YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8597
KARAR NO : 2023/78
KARAR TARİHİ : 18.01.2023
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/570 E., 2022/402 K.
HÜKÜM : Davanın Kabulüne
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılardan Şekerbank T.A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Susuz Mevkii, 44784 Ada, 1 parselde kayıtlı bulunan taşınmazda davalı Laçin Tur. İnş. Nak. Maden Oto. Gıda Tek. Or. ve Hay. San. Tic. A.Ş. tarafından inşa edilen B Blok 4. Kat 16 nolu bağımsız bölümü 129.000,00 TL bedel karşılığında satın aldığını, satış bedelinin 69.00,000 TL’lik kısmını ödediğini, 60.000,00 TL’sinin ödenmesi için diğer davalı …A.Ş’den bağlı kredi kullandığını, dairenin sözleşmede kararlaştırılan 30.08.2008 tarihinde iskan alınarak teslim edilmesi gerekirken teslim edilmediğini, bankanın da müşterek müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, ortak alanlardaki eksik imalatlar ile iskan masrafları ve bağımsız bölümdeki eksik imalatlar için 1.500,00 TL’nin, gecikilen 6 ay için 1.800,00 USD cezai şartın ve 28.02.2009 tarihinden dava tarihine kadar rayiç kira bedeli alacağı için 1.000,00 TL’nin (davalı banka yönünden kredi tutarı ile sınırlı olmak kaydıyla) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 27.10.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle eksik imalatlar ve ortak alanlardaki eksikliklerin toplam tutarı olan 42.781,58 TL’nin 1.500,00 TL’sine dava tarihinden; 41.281.58 TL’sine ıslah tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak (davalı bankanın toplam kredi tutarı ile sınırlı olarak sorumlu olarak) her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 1.800,00 USD cezai şart ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 28.02.2009 tarihinden dava tarihi 01.02.2013 arasındaki dönem için kira yoksunluğu için 15.200,00 TL’nin 1.000,00 TL’sine dava 01.02.2013 tarihinden kalan 14.200,00 TL’sine ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı …A.Ş vekili, somut olayda bankanın davacıya kullandırdığı krediyi belirli bir konutun satın alınması veya belirli bir satıcı ile sözleşmesi yapması şartıyla vermediğini, ortada “bağlı kredi”nin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Laçin Tur. İnş. Nak. Maden Oto. Gıda Tek. Or. ve Hay. San. Tic. A.Ş., teslimde gecikmenin olmaması için tüm özeni gösterdiklerini, ilgili devlet kurumlarına yaptıkları başvurulardan henüz bir sonuç alamadıklarını, şirketlerine bu yönden atfı kabil edilebilecek bir kusur bulunmadığını, ekonomik krizin etkisiyle de şirketin yapmakta olduğu inşaatın tamamen durma aşamasına geldiğini, davacı yanın teslim edilmesi gereken tarihten dava tarihine kadar her ay için rayiç kira bedeli ve kira tazminatını faiziyle birlikte talep etmesinin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Ankara 2. Tüketici Mahkemesinin 26/01/2016 tarihli ve 2013/544 Esas, 2016/284 Karar sayılı kararıyla; davalı … yönünden dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığından reddine, diğer davalı bakımından alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın tamamlanıp eksikliklerin giderilmesi için 42.781,58 TL talep edilebileceği, dava konusu taşınmazın süresinde teslim edilememesi sebebiyle 1.800,00 USD ve 15.200,00 TL talep edilebileceğinin belirtildiği, işbu bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınarak davanın kabulüne; dava konusu bağımsız bölüm ve ortak alanlara ilişkin ayıplı işler nedeniyle 47.781,58-TL’nin davalı yüklenici Laçin Tur. İnş. Nak. Mad. Otom. Gıda Teks. Orm. ve Hay. San. Tic. A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine, bu bedelin 1.500,00 TL’sine dava tarihinden itibaren bakiye 41.281,58 TL’sine ıslah tarihi olan 27.10.2014 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, dava konusu bağımsız bölümün teslim tarihinin taraflar arasındaki sözleşmenin B/8 maddesi uyarınca 30.08.2008 tarihi olduğu, taşınmazın halen teslim edilmediği anlaşılmakla, kira tazminatı sebebiyle; 1.800 USD cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı yüklenici Laçin Tur. İnş. Nak. Mad. Otom. Gıda Teks. Orm. ve Hay. San. Tic. A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine, kira tazminatı olarak hesap edilen 15.200,00 TL’nin davalı yüklenici Laçin Tur. İnş. Nak. Mad. Otom. Gıda Teks. Orm. ve Hay. San. Tic. A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine, bu bedelin 1.000,00 TL’sine dava tarihinden itibaren bakiye 14.200,00 TL’sine ıslah tarihi olan 27/10/2014 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 19/12/2019 günlü, 2016/15329E.