YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8629
KARAR NO : 2023/1445
KARAR TARİHİ : 15.05.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/446 E., 2022/2578 K.
DAVA TARİHİ : 09.01.2017
KARAR : Davanın Kısmen Kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/10 E., 2021/331 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılardan … ile … vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalılar … ile … yönünden reddine, diğer davalı şirket yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 30.07.2016 tarihinde davalı şirketin kiracı olarak kullandığı ve malikleri diğer davalılar olan gayrimenkulde başlayan yangın sebebiyle kendisine ait binanın ciddi hasar alıp içerisinde kiracıya ait tüm malzemelerin telef olduğunu ileri sürerek; uğramış olduğu zararların bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile talebini 338.838,40 TL’ye çıkartmıştır.
II. CEVAP
1. Davalılar … ve …; zarar gördüğünü iddia eden davacının, aleyhlerine sorumluluk atfedilmesi için yapı bozukluğu ya da bakım eksikliği ile uğranılan zarar arasında uygun illiyet bağı olduğunu ispatlaması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemişlerdir.
2. Davalı şirket; davanın sigorta şirketine ve davacının kiracısı olan şirkete ihbarını talep ettiklerini belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 31.07.2016 tarihli İtfaiye Daire Başkanlığınca düzenlenen yangın raporunda, yangının gece kulübünün asma kat mutfak bölümünde başladığı, gelişerek hızlı bir şekilde ilerlediği ve bitişiğinde bulunan diğer binalara sirayet ettiğinin tespit edildiği, ancak başlangıç bölümü olan asma kat mutfak dahil tamamen yandığından yangını çıkartacak bulguya rastlanılmadığı hususunun tespit edildiği, kusur konusunda uzman bilirkişilerden alınan 21.11.2018 tarihli raporda da; yangının itfaiye raporunda belirtildiği üzere davalı şirketin işlettiği işyerinin mutfak bölümünde başlayıp, yanında bulunan diğer iş yerlerine sirayet ettiği ve yangının bu şekilde genişlemiş olabileceği kanaatine varılmış olduğu tespiti birlikte değerlendirildiğinde, davalılar … ve …’in maliki bulundukları ve işleticisi diğer davalı şirketin kullanmış olduğu taşınmazda yangının başladığı ve yangının çıkmasından davalıların sorumlu olduğu kanaatine varıldığı; davalılar … ve …’in maliki oldukları binanın yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlü olduğu, yangının davalıya ait işyerindeki çatı katındaki elektrik tesisatından kaynaklandığı gözetildiğinde davalı bina maliklerinin de hasar nedeniyle kusursuz sorumlu olduğu, yine olayın meydana gelmesinde 9 parsel sayılı taşınmazın kiracısı olan şirketin de kusuru dolayısıyla sorumlu olacağı, davacının zararını ispat ettiği, davalıların müteselsil sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle; ıslah talebi de dikkate alınarak davanın kabulü ile 310.838,40 TL bina değeri, 28.000,00 TL yeniden inşa nedeniyle mahrum kalınan kira bedeli olmak üzere toplam 338.838,40 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılardan … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili; davalıların sorumluluklarından bahsedebilmek için öncelikle malik olmak, bina ve yapı eserinin mevcudiyeti, söz konusu bina ve yapı eserinin yapım bozukluğu ya da bakım eksikliğinden kaynaklanan bir zararın ortaya çıkması ve son olarak da meydana gelen zarara bina veya yapı eserinin yapım veya bakım noksanlığının sebebiyet vermesi gerektiği, yangının binanın yapısından kaynaklı bir kusurdan meydana geldiğinin söylenemeyeceği, davalıların yangın kaynaklı hasarda atfı kabil kusuru olmadığı, meydana gelen hasarda diğer davalı şirketin tam kusurlu olduğu, aynı yangına ilişkin zarar gören başka kişilerin ve sigorta şirketlerinin açtığı davalarda alınan raporlarda davalıların sorumlu olmadıklarının belirtilmesi üzerine davalılar hakkında verilen husumetten redde ilişkin kararların kesinleştiği, Mahkemenin belirtilen bilirkişi raporlarındaki tespitleri ve verilen kararları dikkate almadığı, yeni bilirkişi raporu alınması talebinin neticesiz bırakıldığı, yanan ve yangına sebebiyet veren binaların nitelik ve özellikleri ile tarafların kusur durumlarına ilişkin detaylı içeriğe sahip olmayan ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurduğu ileri sürülerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşmiş mahkeme kararına göre, yangının meydana gelmesinden dolayı davalı şirketin tam kusurlu olması nedeniyle davalılar … ve … hakkında davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken hataya düşüldüğü, ancak bu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle; davalı … ve …’in istinaf talebinin kabulüyle karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; davanın kısmen kabulü ile davalılar … ve …. hakkında davanın husumetten reddine, davalı şirket yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; yangının meydana geldiği yapının, yangın tarihinde tapuda arsa vasıflı olup kaçak ve iskansız olduğunu, davalıların kusursuz sorumlu olmadıklarından söz edilebilmesinin mümkün olmadığını, yapı malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran ”mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru” olgularının mevcut olmadığını, bilakis, meydana gelen yangının gerçekleşme yeri ve şekli gözetildiğinde, yangının, tapuda arsa vasfında olan, iskansız ve kaçak bir yapının davalılar tarafından hukuka aykırı olarak … isimli firmaya kiraya verilmesi ve buranın kiracı … isimli firma tarafından müzikhol/gece kulübü olarak işletilmesi ve yangının da bu gece kulübünün mutfağının asma katında meydana gelmesi sebebi ile davalıların sorumlu olduklarını, İstinaf Mahkemesince, mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporları, mahalde yapılan keşifler, emniyet ifade tutanakları, yangının ortaya çıkış yerini ve şeklini gösterir itfaiye raporları, Sulh Hukuk Mahkemesinden alınmış tespit raporu vs tüm delillerin göz ardı edilerek, davalıların sigorta firmaları ile olan rücu davalarından alınan bilirkişi raporları emsal gösterilerek karar verildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yangın sebebiyle davacı tarafın uğradığı zararın davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrin kusursuz sorumluluk hallerini olağan sebep sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayrıma tabi tutarken, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) tarafından; hakkaniyet sorumluluğu, özen (sebep) sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu şeklinde ayrıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz.
2. Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği 6098 sayılı Kanun’un 69 uncu maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre; “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” denmektedir. Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir imal olunan eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden olağan sebep sorumluluğudur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle yangının davalıların maliki olduğu binadaki yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden kaynaklı olarak çıkmadığının kesinleşen mahkeme kararlarıyla sabit olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz nedenlerinin reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.