Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/124 E. 2023/1854 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/124
KARAR NO : 2023/1854
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1308 E., 2022/1558 K.
DAVA TARİHİ: 10.04.2013 – 05.06.2014
KARAR: Asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi

Taraflar arasındaki asıl dosyada kurum işleminin iptali, birleşen dosyada alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl davada davalı, birleşen davada davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Asıl davada davacı dava dilekçesinde özetle; Üniversite Eczanesi’nin sahibi olduğunu, Ondokuzmayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Dahiliye Servisinde Dr. Derya Deniz tarafından yazılan ve eczanesince karşılanan reçetelerin Dr. Derya Deniz’in 14.12.2013 tarihli beyanına göre Dr. Derya Deniz tarafından yazılmadığı, yazı ve imzanın ona ait olmadığı, imzasının üstündeki kaşenin 3-4 ay önce kaybettiği kaşe olduğu anlaşıldığından bir kısım reçetelerde sahtecilik yapıldığı iddiası ile hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 yılına ait protokolün 5.3.8 ve 5.3.10 uncu maddeleri uyarınca yersiz ödeme yapılan reçete bedeli toplamı 95.292,98 TL’nin faiziyle birlikte geri alınmasına, 1.848.353 TL cezai şart uygulanmasına ve sözleşmenin bir yıl süre ile feshine karar verildiğini, sahtecilik yapıldığı iddia edilen reçetelerin; OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinin matbu tek tip reçete kağıdı üzerine yazılı, reçeteyi yazan doktorun imzası, kaşesi, ayrıca yatan hasta kaşesi ve imzası, hastane eczacısının reçetede yazılı ilaçların kendisi ve benzeri yoktur kaşesi ve imzası, başhekimlik makamının onay kaşesi ve imzası, dosya ve protokol numarası ile çoğu reçetede enfeksiyon hastalıkları doktorunun imzası ve kaşesinin mevcut olduğunu, ayrıca reçetelerin tamamına yakınının yatan hastalar adına yazıldığını, reçete muhteviyatı ilaçların hastalara ulaştırıldığını ve hastalar tarafından kullanıldığını, gerekli araştırma yapılmadan reçeteler hakkında değerlendirme yapılmasının hakkaniyete uygun olmadığını, sahte olduğu iddia edilen reçetelerin hiç birisine kendisinin ve çalışanlarının herhangi bir dahlinin olmadığını beyanla Kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sosyal Güvenlik Kurumu Samsun İl Müdürlüğü’nün davacı Üniversite Rektörlüğü’nden alacaklı olduğunu ispat etmeden hekim kaşelerinin sahte üretilmesi çalınması gibi usulsüz olarak kullanılması sonucu alacağın doğduğu iddiasıyla idari işlemle tek taraflı olarak Rektörlük alacaklarından haksız yere kestiği 98.732,98 TL’nin kesinti tarihi olarak bildirilen 26.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan inceleme neticesinde Dr. Derya Deniz tarafından yazılmadığı anlaşılan sahte reçetelerin davacı tarafından Kuruma faturalandırılmış olması nedeniyle Kurum işleminin yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; üniversite hastanesine yapılan 92.251 TL yersiz ödemeden Üniversite Eczanesi ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu, muhakkik raporunda belirtilen 185 adet reçetenin davacı hastane doktoru Derya Deniz’e ait kayıp kaşe kullanılarak sahte olarak düzenlendiğini, hastanenin gerekli incelemeleri yapmadan kontrolsüz şekilde sahte reçetelere eczanemizde yoktur kaşesi basarak ve başhekimlik onayı yaptığı için kusurlu olduğunu ve reçete bedellerinden bu nedenle sorumlu olması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Ondokuzmayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi dahiliye servisinde çalışmakta olan Dr. Derya Deniz’in 2012 yılı Ağustos ayında kaybetmiş olduğu kaşesi ile ağustos ayı ve sonrasında kendisinin yazı, imza ve parafı taklit edilmek suretiyle reçeteler yazıldığına dair şikayeti üzerine davalı eczacı … ve dava dışı eczane çalışanları hakkında Samsun 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/266 Esas ve 2014/96 Karar sayılı dosyasında yapılan kovuşturma sonucunda tarafların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, ayrıca taraflar arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 yılı protokolünün 6.3 üncü maddesinde; “Bu protokol hükümleri ile ilgili olarak hakkında suç duyurusunda bulunulan ve açılan Kamu davası sonucunda ceza mahkemesi tarafından beraat kararı verilen eczacının beraat kararından sonra talebi halinde sözleşme yapılır.” hükmü yer aldığına göre uygulanan cezai işlemlerin dayanağının kalmadığının anlaşıldığı, nitekim tarafların iddia ve savunmaları kapsamında alınan, denetime açık, gerekçeli ve yerinde bulunan 05.10.2015 havale tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre de; doktor kaşelerinin herkesin ulaşabileceği noktada bulunması, reçetelerin iş yoğunluğu nedeni ile zaman zaman intörnler tarafından yazılıyor olması karşısında, kaşe üzerindeki imzanın salt kaşenin sahibi doktora ait olmaması nedeni ile reçetenin sahteliğinden söz edilemeyeceği, reçetelerdeki sorunun hastanenin çalışma yönteminden kaynaklandığı, bu itibarla davacı hakkında 2012 yılı protokolünün 5.3.8 ve 5.3.10 maddeleri gereğince uygulanan 02.04.2013 tarihli cezai işlemin kaldırılması gerektiği belirtildiğinden asıl davanın kabulüne; protokolün 5.3.8 inci maddesi uyarınca verilen 57.506,60 TL cezai şart bedeli ve 1 yıl süre ile yeni sözleşme yapılmayacağına ilişkin fesih işleminin, 5.3.10 uncu maddesi uyarınca verilen 1.848.353 TL cezai şart bedeli ve 1 yıl süre ile yeni sözleşme yapılmayacağına ilişkin fesih işleminin iptaline, 205 adet reçeteye ilişkin yersiz ödenen 95.292,28 TL reçete bedelinin ödeme tarihinden itibaren hesaplanan yasal faiziyle birlikte davacının davalı kuruma tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilmesine yönelik işlemin iptaline karar verilmiş, birleşen davada bilirkişi kök raporunda Dr. Derya Deniz tarafından düzenlenmeyen ancak onun kaşesini taşıyan 185 adet reçete nedeniyle eczanenin sorumlu olamayacağı, sorumluluğun Üniversite Hastanesinde olduğunun kabul edildiği, bu durumda reçete bedeli olan 92.251 TL’nin faizi ile birlikte toplam 98.732,98 TL olarak 19 Mayıs Üniversitesi’nin SGK’daki alacağından mahsup edilmesi işleminin yerinde olduğunun kabulü gerektiği bildirildiğinden birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinafa Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı vekili, birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
1.Asıl davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, Dr. Derya Deniz’in kaybolan kaşesi ile sadece davacı eczane tarafından reçete fatura edildiğini, ölüm tarihinden sonra SGK mensubu kişiler adına reçete fatura edildiğini, kurum inceleme raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere protokol hükümlerine açıkça aykırı hareket edildiğini, usulsüzlük ve sahteliklerin mevcut olduğunu, bilirkişi raporunun çelişkili ve yetersiz olduğunu belirterek istinaf incelemesi sonucu yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