- 2019/12843K. sayılı ilamı ile; Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediği belirtilerek, 4077 Sayılı Yasanın 10/5 maddesi ile 10/B maddesinde tanımlanan ‘Bağlı Kredi’ kavramı anlatılmış olup, 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğunun teslim tarihinden itibaren 1 yıl süre ve kullandırdığı kredi miktarı ile sınırlı olduğu, konut finansmanı kuruluşları tarafından 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre verilen kredilerin devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğunun devam ettiği, krediyi devralan kuruluşun bu madde kapsamında sorumlu olmadığı, ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunların müteselsilen sorumlu olduğu, satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesinin bu sorumluluğu ortadan kaldırmadığı hükmü gereğince davacı ile davalı … arasında imzalanan sözleşmenin 4077 sayılı yasanın 10/B maddesinde düzenlenen bağlı kredi olduğu anlaşılmakla, dava konusu taşınmazın davacıya teslim edilip edilmediği, teslim edilmişse teslim tarihi belirlenerek davanın açıldığı tarihte 4077 sayılı yasanın yürürlükte olduğu ve söz konusu yasa hükümlerinde bağlı kredi veren kuruluşun sorumluluğu için teslim tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin öngörüldüğü nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, uyuşmazlık konusu taşınmazın davacıya henüz teslim edilmediği, hal böyle olunca davalı …’ın sorumluluğunu kaldıran 1 yıllık sürenin henüz başlamadığı; yani diğer davalı ile müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun devam ettiği, olaya, mevzuata, hukuka ve denetime açık olduğu cihetiyle Mahkemece de itibar edilen bilirkişi raporu ışığında dava konusu taşınmaz ve ortak alanlara ilişkin ayıplı işler nedeniyle davacının alacağının 47.781,58 TL olduğu, dava tarihi itibariyle kira tazminatının ise 15.200,00 TL olduğunun belirtildiği, sözleşmede geç teslim için öngörülen ceza koşulunun ise 1.800,00 USD olduğu, dolayısıyla teslim edilmeyen taşınmazla ilgili olarak davacının anılan bu bedelleri davalılardan talep edebileceği gerekçesi ile davanın kabulüne, 47.781,58 TL’nin 1.500,00 TL’sinin dava; bakiye 41.281,58 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 27/10/2014’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 1.800,00 USD’nin dava tarihinden itibaren Devlet Bankalarınca Amerikan Doları’na uygulanan mevduat faizi oranında faiz işletilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 15.200,00 TL’nin 1.000,00 TL’sinin dava, bakiye 14.200,00 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 27/10/2014’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. 01/06/2022 tarihli “Tashih şerhi” ile; Mahkemenin 26/04/2022 tarih ve 2021/570 Esas 2022/402 Karar sayılı Gerekçeli Kararının “HÜKÜM” kısmının 1 nolu bendi altında yazılı ” 47.781,58 TL’nin 1.500,00 TL’sinin dava; bakiye 41.281,58 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 27/10/2014’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,” kısmının ” 42.781,58 TL’nin 1.500,00 TL’sinin dava; bakiye 41.281,58 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 27/10/2014’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine” denilerek HMK’nın 304/1 maddesindeki işlemler gereği resen tashihen düzeltildiği şerh ve tasdik olunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı …A.Ş.vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı …A.