Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/1313 E. 2023/1778 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1313
KARAR NO : 2023/1778
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/780 E., 2022/664 K.
DAVA TARİHİ : 15.04.2015
KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat Batuhan Bektaş’ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; avukat olduğunu, davalı ile avukatlık sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafça haksız olarak azledildiğini, ödenmeyen vekalet ücreti alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı; davacının 244 duruşmanın sadece 5 tanesine bizzat katıldığını, 130 duruşmaya yanında çalışan avukatların katıldığını, 109 duruşmaya ise avukatı olarak kimsenin katılmadığını, davacının mahkemelere gönderdiği mazeretlerin kabul edilmediğini, Yargıtay kararlarına göre duruşmaya katılmayan davacının özen borcuna aykırı davrandığını, bu nedenle azil haklı olduğundan davacının ücret talep edemeyeceğini savunarak, haksız davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.10.2017 tarihli ve 2016/136 E., 2017/259 K. sayılı kararıyla; davacının azil edilmesi haklı sebeplere dayandığından davanın reddine, davacı tarafın kötü niyetle dava açtığı ispatlanamadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 06.12.2020 tarihli ve 2019/31 E., 2020/1404 K. sayılı ilamıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, “dosya suretleri üstünde yapılan incelemede davacı avukatın vekilliğini üstlendiği 61 davada 158 adet mazeret dilekçesi gönderdiği ve mazeretsiz 52 duruşmaya girmediği” gerekçesiyle avukatın ücrete hak kazanamayacağının belirtildiği, mahkemece de azlin haklı olup olmadığı, davacının iddiasında yer alan azil tarihinden sonra başka avukatlarca gönderilen mazeret dilekçelerinin dikkate alınıp alınmadığı, davalı olarak yer aldıkları dosyalarda gönderilen mazeretlerin davalı zararına neden olacak şekilde davanın uzamasına neden olup olmadığı, davacının bilirkişi raporlarına itirazları üzerinde inceleme ve değerlendirme yapılmadan davanın reddine karar verildiği, bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık konusu olan, “azlin haklı olup olmadığı” hususu ile ilgili, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporlarına itirazları ve azil tarihi itibariyle mazeret dilekçesi gönderilen ve/veya gönderilmeyen dava dosyalarının nitelikleri de incelenip değerlendirilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporunda yer alan azlin haksız olduğuna yönelik değerlendirmelerin hükme esas alındığı, davacı avukatın, davalı müvekkil şirketin vekilliğini üstlendiği davalarda mazeret gönderilen dosyaların çoğunda müvekkil şirketin davalı konumunda olduğu, davacının takip ettiği dosyalarda gerekli dilekçelerin sunulduğu, davalı müvekkil şirketin mazeret dilekçesi sunulup girilmeyen duruşmalar sebebi ile zarara uğradığına ilişkin bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, yine davalı şirketin zararına yol açacak şekilde davanın uzamasına neden oluşturan bir bilginin bulunmadığı, davalı tarafça fesih sebebi olarak gösterilen hukuk departmanı kurulmasının azli haklı kılmayacağı, davacı avukatın özen borcuna aykırı hareket etmediği, bu haliyle azlin haksız olduğunun anlaşıldığı, davacı taraf ticari faiz istemiş ise de davacı tarafın tacir olmayıp avukat olduğu, avukatlık hizmetinin ticari bir faaliyet olmadığı ve taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinde ticari faize ilişkin bir hükmün bulunmadığı, bu nedenle talep edilebilecek faizin yasal faiz olduğu, davalının davacıyı temerrüde düşürmemiş olması nedeniyle, takipte talep ettiği 820,00 TL işlemiş faizin yasal dayanağı olmadığı, davacının feri nitelikteki icra inkar tazminatı talebi bakımından taraflar arasında vekalet ücreti sözleşmesi olduğundan alacağın likit ve belirlenebilir nitelikte olduğu, takibin de durmuş olduğu anlaşılmakla icra inkar tazminatı talebinin yasal koşullarının oluştuğu, davalının kötü niyet tazminatı talebi bakımından ise davacının kısmen haksız olmakla beraber takipte kötü niyetli olduğuna dair bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3861 E. sayılı icra takip dosyasında davalı borçlunun itirazının 128.012,50 TL asıl alacak ve 44.790,35 TL işlemiş faiz alacağı yönünden iptali ile, takibin belirtilen bu tutarlar üzerinden kaldığı yerden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, takipte asıl alacak tutarı olan 128.012,50 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 25.602,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Mahkemece yeniden yapılan yargılamada itiraz ve savunmalarını değerlendirilmeden karar verildiğini, davacı avukatın çok sayıda duruşmaya mazeret dahi sunmaksızın katılmadığını, çok sayıda mazeret sunduğunu, bu durumun yargılamayı gereksiz yere uzatmakta ve avukatın özen borcunun somut bir zararın meydana gelip gelmemesi ile ölçülemeyecek olduğunu, davacının özen borcuna aykırı fiilleri neticesinde somut zararın da meydana geldiğini, karar duruşmasına da davacı tarafından mazeret sunulduğunu ve davacı tarafından sunulan mazeret reddedilerek dosyanın gıyapta karara çıktığını, davacının herhangi bir stopaj alacağının olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, vekilin özen ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ve azlin haklı sebeple gerçekleştiğinin ispat edildiğini, haklı azil halinde vekilin vekalet ücretine hak kazanamayacağını, mahkemece hukuka aykırı olarak kötü niyet tazminatı taleplerinin reddedildiğini, beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet ücretinin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi; “Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder. Yüzde yirmi beşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir. “

Aynı Kanun’un 174 üncü maddesi; “Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret isteyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır. Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez. “

3.Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, bozma gerekleri yerine getirilmek suretiyle yeniden alınan bilirkişi raporunda davalı şirketin sunulan mazeretler nedeniyle bir zararının olmadığının tespit edildiği, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı da anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz eden taraf vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi uyarınca dosyanın gönderildiği mahkemece kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.