Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8536 E. 2023/1366 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8536
KARAR NO : 2023/1366
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/325 E., 2022/2284 K.
DAVA TARİHİ : 12.01.2015
KARAR : Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2015/48 E., 2020/808 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar; müteveffa …’nın 30.12.2014 olay tarihinde davalı …Ş.’ye ait alışveriş merkezinde eşi tarafından silahla vurularak öldürüldüğünü, eş …’nın, diğer davalı şirketin güvenliğini üstlendiği alışveriş merkezinin x-ray cihazından ve güvenlik kontrolünden silah ve yedek şarjörü ile rahatlıkla geçtiğini, AVM’ye gelen kişilerin mal ve can güvenliğini sağlamakla yükümlü olan davalıların, olayın meydana gelmesinde kusurlu olup sorumluluklarının bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000 TL maddi, müteveffanın anne ve babası olan davacılardan Metin ve Seniye’den her biri için 75.000’er TL manevi, kardeşleri olan diğer davacılardan her biri için ise 50.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP
1. Davalı ICS Özel Güvenlik Ltd. Şti.; olay tarihinde özel güvenliğini üstlendiği alışveriş merkezine gelen … isimli şahsın x-ray cihazı kontrolünden geçerken üzerinde silah taşıdığını tespit edip durdurduklarını, silaha ait taşıma ruhsatını göstermesi üzerine AVM içerisine alındığını, silah taşıma ruhsatının geçerli olmayacağı yerlerin kanunda açıkça sayıldığını, AVM’lerin bu yerlerden olmadığını, AVM yönetimi tarafından kendisine silah müsaderesine yönelik herhangi bir yetki de verilmediğini, olayın meydana gelmesinden sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı …Ş.; müteveffa …’nın 30.12.2014 olay tarihinde eşi … tarafından silahla vurularak kasten öldürüldüğünü, olayın kendisine ait alışveriş merkezinde meydana geldiğini, ancak suça konu silahın taşıma ruhsatının bulunduğunu, silah ruhsatının güvenliğe gösterilmesi üzerine sanığın içeriye alındığını, bu hususun kamera kayıtları ile sabit olduğunu, güvenlik görevlisi tarafından taşıma ruhsatı olan bir silaha el konulamayacağını, kaldı ki AVM’ye girişlerden ve çıkışlardan güvenlik şirketinin sorumlu olduğunu, dolayısıyla olayın meydana gelmesinden sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; maktül …’nın 30.12.2014 tarihinde davalı …Ş. tarafından işletilen ve diğer davalı şirket tarafından özel güvenlik hizmeti sağlanan alışveriş merkezinde bulunduğu sırada, eşi sanık …’nın silahlı saldırısına uğrayarak yaşamını yitirdiği, sanığın ” kasten insan öldürme ” suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, suçta kullanılan silahın taşıma ruhsatının bulunduğu, sanığın x-ray cihazı kontrolünden geçerken üzerinde silah taşıdığının tespit edildiği, davalı şirkete ait özel güvenlik görevlilerince durdurulduğu ve silah taşıma ruhsatının bulunup bulunmadığının sorulduğu, ruhsatın gösterilmesi üzerine sanığın AVM içerisine alındığı, taşıma ruhsatlı silahla AVM’ye giriş yapılmış olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, özel güvenlik görevlilerinin görev yaptıkları yerlere girişlerde taşıma ruhsatlı silahları emanete almaları gibi bir yetkilerinin de bulunmadığı, eşlerin AVM’ye birlikte giriş yaptıkları, girişte anormal bir duruma rastlanılamadığı, cafede otururlarken olayın aniden meydana geldiği, olayın meydana gelmesinde davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği, kusurlu olduklarının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, rapora karşı itirazları karşılanmadan karar verildiğini, olay esnasında ve sonrasında davalıların müdahalede bulunup bulunmadıklarının, güvenlik personelinin olay yerine gidip gitmediğinin, yeterli sayıda güvenlik personeli istihdam edilip edilmediğinin araştırılmadığını, davalıların AVM’ye gelen şahısların can ve mal güvenliğini korumak ve sağlamakla yükümlü olduğunu, olayın meydana gelmesinden davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 05.08.2020 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, dava dışı sanık … ile maktül …’nın alışveriş merkezine birlikte geldikleri, AVM’nin üçüncü katında bulunan cafeye yürüyen merdivenlerden birlikte çıktıkları, sanığın üzerinde silah bulunduğunun x-ray cihazından geçerken tespit edildiği, eski muhtar olan sanığın silah taşıma ruhsatını göstermesi üzerine içeriye alındığı, taşıma ruhsatlı silah ile AVM’ye giriş yapılmasında mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı, olayın meydana gelmesinde davalılara kusur atfedilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alışveriş merkezinde gerçekleşen silahlı saldırıdan kaynaklı ölüm olayı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (6098 sayılı Kanun), “Borç İlişkisinin Kaynakları” başlığı altında, sözleşmeden doğan borçlar (m.1–48) ile haksız fiilden doğan borçlar (m.49–76) düzenlenmiş; yine aynı başlık altında, borçların üçüncü genel kaynağı olarak sebepsiz zenginleşmeye (m.77–82) yer verilmiştir. Bunların dışında bir de kanundan doğan borçlar bulunmaktadır.

2. Özetle, hukukumuzda borçların kaynağı; sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ya da bir kanun hükmü olarak kabul edilmiştir.

3. Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksız fiil sonucu zarara uğrayan kimse, uğradığı zararın tazminini bu haksız fiilden sorumlu olan kimseden veya kimselerden talep edebilir.

4. Haksız fiilden söz edilebilmesi için 6098 sayılı Kanun’un 49 uncu maddesine göre, şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiili işleyen kusurlu olmalı, kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalı ve sonuçta doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda haksız fiilin varlığından söz edilemez.

3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunmalarına ve dayandıkları belgelere, olayın oluş şekline, dosya kapsamında alınan kusur raporunun taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olup hukuka uygun olmasına, olayın meydana gelmesinde davalılara kusur atfedilemeyecek olmasına, yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, taraflar arasında borç doğuran başkaca bir ilişki bulunmamasına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.