YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8582
KARAR NO : 2023/14
KARAR TARİHİ : 16.01.2023
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/981 E., 2022/1038 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/682 E., 2021/451 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yenide davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre; üç aylık kira miktarı 31.860 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin tahliye davasına yönelik temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekillerinin, itirazın iptali davası yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 30.08.2019 tarihli kira sözleşmesi ile aylık kira bedeli 9.000TL+KDV (10.620TL) olarak kararlaştırılan fabrikayı davalıya teslim ettiğini, kira bedellerinin ödenmemesi üzerine başlattığı üç ayrı takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; davalının borca, takip öncesi işlemiş faize ve tüm ferilere yönelik itirazının iptali ile asıl alacaklara vade tarihlerinden itibaren avans faizi uygulanması suretiyle takiplerin devamına, davalının kiralanandan tahliyesine, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 01.12.2019 olarak belirlendiğini, kiralananın tadilat yapılması amacıyla teslim alınarak elektrik aboneliğini başlattığını, kiralama amacına uygun kullanılabilmesi amacıyla kiralananda yük asansörü inşası için yapılacak yıkıma kiraya veren tarafından muvafakat edilmediğini, bu nedenle kiralama yapılmayacağını davacıya bildirdiğini, sözleşmenin özel koşulları başlıklı kısmının 4. maddesi gereğince kira ödemesi yapılmaması sonucu sözleşmenin geçersiz olduğunu, bundan sonra davacı tarafından kiralananın dava dışı İsmail Andıç- Adnan Yaşar ortaklığına kiraya verildiğini, 07.01.2020 tarihinde yapılan ödemenin İsmail Andıç- Adnan Yaşar ortaklığı ile aralarındaki ticari ilişki dolayısıyla adı belirtilenler adına yapıldığını, kiralananın hiç kullanılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kira sözleşmesi gereğince kararlaştırılan tadilat süresinde kiralananın elektriğinin açtırıldığı, bundan sonra sözleşmede kararlaştırılan kira bedelinin davacı hesabına gönderilmesi sonucu kira ilişkisinin kurulduğu gerekçesiyle, davalının üç ayrı icra takibine yönelik itirazlarının iptali ile takiplerin devamına, davalının kiralanandan tahliyesine, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; kira sözleşmesinde kararlaştırılan muacceliyet şartının geçersiz olduğunu, sözleşme imzalandığı halde davacı ile yaşanan anlaşmazlıklar ve işletmesel sorunlar nedeniyle sözleşmeden cayılması nedeniyle kira ilişkisinin kurulamadığını, sözleşmenin özel koşulları başlıklı kısmının 4. maddesi gereğince kira ödemesi yapılmaması sonucu sözleşmenin geçersiz olduğuna yönelik hükmün değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, kira ödemesinin dava dışı 3. kişi adına yapıldığını, ödemenin ihtirazı kayıtsız olarak teslim alınmasının dava dışı 3. kişi ile yapılan sözleşmenin zımni olarak kabulü anlamına geldiği yönündeki savunmasının dikkate alınmadığını, uhdesinde anahtar bulunmadığını ancak aksinin kabulü halinde dahi en fazla icra takiplerine itiraz tarihlerine kadar olan kira bedellerinden sorumluluğu bulunduğunun gözetilmesi ve bu tarihlerin tahliye tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kira sözleşmesinin özel koşulları 4. maddesinde yer alan “Müşteriye 30 Kasım 2019 tarihine kadar tadilat süresi tanınmıştır. 01 Aralık 2019’da kira ödemesi başlayacak olup ilk ayın kirası olan Aralık ayının kirasını sözleşme imzalandığı tarihte peşin olarak banka hesabına gönderdikten sonra kira sözleşmesi başlayacaktır. Aksi takdirde sözleşmenin geçersiz sayılacağını kiracı, koşulsuz şartsız kabul eder.” şeklindeki düzenlemenin kiraya verene sözleşmeyi feshetme imkanı sağlamakta olup, kiralanan kiracıya teslim edildiğine göre ilk kiranın sözleşme imzalandığı tarihte peşin olarak ödenmemesinin sözleşmeyi geçersiz kılmadığı, kiracının tacir olması nedeniyle takip tarihlerinde Türk Borçlar Kanunu’nun 346. maddesi taraflar yönünden yürürlüğe girmemiş olduğundan muacceliyet şartının geçerli olduğu, davalı tarafından 30.08.2019 tanzim tarihli kira sözleşmesinin feshedildikten sonra dava dışı 3. kişi ile davacı arasında ile yeni bir kira sözleşmesi imzalandığı hususunun usulüne uygun olarak ispat edilemediği, taraflar tacir olduğundan avans faizi uygulanmasının doğru olduğu, bu nedenle istinaf dilekçesinde bildirilen sebeplerin yerinde olmadığı ancak davalı tarafça 07.01.2020 tarihinde 9.000 TL yapılan ödemenin infazda harici ödeme olarak mahsubuna karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davalının dava konusu taşınmazdan temerrüt nedeni ile tahliyesine; itirazın iptaline yönelik davanın kabulü ile davalının Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2019/14605 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına, davalının 07.01.2020 tarihinde yaptığı 9.000 TL’lik harici ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce harici ödeme olarak mahsubuna; davalının Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2020/1092 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına; davalının Bursa 10. İcra Müdürlüğ’nün 2020/1933 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına; her bir takip yönünden asıl alacağın %20’si üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi talebi yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken her iki dava değerinin toplamı üzerinden tek ve eksik miktarda vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek; kararın bu yönden düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Kira akdi, kullandırma akitlerinden olup bununla kiraya veren, bedel karşılığı bir şeyin kullanımını kiracıya terk etmek durumundadır. Musakkaf taşınmazlar, otomobiller, kilitli dolaplar gibi şeylerin teslimi, anahtar teslimi suretiyle olur. Anahtar teslimi ile birlikte kiralanan üzerindeki tasarruf hakkı teslim alana geçer. Kiralanan taşınmazın tahliye edilmesi ve teslim olgusunun ispat yükü kiracıya aittir. Anahtar teslimi olgusu davalı tarafından kanıtlanamadığında kira ilişkisinin devam ettiğinin kabulü gerekir.
2. Kira akdi, ya tarafların ortak iradesi ile ya mahkeme kararı ile ya da kiralananın yok olması ile ortadan kalkacaktır.
3.Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, harç tamamlattırılmadığı için dava dilekçesindeki değerler esas alınmak suretiyle karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca ayrı ayrı belirlenen vekalet ücretlerinin toplamına hükmedildiği, dolayısıyla tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Tarafların kiralananın tahliyesi davasına yönelik temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,
2.Temyiz olunan itirazın iptali davalarına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Tahliye davası yönünden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.