Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/930 E. 2022/3725 K. 19.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/930
KARAR NO : 2022/3725
KARAR TARİHİ : 19.04.2022

Davacı/karşı davalı … Mad. Akar. İm. İnş. Top. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı/karşı davacı … arasında karşılıklı olarak görülen müdahalenin men’i – adi ortaklığın tasfiyesi davasına dair Tosya Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27/05/2021 tarihli ve 2019/491 E. 2021/160 K. sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 08/12/2021 tarihli ve 2021/6400 E. 2021/12652 K. sayılı karara karşı, davacı/karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile imzaladığı 21/01/2004 tarihli sözleşme uyarınca davalıya ait üç adet dükkanın kullanım hakkının 01/02/2004 tarihinden itibaren 5(beş) yıl süreyle kendisine bırakıldığını, dükkanları çalışır hale getirmek için yüklü miktarda masraf yaptığını, ancak davalının haksız müdahalesi sonucu işletme hakkının elinden alındığını, satın almış olduğu tüm makinalara davalı tarafça el konulduğunu ileri sürerek; davalının haksız müdahalesinin menini talep etmiştir.
Davalı; davacı şirket ile imzaladığı 21/01/2004 tarihli sözleşme uyarınca aralarında adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, davacının kullanımına bırakılan iş yerinin elektrik, su ve kira borçlarını ödememesi üzerine hakkında icra takibi başlatıldığını, faturaları ödemek zorunda kaldığını, yine davacının çeşitli firma ve şahıslara olan borcu nedeniyle ortaklaşa aldıkları makine ve aletlerin de haczedildiğini, sözleşme gereği davacı şirketin aynı zamanda sigortalı işçisi olarak görünmesine rağmen, sigorta primlerinin ve brikmiş ücret alacağının da ödenmediğini savunarak, asıl davanın reddini; karşında ise, davaya konu sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinden bahisle geçersiz olduğunun tespitini; 2.345 YTL elektrik gideri, 120,89 YTL su gideri ve 8.160 YTL işçilik alacağı olmak üzere toplam 10.625,89 YTL alacağının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; davacı şirketin şahsi borçları nedeniyle icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı 5.000 YTL alacağının ve kira bedeli olarak ödediği 8 gremse altının dava tarihi itibariyle belirlenecek olan değerinin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; ortaklaşa alınan makine ve malzemelerin yarısının kendisine ait olduğunun tespiti ile bunların tarafına teslimini, bunun mümkün olmaması halinde ise bilirkişi marifetiyle belirlenecek olan değerinin, ortaklık ilişkisinin devam ettiği dönem içerisinde elde edilen net karın yarısının, sözleşmenin feshi nedeniyle uğramış olduğu 2.500 YTL menfi zararının fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 21/04/2004 tarihli sözleşme ile 5 (beş) yıl süreli adi ortaklık ilişkisi kurulduğu, davalının, davacı şirketin işçisi değil adi şirketin ortağı olduğu, adi ortaklığın süresinden önce tek taraflı olarak feshedilemeyeceği, dava tarihi itibariyle ortaklık ilişkisinin halen devam ettiği, bu nedenlerle davalının ortaklığa tahsis ettiği dükkanları ve makinaları kendi adına işletmesinin ve kullanmasının haksız olduğu gerekçesiyle; asıl davanın
kabulü ile davalının ortaklığa konu taşınmazlara ve makinalara müdahalesinin menine, karşı davanın ise reddine dair verilen hüküm, davalı/karşı davacının temyizi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2011/4911 E. – 2012/364 K. sayılı kararıyla;
“…taraflar arasında imzalanan 21.1.2004 tarihli sözleşme, ortaklıkta davalının işçi olacak çalışmasını da öngören adi ortaklık sözleşmesidir. Esasen bu husus mahkemece de kabul edilmiş ve mahkemenin bu kabulü davacı tarafından temyiz edilmediği için bu yön kesinlik kazanmıştır. Bu itibarla taraflar arasındaki uyuşmazlığında sözleşme ve B.K’nın adi ortaklığa ilişkin hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki ortaklık 5 yıl için kurulmuştur. Kural olarak adi ortaklığın bu süreden önce sona erdirilmesi olanaklı değildir. Ne var ki BK’nın 535/son maddesinde “ haklı sebeplerden dolayı mukavelede muayyen müddetin hitamından evvel ve eğer şirket muayyen olmayan bir müddet için akdedilmiş ise evvelce ihbara hacet olmaksızın şirketin feshi talep edilebilir” hükmü mevcut olup, adi ortaklığın haklı nedenlerle sözleşmede belirlenen süreden önce feshi mümkündür. Davalı-karşı davacının karşı davasında ileri sürdüğü hususlar ve talepleri esasında adi ortaklığı feshini içermekte olup, bu durumda, karşı dava yönünden adi ortaklığın feshi koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi ve değerlendirilmesi zorunludur. Davalı-karşı davacı karşı davalı yönetici ortağın sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürmektedir. Gerçekten davacı-karşı davalının sözleşmeye aykırı davranması halinde(örneğin adi şirketin kasasında 3. şahıslara olan borcu ödemeye yetecek miktarda para olmasına rağmen bu borcu ödemeyerek iş yerine hacze gelinmesine sebep olunması gibi) davalı-karşı davacının sözleşmeyi süresinden önce feshedilebileceğinin kabulü gerekir. Mahkemece, taraflardan bu yönde delilleri