Ş. vekili; sözleşmeden kaynaklanan ve bu nedenle bankayı ilgilendirmeyen cezai şart ve kira alacağı bedeli talebinin hukuki bir dayanağı bulunmadığı halde bankanın da sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, bankanın sorumlu olabilmesi için gerekli bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, mahkemenin eksik inceleme yaptığını, taşınmazın hangi tarihte davacıya teslim edildiğini araştırmadığını, bilirkişi raporundaki tazminat hesaplamalarının hatalı olduğunu, kararda bankanın sorumluluğunun 60.000,00 TL ile sınırlı olduğunun belirtilmesi gerekirken mahkemenin bu hususu da dikkate almamasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bağlı kredi ile alınan taşınmazın henüz teslim edilmemesinden kaynaklanan eksik işler nedeniyle tazminat, kira kaybı ve cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Müflisin tasarruf ehliyetsizliği ve poliçe ödenmesi hükümleri” kenar başlıklı 191. maddesinin birinci fıkrasında; “Borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür.” denilmiştir. Müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un “İflas idaresinin vazifesi” kenar başlıklı 226. maddesi uyarınca da, masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Belirtilen hükümler gereğince; iflasın açılmasıyla taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229. maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Dairesine aittir.
2. Müflisin, iflâsın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi dava ehliyetini de kaybettiği söylenemese de, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflâs idaresine ait olacaktır. İflâs idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflâs organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, İİK’nın “Hukuk davalarının tatili” kenar başlıklı 194. maddesi gereğince müflisin davacı ve davalı bulunduğu hukuk davalarının, iflâsın açılması ile belli bir süre için durması öngörülmüştür. İİK’nın 194. maddesine göre, acele haller müstesna olmak üzere iflasın açılması ile kural olarak müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur, ancak alacaklıların ikinci toplantısından on gün sonra devam olunabilir. İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı açılmış olan davalardır. Davaların durduğu bu süre içinde, iflâs idaresi duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Burada müflisin davacı veya davalı olmasına göre usul işlemleri farklılık arz eder.
3. Müflisin davacı olduğu davalarda, iflâs idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa masanın bu davayı takip etmesine karar verir. Bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince bundan böyle davaya, davacı olarak iflâs idaresi tarafından devam edilir. İİK’nın “Münazaalı hakların talep eden alacaklılara temliki” kenar başlıklı 245.maddesi gereği, iflâs idaresi ve ikinci alacaklılar toplantısı, davanın başarı şansı olmadığı kanısına varırlarsa masanın davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir. Hiçbir alacaklı davayı takip etmek istemezse, o zaman, müflisin dava takip yetkisi yeniden doğar ve müflis iflâsın kapanmasını beklemeden, davayı kendi adına devam ettirebilir.
4. İİK md. 230 vd. maddeleri gereği, müflisin davalı olduğu davalarda ise; iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken, müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı çekişmeli alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki karar, ikinci alacaklılar toplantısında alınır. İkinci alacaklılar toplanması davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir. Bir hukuk davasının kayıt-kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. Davalı tarafı dava sırasında iflas eden aleyhine iflastan önce açılan ve İİK’nın 194. madde hükmünde sayılan istisnalardan olmayan bir davaya bakan mahkemenin asıl dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplanmasında, iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar vermesi; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa, davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar vermesi gerekir.
3. Değerlendirme
1.Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; yargılama devam ederken Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.10.2019 tarih, 2019/24 Esas, 2018/651 Karar sayılı kararı ile davalı Laçin Tur. İnş. Nak. Maden Oto. Gıda Tek. Or. ve Hay. San. Tic. A.Ş.’nin iflasına karar verildiği, kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 05.04.2021 tarih ve 2021/2571 Esas, 2021/1388 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
2. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan usullere göre yargılamaya devam edilip, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı …A.Ş.’nin yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
2.Bozma sebebine göre davalı …A.Ş.’nin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.