Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8619 E. 2023/1321 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8619
KARAR NO : 2023/1321
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1678 E., 2022/1652 K.
İHBAR OLUNAN : Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı
DAVA TARİHİ : 01.07.2014
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/1064 E., 2022/859 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Tarbzon İl Özel İdaresi ile 12.08.2004 tarihinde …Kent tesislerinin işletmesi hususunda kira sözleşmesi imzalandığını, davalının malik olduğu kiralananın ise kiraya verene tahsis edilmiş yer olduğunu, kiralananın yerin ısısının sürekli düşük olduğunu, yazın dahi ısınma ihtiyacının sürdüğünü, görüntüyü bozmadan hassasiyetle ve yangın riskine karşı dikkatli olmakla birlikte ısınmanın elektrikli aletlerle gerçekleştirileceğinin planlandığını ancak elektrikli aletlerin kullanılmasının yangın riskini artırma olasılığı olduğundan kalorifer sistemi yapılmasına karar verildiğini, bu konuda kiraya verenden izin alındığını, kazan dairesi ile odun kömür depolarına yönelik binanın inşaatı gerçekleşirken inşaata davalı idarenin müdahale ederek tesisatın yapılmasını uzunca bir süre engellediğini, bu hususta dava görüldüğünü, ısınma probleminin devam etmesi sebebiyle kazanç kaybına uğradığını ileri sürerek; müdahale nedeni ile maruz kaldığı şimdilik 50.000 TL zararının müdahale tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı idare; kiraya verenin idareye karşı sorumluluğunun taahhütname gereği devam ettiğini, kira sözleşmesinin 31 inci maddesinde tesise ilave yapılamayacağının, şeklinin değiştirilemeyeceğinin düzenlendiğini, davacıya verilen kalorifer tesisatı için ek bina izni nedeniyle kurumlarının zarar gördüğünü, sözleşmeye aykırı olarak kurumlarının bilgisi dışında yapılan bu işlemler ve açılan davalar nedeniyle var olduğu iddia edilen zarardan idarenin sorumlu olmasının düşünülemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. İhbar Olunan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı; aynı alacağa ilişkin derdest dosya olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı idare ile ihbar olunan (İl Özel İdaresi) Trabzon Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan taahhütnameye dayalı olarak davacı ile İl Özel İdaresi arasında 04.12.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yapıldığı, kira başlangıcında davacı tarafın kabulünde olduğu üzere tesisin elektrikle ısındığı, davacı görülmekte olan davalar nedeniyle inşaata devam edilemediğini beyan etmişse de işbu davaların davalı idare tarafından açılmadığı, dava konusu edilen taşınmaza ilişkin yapılan inşaatın durdurulmasına yönelik herhangi bir ihtiyati tedbir kararı verilmediği, davacının taşınmazı kiralarken elektrikle ısındığını bilerek kiraladığı, kira sözleşmesini yaparken basiretli davranması gerektiği, kalorifer sistemi bulunmadan önce de işletmenin elektrikle ısıtılabildiği, bu haliyle kar kaybı oluşmasının ısınmada problem yaşanmasıyla bağlantılı olamayacağı, taşınmazın 2018 senesinde tahliye edildiği, geçen sürede davalı idare tarafından inşaatın yapılmasına engel olunması nedeniyle kar kaybı yaşandığının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalının davacı aleyhine olan idari kararı doğrultusunda ilgili inşaat faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldığını, bu doğrultuda Mahkeme gerekçesinin yetersiz olduğunu, davaya konu inşaatı yapmaya başlamadan önce davalıya başvuruda bulunduğunu ve talebin kabul görmesinin ardından inşaatın yapımına başladığını, kiraya veren tarafından kabul gören inşaat faaliyetinin davalı idare tarafından engellenmesinin kar kaybına neden olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini beyan ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, davacının iddiasının davalının işlem ve eylemleri sebebiyle uğradığı zararın tazminine yönelik olduğu ve haksız fiile dayandığı, davalı kurumun tutanak tutarak davacı hakkında suç duyurusunda bulunduğu, ceza mahkemesince davacının beraatine karar verildiği, davacının yakıt tesisatı ile ilgili işlemi yapmak üzere kiraya verenden gerekli izni aldığı, ancak davalı idareden gereken izni almadığı, bu haliyle tutanak tutulmasında ve idari işlem yapılmasında davalı kurumun kusurunun bulunmadığı, dava konusu alanın orman olması sebebiyle davalının yasal görevini yerine getirdiği, davalıya atfı kabil bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kar kaybı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemesini içerir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmüne yer verilmiştir.

3.Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereğince davalı idarenin kusurlu bir fiili ispatlanamamasına, sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereğince kira sözleşmesi hükümlerinin tarafı olmayan davalı idareye karşı ileri sürülemeyecek olmasına, tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporuna itirazların değerlendirilmesinin sonuca etkili olmayacağının da anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.