksun olduğunu, bilirkişilerin uzmanlık alanlarına bakıldığında bağlı krediler konusunda uzman olmadıklarını, rapor içeriğinde yapılan tespitlerin birbiri ile çelişkili, tutarsız, dayanaksız olduğunı, hiçbir hukuki izahı bulunmayan ve somut olmayan gerekçelerle, bağlı kredi nitelendirmesi yapıldığını, davacı ile davalı banka arasında imzalanmış olan konut finansmanı sözleşmesinde davaya konu taşınmaz ile ilgili bir bilgi bulunmadığını, davalı inşaat şirketinden taşınmaz alan pek çok kişinin, Banka dışında diğer bankalardan kredi kullanmayı da tercih ettiklerini, kredi sözleşmesinde de gerek taşınmaz satış sözleşmesine gerekse taşınmaza ilişkin herhangi bir atıf ve belirtmede bulunulmadığını, bankanın hiçbir suretle davalı inşaat şirketinin kefili/garantörü olmadığını, mahkemece mübrez emsallerin gözetilmediğini, davalı inşaat şirketinden taşınmaz satın almak üzere sözleşme imzalayan ancak diğer bankalarda kredi kullanmış ve mağduriyet yaşamış olan pek çok tüketici olmasına karşın, hükme esas alınan 13.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda, davalı inşaat şirketinden taşınmaz alan diğer pek çok kişinin Banka dışında çeşitli diğer bankalardan kredi kullandığı hususunun da değerlendirilmediğini, davalı inşaat şirketi tarafından kaç adet konutun satışa sunulduğu ve satın alan kişilerden kaçının bankadan kredi kullandığı hususunun araştırılmadığını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının satın almış olduğu taşınmazın teslim edilmemesi nedeniyle taraflar arasında imzalanan sözleşmenin feshi, krediden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1086 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 440 ıncı maddesi şöyledir;
”I.Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir: 1 – (Değişik: 16.7.1981 – 2494/31 md.) Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle- karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması, 2 – Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması, 3 – Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması. 4 – Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması”

b. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 2013/14049 Esas 2014/14680 Karar sayılı ilamı şöyledir:
“…Mahkemece, davalı bankadan alınan kredinin bağlı kredi olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, davacının davalı bankadan kullandığı kredi sözleşmesine satıcı firmanın kefil olması alınan kredinin bağlı kredi olduğunu doğrulamaktadır. ( Dairemizin aynı davalı ve dava dışı …Konut A.Ş arasındaki ilişkinin bağlı kredi olacağına,” 4.7.2011 tarih,2010/15463 esas, 2011/10919 karar sayılı ilamı ve benzeri kararlar”) öyle olunca, kullanılan kredinin bağlı kredi olacağı kabul edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken…”

3. Değerlendirme
Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında açıklanan gerekçelere göre, düzeltme isteğinde ileri sürülen sebepler 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından, davalı satıcı firmanın kredi sözleşmesine kefil olduğunun ve kullanılan kredinin bağlı kredi olduğunun anlaşılmasına göre, davalı Banka vekilinin karar düzeltme dilekçesinde bildirdiği sebeplerin Dairece verilen onama kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmakla, davalı Banka’nın karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Banka vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.