2.Birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanlarını tekrarla, müvekkili tarafından yapılan işlemlerde usulsüzlük olmadığını, art niyetli kişiler tarafından ele geçirilen doktor kaşesi ile eczane stoklarında olmadığı bilinen ilaçların tek hekim üzerinde reçete edilmesi ve 185 adet reçetenin diğer davacı eczanede kullanılmasının şaibeli olup mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, davalı kurumun da hatalı olduğunu, gerekçenin yetersiz olduğunu, kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf incelemesi sonucu yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
C. GEREKÇE VE SONUÇ
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Dosyadaki belgeler, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı vekili, birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Asıl davada davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yinelemek suretiyle verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yinelemek suretiyle verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada Kuruma faturalandırılan sahte reçeteler nedeniyle davacı hakkında 2012 yılına ait protokolün 5.3.8 ve 5.3.10 uncu maddeleri uyarınca uygulanan Kurum işleminin iptali istemine, birleşen davada asıl dava konusu sahte reçete bedellerinin Üniversite hastanesinden tahsiline dair Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 yılı protokolünün 5.3.8 inci maddesi şu şekildedir;
“(Değişik: 29/06/2012-2012/1 Ek Protokol 6.md. Yürürlük:01/07/2012) Kuruma fatura edilen reçetede ya da reçete ekinde bulunması gereken belgelerde (e-reçete ve/veya e-rapor olarak düzenlenenler hariç) (tıbbi bilgi ve belgeler de dahil olmak üzere) eczacı veya eczane çalışanları tarafından tahrifat yapıldığının ve Kurum zararının oluştuğunun tespiti halinde reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) yıl süreyle sözleşme yapılmaz.”

2. Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 yılı protokolünün 5.3.10 uncu maddesi şu şekildedir;
“Eczacı ya da eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) yıl süreyle sözleşme yapılmaz.
Ancak, söz konusu sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte raporun eczacı ya da eczane çalışanları dışında üçüncü kişilerin dahli ile Kuruma fatura edildiğinin yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda tespit edilmesi halinde bu madde hükmü uygulanmaz.”

3. Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 yılı protokolünün 4.3.6 ncı maddesi şu şekildedir;
“Protokolün (5.3) numaralı maddesindeki fiillerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedelleri ödenmez. Kurumca yapılan yersiz ödemeler varsa, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte eczacının Kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilir. Eczacının alacağının yersiz ödeme tutarını karşılamaması veya alacağının olmaması halinde, genel hükümlere göre tahsil edilir.”

4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi şu şekildedir;
“Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.”

3.Değerlendirme
A. Asıl dava yönünden;
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74 üncü maddesi hükmüne göre ceza mahkemesince verilen beraat kararı; kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasları hukuk hakimini bağlamayacaktır. Ancak hemen belirtilmelidir ki gerek öğretide gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıyacaktır. Bu doğrultuda maddi vakıanın tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayıcı olup ceza mahkemesince bir maddi vakıanın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-92 E 2018/1362 K sayılı kararı)

2. Her ne kadar davacı ve çalışanları dava konusu sahte reçeteler ile ilgili olarak Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/266 Esas, 2014/96 Karar sayılı dosyasında yargılamaları yapılarak delil yetersizliğinden beraat etmişlerse de bu kararla bağlı olunmadığından yapılan yargılama sırasında toplanan tüm deliller kapsamından Ondokuzmayıs Üniversitesi dahiliye servisi doktoru Derya Deniz’in kaybolan kaşesi ile düzenlenen 186 adet sahte reçete ile tahrifat yapılan 19 adet reçetenin tamamının davacı eczane tarafından Kuruma faturalandırılmış olmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması ve 38 adet sahte reçete arkasındaki yazı ve imzaların eczane çalışanlarına ait olduğunun yapılan ceza yargılamasında tespit edilmiş olmasına göre 38 adet reçete nedeniyle davacı ve çalışanlarının Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak sahte reçete faturalandırdığının kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

B. Birleşen dava yönünden;
Dava dışı doktor Derya Deniz’in kaybolan kaşesi ile sahte reçete düzenlenmesi sırasında üniversite eczanesinden reçete muhteviyatı ilaçların hastanede bulunmadığına dair kaşe alınmasının ve başhekimlik onayının temininin kolaylığı, doktor kaşesi ile intörn doktorların, hemşirelerin kolayca ilaç yazabilmesi dikkate alındığında davacı üniversitenin yeterli denetim yapmadığı, ilaçların hastane dışı eczanelerden teminine yönelik herhangi bir çalışan tarafından reçete yazılmasının kolay olduğu görüldüğünden davacının sahte reçete tanzim edilmesinde kusurlu bulunduğu anlaşılmış temyizen incelenen kararın tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olması nedeniyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle ;

A.Asıl dava yönünden;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA,

B.Birleşen dava yönünden;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca birleşen dava yönünden ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.