ve karşı delilleri toplanarak ve yukarıda belirtilen hususlarda gerekirse konusunda uzman bilirkişi veya kurulu aracılığı ile inceleme yaptırılmak suretiyle de davalı-karşı davacının sözleşmeyi feshetmesinin haklı sebeplere dayanıp dayanmadığı belirlenmeli, sözleşmenin feshi gerektiğinin kabul edilmesi halinde BK’nın 538. maddesi gözetilerek ve uygulanacak fesih ve tasfiyeye karar verilmelidir. Mahkemenin değinilen bu yönü göz ardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır…”gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; taraflar arasında imzalanan ortaklık sözleşmesi uyarınca davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği, bu hususun sözleşmenin feshi için haklı neden oluşturduğu, davalı ortak tarafından ortaklık için yapılan giderlere davacının katlanmakla yükümlü olduğu, bilirkişi raporu ile davalının yapmış olduğu giderler karşılığında davacı ortaktan alacağının 7.400 TL olarak hesap edildiği; öte yandan ortaklığa kullanım hakkı getirilen makinaların davacıya ait olduğu, bu nedenle davalının ortaklığa konu iş yerine ve makinalara müdahalesinin haksız olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile davalının ortaklığa konu taşınmaz ve makinalar ile malzemelere müdahalesinin menine; karşı davanın kısmen kabulü ile adi ortaklık sözleşmesinin feshedildiğinin tespiti ile ortaklığın tasfiyesine, davalı/karşı davacının tasfiye payı alacağı olarak belirlenen 7.400 TL’nin 09/08/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine; Dairece verilen 06/07/2017 tarihli ve 2016/240 E. – 2017/11254 K. saylı kararla; mahkemece, bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, adi ortaklığın tasfiyesine yönelik yapılan işlemlerin hukuka uygun olmadığı, bu hususta hükme esas alınan bilirkişi raporunun da hüküm kurmaya ve denetime açık olmadığı, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; tasfiye raporu ile davalı/karşı davacının tasfiye payı alacağının 2.778,07 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile davalının ortaklığa konu taşınmaz ile makinalar ile malzemelere müdahalesinin menine; karşı davanın kısmen kabulü ile adi ortaklığın tasfiyesine, davalı/karşı
davacının tasfiye payı olarak belirlenen 2.778,07 TL alacağının 22/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen hüküm, davacı/karşı davalının temyizi üzerine; Dairece verilen 03/10/2019 tarihli ve 2019/3536 E.- 2019/7459 K. sayılı kararla; (1) numaralı bentle davacı/karşı davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, (2) numaralı bentle;
“… Davacı/karşı davalı tarafından dosyaya sunulan, davalı/karşı davacının eli ürünü olduğu ileri sürülen isim/imza içermeyen kalem kalem harcamaların yazıldığı olduğu toplam 79.000 TL tutarındaki liste hakkında, davalı/karşı davacı vekili tarafından beyanda bulunulmuş, bu beyanda; belgenin davalı/karşı davacı eli ürünü olduğunun kabul edildiği ve her kalem için ayrı ayrı açıklama yapıldığı, bu kalemlerden bir kısmının cebri icra ile satıldığı, bir kısmının dükkanda bulunduğu, bir kısmının dükkana hiç getirilmediği gibi savunmalarda bulunulduğu görülmüştür.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesap ve işlemler incelenerek bir bilanço düzenlenmiş, ortaklığın aktif ve pasifi belirlenmiş ise de, davacı/karşı davalı tarafından sunulup, davalı/karşı davacının da kendi elinden çıktığı kabul edilen 79.000 TL’lik listede belirtilen kalemler yönünden tarafların karşılıklı iddia, savunma ve açıklamalarına raporda yer verilmemiş, bilançoya dahil edilmesi gerekip gerekmediği raporda tartışılmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece, 79.000 TL’lik listede belirtilen kalemler yönünden tarafların karşılıklı iddia, savunma, açıklama ve itirazlarını karşılayacak şekilde, bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; 01/03/2021 tarihli tasfiye raporu hükme esas alınarak, bozmaya konu belge içeriğinde belirtilen torna ve pres makinasının davalı/ karşı davacının uhdesinde bulunduğu, işbu makinaların davalı/karşı davacının kullanımına bırakılması halinde, davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacıdan 6.334,02 TL alacaklı olacağı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile davalının ortaklığa konu taşınmaz ve makinalar ile malzemelere müdahalesinin menine; karşı davanın kabulü ile adi ortaklığın tasfiyesine, torna makinası ile pres makinasının davalı/karşı davacının uhdesinde bırakılmasına, buna karşılık 6.334,02 TL’nin davalı/karşı davacıdan tahsili ile davacı/karşı davalıya verilmesine, ödenecek olan bu bedele Ocak 2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine dair verilen hüküm, davacı/karşı davalının temyizi üzerine; Dairece verilen 08/12/2021 tarihli ve 2021/6400 E. – 2021/12652 K. sayılı karar ile onanmış; onama kararına karşı, davacı/karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan incelemede;
Adi ortaklığın tasfiyesinde mahkeme ortaklık malvarlığına dahil olan, yani ortaklığa ait ne varsa, bunları esas alarak ortaklığı tasfiye edecektir. Adi ortaklığın malvarlığına dahil hiçbir unsur, tasfiye dışı bırakılamaz.
