Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/1175 E. 2023/1416 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1175
KARAR NO : 2023/1416
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/1181 E., 2022/1448 K.
DAVA TARİHİ : 24.06.2014
KARAR : Asıl davanın kısmen kabulü, karşı davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde karşılıklı görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı/karşı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı/karşı davacı vekilinin duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; taraflar arasında beş yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, davalının kira sözleşmesini haklı bir nedene dayanmadan süresinden önce feshettiğini ve 16.05.2014 tarihinde kiralananı tahliye ettiğini, kira sözleşmesinin 1 inci bölüm, 3 üncü maddesinin 2 nci bendinin “Kiracı, sözleşmenin bitiminden evvel işbu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesi halinde, ilgili yılda yürürlükte olan garanti edilen toplam asgari kira bedeli yıllık taksidini cezai şart olarak ödemeyi kabul eder.” cezai şartını içerdiğini, bu nedenle davalının cezai şart bedelini ödemesi gerektiğini, ayrıca kiracının akde aykırı şekilde kiralananın tahliyesi nedeniyle kiralananın aynı koşullarda yeniden kiraya verilebileceği tarihine kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira bedelinin de tazminat olarak ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart tutarı ile kiralananın aynı koşullarda kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira bedellerinin tazminat olarak ödenmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 145.926,24 TL cezai şart alacağı, 24.318,60 TL makul süre kira bedelinin tahsilini istemiştir.

II. CEVAP VE KARŞI DAVA
Davalı; kira sözleşmesinin AVM inşaat halinde iken Ağustos/2013’te düzenlendiğini, kiralama öncesi yapılan görüşmelerde vaad edilen hususlarını yerine getirilmediğini, AVM’nin inşaat faaliyeti devam ederken ve söz konusu eksiklikler tamamlanmadan açıldığını, kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiş; karşı davada ise cari hesaptan kaynaklanan 14.835,35 TL alacağının karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2018 tarihli ve 2014/674 E., 2018/951 K. sayılı kararıyla; davalı/karşı davacının kira sözleşmesi süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiği gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile TBK’nın 179 uncu ve 180 inci maddeleri gereği 145.926,24 TL cezai şartın ve 24.318,60 TL kira tazminatının davalıdan tahsiline, karşı davanın kabulü ile 15 günlük kira parası, ortak kullanım alanı ve marketing bedeli olan 14.835,35 TL’nin karşı davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı/karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.05.2021 tarihli ve 2019/99 E., 2021/1021 K. sayılı kararıyla; kira sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispatlayamayan davalının ilk yıl garanti edilen kira bedelinden ve belirlenen makul süre kira tazminatından sorumlu tutulmasına dair Mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı, süresi içinde davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 14.06.2022 tarihli ve 2021/6472 E., ve 2022/5777 K. sayılı ilamla; davalı/karşı davacının, karşı davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktar itibariyle reddedildikten sonra, asıl davaya yönelik sair temyiz itirazları reddedilerek, kiracının tazminat sorumluluğunun kararlaştırılan cezai şart tutarı kadar olacağı, bu nedenle erken fesih nedeniyle 145.926,24 TL cezai şart bedeline hükmedildiği halde, erken fesih tazminatı niteliğindeki makul süre kira bedeli olarak ayrıca 24.318,60 TL kira tazminatına karar verilmiş olmasının doğru olmadığından bahisle, Bölge Adliye Mahkemesi Kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararla; asıl davaya yönelik olarak, davalı/karşı davacının kira sözleşmesi süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiği gerekçesiyle, davacı/karşı davalının davasının kısmen kabulü ile TBK’nın 179 uncu ve 180 inci maddeleri gereği 145.926,24 TL cezai şartın davalı/karşı davacıdan tahsiline, karşı davada ise; davalı/karşı davacının taşınmazı15.05.2018 tarihinde tahliye ettiği dolayısıyla ödenmemiş 15 günlük kullanım farkı bulunduğu gerekçesiyle davalı/karşı davacının davasının kabulü ile 15 günlük kira parası, ortak kullanım alanı ve marketing bedeli olan 14.835,35 TL’nin davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı/karşı davacı vekili vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı/karşı davalı vekili; emsal olarak değerlendirilen kararın dava dosyası ile benzerliği bulunmadığını, delillerin yeterince incelenmediğini, kira ilişkisinin çekilmez bir hal aldığını, birçok eksikliğin bulunduğu bir işyerinde faaliyetini sürdürmesinin kendisinden beklenemeyeceğini, davacıya gönderilen ihtarlara rağmen herhangi bir düzenleme yapılmadığını, son çare olarak sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, cezai şart olacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179 uncu maddesi, “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.
Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.
Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” hükmünü içerir.

2. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, uyulan bozma kararında belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verilmiş olmasına, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı/karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı/karşı davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.