Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8655 E. 2023/1597 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8655
KARAR NO : 2023/1597
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2677 E., 2022/2191 K.
DAVA TARİHİ : 27.12.2021
KARAR : Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/788 E., 2022/315 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvrusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, davacının tacir olduğunu, Kartal 19. Noteri aracılığıyla düzenlediği 09.04.2013 tarihli vekaletnameyle aynı zamanda dayısı olan davalıyı, işlerini takip etmesi için vekil tayin ettiğini, daha sonra 11.08.2016 tarihli azilnameyle azlettiğini, 19.08.2016 tarihli ibra sözleşmesi ile de ibra ettiğini, ancak daha sonra vekili olan davalının kendisi zararına işlemlerinin olduğunu öğrendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak vekil edenin zararına hiçbir işleminin bulunmadığını da belirterek davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile; somut olayda, vekilin 19.08.2016 tarihinde ibra edildiği, vekalet akdinin bu tarihte sona erdiği, geri verme borcunda muacceliyetin bu tarih itibariyle başladığının anlaşıldığı, TBK 147 maddesi gereğince vekalet sözleşmesinden doğan alacakların beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu, borcun muaccel olduğu tarih ile dava tarihi arasında beş yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu anlaşıldığından; davanın zaman aşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
İstinaf eden davacı vekili, zamanaşımı süresinin dolmadığını, işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilleri toplanmış, davacının davalıyı 09.04.2013 tarihli vekaletnameyle vekil tayin ettiği, bilahare aralarında noterden 19.08.2016 tarihli ibra sözleşmesi akdettikleri, bu sözleşme uyarınca vekil edenin vekil nezdinde hiçbir hak ve alacağı kalmadığını beyan ettikleri, vekalet akdinin bu tarihte sona erdiği, geri verme borcunda muacceliyetin de bu tarih itibariyle başladığının kabulü gerektiği, TBK 147.maddesi gereğince vekalet sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, borcun muaccel olduğu tarih ile dava tarihi arasında 5 yıllık zaman aşımı süresi geçmiş olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğunun anlaşılmasına göre davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davalı vekilinin aldıklarını tediye borcunu ifa etmediğini, müvekkilin işletmesinin mal varlığı haklarını ihlal ettiğini ve haksız zenginleştiğini, en erken, bu eylemler nedeniyle davalı hakkında suç soruşturması yapılmasını istediği 22.02.2017 tarihinde öğrendiğinin kabulünün gerektiğini, davanın da bu süreden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığını, işin esasının incelenmesi gerektiğini beyan ederek usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekilin hesap verme yükümlülüğü ve vekilliğin kötüye kullanılması iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502. maddesi: “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.
Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır.
Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.”

Aynı Kanunun 147.maddesi: Aşağıdaki alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır:
1. Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler.
2. Otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri.
3. Küçük sanat işlerinden ve küçük çapta perakende satışlardan doğan alacaklar.
4. Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki;
5. Vekâlet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar.” hükmünü amirdir.

2. Kapatılan 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/29216 E.- 2020/510 K. sayılı emsal kararı

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, davacının davalıyı 11.08.2016 tarihli azilname ile azletmiş, 19.08.2016 tarihli ibra sözleşmesi ile ibra etmiş ve davanın da 27.12.2021 tarihinde açılmış olmasına göre kurulan hüküm usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.