Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/116 E. 2023/1765 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/116
KARAR NO : 2023/1765
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 03.11.2022
SAYISI : 2022/3307 E., 2022/2845 K.
DAVA TARİHİ : 25.12.2015
KARAR : Davanın reddi
TEMYİZ EDEN : Davacılar vekili
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 3. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 29.06.2022
SAYISI : 2021/53 E., 2022/397 K.

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davacı … yönünden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili; davacı …’un 22.07.2015 tarihinde kontrol için Özel IMC Hastanesine gittiğini, burada doktor … tarafından yapılan kolonoskopi işlemi sırasında kalın bağırsağının iki ayrı yerinden delindiğini, ağrıları artınca ertesi gün 23.07.2015 tarihinde Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesine gittiğini ve burada ameliyata alındığını, fakat kalın bağırsaklarının dikilmesinin mümkün olmadığını, o günden bu yana kolostomi torbası ile gezmekte olduğunu, normal yollarla tuvaletini yapmasının mümkün olmadığını, bu durumun gerek kendisini gerekse de aile bireylerini derinden etkilemiş olduğunu, kendisine Mersin Devlet Hastanesince %65 oranında özürlü raporu verildiğini, mesleğinin terzilik olduğunu, artık hiçbir şekilde mesleğini ifa edemediğini, bir ömür boyu kolostomi torbası ile gezmek zorunda kaldığını, bu durumun davalıların kusurundan kaynaklandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … için 3.000,00 TL maddi tazminatın,1.578,07 TL tedavi masrafının ve yine 150.000,00 TL manevi tazminatın,.. için 30.000,00 TL manevi tazminatın, Burcu Toy için 15.000,00 TL manevi tazminatın, Tekin Toy için 15.000,00 TL manevi tazminatın, Uğur Toy için 15.000,00 TL manevi tazminatın, …. için 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; dava konusu olan olay ile yapmış olduğu işlem arasında bir illiyet bağı bulunmadığını, endikasyon yapılan işlem ve tanıların bilimsel algoritmaya uygun olduğunu, kusurlarının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.02.2018 tarihli ve 2015/377 E., 2018/76 K. sayılı kararıyla davanın reddine dair verilen karar, Konya Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin 25.03.2021 tarih ve 2019/235 E., 2021/664 K. sayılı ilamıyla mahkemece davanın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasına yönelik görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilmiş olması nedeniyle istinaf başvurusunun görev yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına dair karar verilmesi sonucunda dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi neticesinde dosyanın gönderildiği görevli İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya sunulan 07.03.2022 tarihli bilirkişi heyet raporu ile davacı …’a uygulanan kolonoskopi işleminin tıp biliminin kurallarına uygun olarak gerçekleştirildiği, ortaya çıkan yırtılmanın komplikasyon niteliğinde olduğu, davalı hastane ve hekimin bu işlemden kaynaklı bir kusurlarının olmadığı, bilirkişi heyetinin alanında uzman doktorlardan oluştuğu, hazırlanan heyet raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalı hastane ve davalı hekimin davaya konu işlemde herhangi bir kusuru olmadığı gerekçesiyle davacı …’un davalılar aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasının reddine, davacılar….. ve …’un davalılar aleyhine açtığı manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını, davalı … tarafından yapılan kolonoskopi işlemi esnasında bağırsağının iki ayrı yerinden delindiğini, IMC Hastanesine gitmeden önce herhangi bir ağrı veya kanama şikayeti olmamasına karşın hastaneden çıkış yapması sonrasında yoğun ağrı ve kanama şikayetleri olmaya başladığını, bağırsağının iki ayrı yerinden delindiğinin tespit edilemediğini ve taburcu edildiğini, ertesi gün Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesine gitmesi sonucunda bağırsaklarının delindiğinin tespit edilebildiğini, davalı doktorun uyguladığı kolonoskopi işleminde kendisinden beklenen dikkat ve özen yükümlülüğünün gereğini yerine getirmemesi sebebiyle uzun süre kolostomi torbasıyla yaşamak zorunda kaldığını, en sonunda kalın bağırsağının büyük bir kısmını aldırarak kolostomi torbasından kurtulabildiğini ve bağırsağının büyük bir kısmı alınmış olarak yaşamını sürdürdüğünü, yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği bu zorlu süreçte ailevi ilişkileri, sosyal ilişkileri ve işlerinin büyük zarara uğradığını, ailesinin yaşadığı tüm zorlukların sebebinin davalılar olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hastadan 22.07.2015 tarihli kolonoskopi onam formu alındığı, söz konusu onam formunun işlemin riskleri başlıklı kısmında kalın bağırsak delinebilir şeklinde olası ve devamındaki komplikasyonların belirtildiği, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının bilimsel verilere, yargısal denetime elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanmış olduğu, raporların birbirini teyid ettiği, davacı tarafa aydınlatma yapıldığı, onam alındığı, davalı doktora ve davalı hastaneye izafe edilebilecek herhangi bir kusur ya da ihmali davranışın bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını, davalı Ahmet Tekin tarafından yapılan kolonoskopi işlemi esnasında bağırsağının iki ayrı yerinden delindiğini, IMC Hastanesine gitmeden önce herhangi bir ağrı veya kanama şikayeti olmamasına karşın hastaneden çıkış yapması sonrasında yoğun ağrı ve kanama şikayetleri olmaya başladığını, bağırsağının iki ayrı yerinden delindiğinin tespit edilemediğini ve taburcu edildiğini, ertesi gün Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesine gitmesi sonucunda bağırsaklarının delindiğinin tespit edilebildiğini, davalı doktorun uyguladığı kolonoskopi işleminde kendisinden beklenen dikkat ve özen yükümlülüğünün gereğini yerine getirmemesi sebebiyle uzun süre kolostomi torbasıyla yaşamak zorunda kaldığını, en sonunda kalın bağırsağının büyük bir kısmını aldırarak kolostomi torbasından kurtulabildiğini ve bağırsağının büyük bir kısmı alınmış olarak yaşamını sürdürdüğünü, yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği bu zorlu süreçte ailevi ilişkileri, sosyal ilişkileri ve işlerinin büyük zarara uğradığını, ailesinin yaşadığı tüm zorlukların sebebinin davalılar olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hekim hatasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) Tanımı başlıklı 502 nci maddesi şöyledir:
“Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.
Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır.
Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.”

2. 6098 sayılı Kanun’un Genel Olarak başlıklı 506 ncı maddesi şöyledir:
“Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.”

3. Değerlendirme
1. Davacılar …. temyizi bakımından yapılan incelemede;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacılar ….yönünden reddedilen ve temyize konu edilen miktarlar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.

2. Davacı … temyizi bakımından yapılan incelemede;
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı …’un kolonoskopi öncesi ekipriz raporunda kanama ve ağrı şikayetinin olduğunun, ülseratif kolit tanısının bulunduğunun, yukarıda belirtilen yasa hükmü gereği vekil durumunda olan davalı hekime atfı kabil bir kusurun bulunmadığının dosya kapsamında alınan 07.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığının ve 07.03.2022 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar … Temyizi yönünden;
Davacılar …. vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

2. Davacı … vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.