Bununla birlikte, adi ortaklıkta ortaklar ortaklığa bazı malların sadece kullanma haklarını sermaye olarak getirmişlerse, kuşkusuz bunların mahkeme ( ve uzman kişiler) tarafından tasfiyede dikkate alınması söz konusu olmaz. Çünkü bu mallar üzerinde ortakların el birliğiyle mülkiyeti söz konusu değildir. Bu değerler tasfiye dışı tutularak ve eskime payları dikkate alınarak ortağa iade edilmesi gerekir (…, Adi Ortaklık, Ankara : Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 603).
Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 21/01/2004 tarihli sözleşme ile torna atölyesinin işletilmesi amacıyla 5(beş) yıl süreli adi ortaklık ilişkisi kurulduğu, davacı tarafından bir kısım alet ve makinaların; davalı tarafından ise hali hazırda atölye olarak işletilmekte olan üç adet dükkanın ortaklığa kullanım hakkının getirildiği, süre sonunda işbu makinaların ve aletlerin davacıya iade edileceğinin, ortaklık faaliyeti kapsamında yapılacak olan giderlere ise davacı ortağın katlanacağının kararlaştırıldığı görülmüş olup; davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğinden bahisle, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemiyle eldeki karşı davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davalının da kabulünde olduğu üzere, gerek davacı tarafından ortaklığa kullanım hakkı getirilen makinaların bir kısmına, gerekse taraflarca ortaklaşa alınan ortaklık mal varlığına dahil olan (16.000 TL değerindeki) makinalara davalı tarafından el konulduğu sabittir.
Mahkemece hükme esas alınan 01/03/2021 tarihli tasfiye raporunda ise; bozmaya konu davalı/karşı davacının eli ürünü olduğu kabul edilen belgede, davacı tarafından ortaklığa kullanım hakkı getirilen makinaların değerlerinin ve yine davacı ortak tarafından yapıldığı belirtilen giderlerin yazılı olduğu, öte yandan, davalı tarafından davacı adına ortaklık faaliyetine yönelik yapılan giderlerin ( elektrik ve su gideri, vergi, kira borcu vb.) 20.778,07 TL tutarında olup, bunun ÜFE karşısında ulaşacağı bugünkü değerinin ise 98.704,50 TL olacağı; davacı tarafından ortaklığa kullanım hakkı getirilen kaynak makinasının davacı şirketin şahsi borcu için icradan satıldığı, ancak torna ve pres makinalarının halen davalı ortağın uhdesinde bulunduğu, davalının ortaklık payı alacağına karşılık, davacı tarafça ortaklığa kullanım hakkı getirilen bahse konu makinaların davalının kullanımına bırakılabileceği, makinaların rapor tarihi itibariyle değerinin 37.000 TL, ÜFE oranında güncellenerek ulaşacağı bugünkü değerinin ise 105.038,52 TL olacağı , bu nedenlerle davacı şirketin davalıdan 6.334,02 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Ortaklık mal varlığı dikkate alınmaksızın, ortaklık adına yapılan giderlerin ve davacıya ait makinaların ÜFE oranında güncellenen bugünkü değeri üzerinden yapılan tasfiye hesabı doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, ortaklık ilişkisinin devamının artık mümkün olmadığı dikkate alınıp, adi ortaklığın haklı nedenle feshi ile birlikte tasfiyesine karar verilmesi; bu kapsamda, davacının ortaklık mal varlığı üzerinde ½ oranında hak sahibi olduğu, öte taraftan ortaklığa kullanım hakkı getirilen makinaların davacıya iade edilmesi gerektiği dikkate alınarak, davacı tarafça ortaklığa kullanım hakkı getirilen torna ve pres makinaları (37.000 TL değerinde) ile ortaklık mal varlığına dahil olan diğer makinaların (16.000 TL/2 değerinde) davalının kullanımına bırakılması nedeniyle, davacının davalıdan 45.000 TL alacaklı olduğu, bundan; davalı tarafça karşılanan, davacının katlanmakla yükümlü olduğu 20.778,07 TL ortaklık masraflarının mahsubu suretiyle, kalan 24.221,93 TL’nin davacı/karşı davalı ortağa tasfiye payı olarak ödenmesi gerektiği göz önünde bulundurularak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki, mahkeme kararının bu gerekçeler ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu defa yapılan yeniden inceleme sonucu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişen karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı/karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairece verilen 08/12/2021tarihli ve 2021/6400 E. – 2021/12652 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına ve hükmün davacı/ karşı davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 19/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.