Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8650 E. 2023/1532 K. 22.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8650
KARAR NO : 2023/1532
KARAR TARİHİ : 22.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/828 E., 2022/2483 K.
DAVA TARİHİ : 18.12.2018
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/929 E., 2019/714 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; davalı ile imzalanan sözleşme kapsamında İstanbul Avcılar …. Ispartakule 659 ada 1 parselde kayıtlı Bizim Evler 7 projesinde B Blok 148 numaralı bağımsız bölümü 950.000 TL bedelle satın aldığını, yapılan ödemelerden sonra taşınmazı 950.000 TL bedel ile almasına rağmen tapuda 700.000 TL satış bedelini gördüğünde şaşkınlık yaşadığını, satış işleminde kendisinden 250.000 TL fazla para alındığını, bu bedele ilişkin icra takibi başlattığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek Bakırköy 11. İcra Dairesinin 2018/18835 E. sayılı takibine yapılan itirazın 220.000 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; davacı ile aralarında alım satım sözleşmesi bulunmadığını, bazı dairelerin kendisine gösterildiğini, 1.000 TL kapora alındığını, ancak davacının harici 3. kişide olan taşınmazı beğendiğini, bu taşınmaz konusunda görüşme yapmak üzere taşınmazın maliki olan 3. kişilerin irtibat numaralarını verdiğini, kendisine yapılan ödemelerin sehven yapılan ödeme açıklaması ile davacının bilgisi ile satış işlemini gerçekleştiren vekile iade edildiğini, kendisine ödeme yapılmadığını, satışı gerçekleştirilen taşınmazın kendisine ait olmadığını, tarafına husumet düşmediğini, sözleşme imzalamadığını, satın alınan taşınmaza ilişkin fazla ödenen bedelin var ise satın aldığı kişiden talep etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı arasındaki taşınmaz satış sözleşmesi ile İstanbul Avcılar Firuzköy Ispartakule 659 ada 1 parselde kayıtlı Bizim Evler 7 projesinde B Blok Zemin GD23 148 numaralı bağımsız bölümün satışının 950.000 TL bedel ile kararlaştırıldığı, satış bedelinin 950.000 TL olarak ödendiği, tapuda yapılan satış ve ekli resmi senet içeriğine göre satış bedelinin 700.000 TL olarak ödendiği, ayrıca tarafların yasal yükümlülükleri çerçevesinde döner sermaye ve tapu harçlarının alındığı, 10.09.2018 tarihli resmi senetin geçerli bir belge olduğu, içeriğinde belirtilen satış bedelinin tamamının ödendiği ve bağımsız bölümün davacı adına satışı ve tapu devrinin gerçekleştiği, tarafların bunun dışında herhangi bir hak ve alacak talep edemeyecekleri ayrıca resmi senet içeriğine göre satıcının Yunus Uçar, Acun Uyar ve … adına vekaleten … tarafından satış işleminin gerçekleştiği, öncelikle davalı şirket adına Bakırköy 11. İcra Dairesinin 2018/18835 E. sayılı dosyasında yapılan takibin husumet nedeniyle yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine, Bakırköy 11. İcra Dairesinin 2018/18835 E. sayılı takibin iptaline, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; husumetten redde ilişkin kararın gerekçelendirilmediğini, sehven yapılan ödeme olmadığını, davalının hesabına 1.000 TL avans ödemesi yapılması sözleşmenin varlığını gösterdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalının söz konusu ödemeleri tarafına iade etmesi gerekirken 3. kişi konumunda olan …’a iade ettiğini, taşınmazın gerçek değeri konusunda iradesinin sakatlandığını, taraflar arasında geçerli bir sözleşme kurulduğunu, taşınmaz maliki gibi sözleşmenin imzalandığını, dava konusu taşınmazın satış değerinin KDV dahil 695.217 TL, Tapu Kadastro Harcı 10.500 TL ve Döner Sermaye toplamı 742,25 TL olduğunu, sözleşme gereği sorumlu olduğu bedellerin iş bu kalemler olduğunu, mahkeme kararıyla da açıkça belirtildiğini, davalının taşınmazın satışı sebebiyle doğan masraflar dışında kalan 250.000 TL’yi haksız olarak iktisap ettiğinin yerel mahkemenin kararıyla da ortada olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapıldığı, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, davacının dava konusu taşınmazı dava dışı 3. kişilerden satın aldığı, davalının satış esnasında malik olmadığı, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; yerel mahkemenin hüküm fıkrası ile gerekçesi arasında çelişki olduğunu, husumetten redde ilişkin kararın gerekçelendirilmediğini, sehven yapılan ödeme olmadığını, davalının hesabına 1.000 TL avans ödemesi yapılması sözleşmenin varlığını gösterdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalının söz konusu ödemeleri tarafına iade etmesi gerekirken 3. kişi konumunda olan …’a iade ettiğini, taşınmazın gerçek değeri konusunda iradesinin sakatlandığını, taraflar arasında geçerli bir sözleşme kurulduğunu, taşınmaz maliki gibi sözleşmenin imzalandığını, dava konusu taşınmazın satış değerinin KDV dahil 695.217 TL, Tapu Kadastro Harcı 10.500 TL ve Döner Sermaye toplamı 742,25 TL olduğunu, sözleşme gereği sorumlu olduğu bedellerin iş bu kalemler olduğunu, mahkeme kararıyla da açıkça belirtildiğini, davalının taşınmazın satışı sebebiyle doğan masraflar dışında kalan 250.000 TL’yi haksız olarak iktisap ettiğinin yerel mahkemenin kararıyla da ortada olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmazın satışı için fazla ödenen bedelin iadesi için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Sıfat dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Dava dilekçesinde gösterilen davacı ve davalı şekli olarak davanın tarafları olsalar bile, her zaman o kişilerin taraf sıfatına sahip oldukları anlamına gelmez. Davada davalı sıfatına sahip olmak, dava konusu hakkın süjesi olmayı gerektirir. Alacak davasında davalı tarafta yer alabilme sıfatı, o alacağın gerçek borçlusuna aittir. (…, Medeni Usul Hukuku Temel Bilgiler, Ankara, 3. Baskı, 2009, s. 142, 143)

2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 07.11.2022 tarihli ve 2022/6565 E., 2022/8529 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava dosyasında yer alan sözleşmede davalının imzasının olmadığının, bu anlamda davacı ve davalı arasında yapılan geçerli bir sözleşmenin olmadığının, davalıya gönderilen ödemelerin taşınmazın satışını gerçekleştiren satıcılar vekili …’a iade edildiğinin, satıcılar vekili … tarafından da dava dışı satıcı …’e satış bedeli açıklaması ile eft yoluyla bedellerin gönderildiğinin, satış sözleşmesinde ve tapudaki satış işleminde davalının taraf olmadığının, kendisine husumet düşmediğinin, ilk derece mahkemesince ve istinaf mahkemesince husumet konusunda yeterli gerekçe oluşturulduğunun ve gerekçe ile hüküm arasında çelişkinin de olmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.