Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8534 E. 2023/1876 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8534
KARAR NO : 2023/1876
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1182 E., 2022/1632 K.
DAVA TARİHİ : 05.07.2018
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/739 E.,2021/345 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili ve feri müdahale talebinde bulunanlar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun reddine, feri müdahil talebinde bulunanların istinaf başvurusunun değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve feri müdahale talebinde bulunanlar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı taraf ile yaptığı protokol doğrultusunda maliki olduğu 132.800 m² yüzölçümlü parselin parselasyon işlemi yapılması için davalıya bedelsiz olarak 09.08.2016 tarihinde tapuda devrettiğini, protokole göre parselin 42.800 m²’lik kısmının davalıya ait olacağının kararlaştırıldığını, davalının parselasyon işlemlerini bitirmeyerek protokole aykırı davrandığını, bedelsiz devredilen parselin iade edilmediğini ileri sürerek; 373 parsel sayılı taşınmazın 90.000 m²’lik bölümünün davalı adına olan tapusunun iptaline ve eski haline iade edilerek adına tesciline, mümkün olmaması halinde haksız elde edilen parselin gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından değeri tespit edilerek tescil tarihinden itibaren ticari faizi ile tazminini talep etmiş, 04.02.2020 tarihli duruşmada tapu iptali ve tescil talebinden feragat ettiğini bildirmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı; davacının iddialarının doğru olmadığını, dava konusu taşınmazı 2.265.000 TL karşılığında davacıdan satın aldığını, bedelini 4 taksit halinde banka havalesi ile davacıya ödediğini, taşınmaza yönelik tasarrufun iptali davası açıldığını, bu davada davacının davalı sıfatı bulunduğu halde davanın reddine karar verilmesi için çabalamadığını, tasarrufun iptali davasına konu olan icra takibinin muvazaalı yapıldığını, amacın kendisine zarar verilmesinin olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.

2. Davalı yanında feri müdahile talebinde bulunanlar; zamanaşımı süresinin dolduğunu, davaya konu 132.800 m² taşınmazın 42.800 m²’lik bölümünün davalıya satıldığını, taşınmazın davalıya satıldığı 09.08.2016 tarihinde tarla vasfında olduğunu, taşınmazın hisseli ya da ifraz edilerek satılması halinde hukuken engeller bulunduğunu, bu nedenle taraflar arasında yazılı protokol ile taşınmazın 90.000 m²’lik bölümünün davacıya, 42.800 m²’lik bölümünün davalıya ait olacağını, yapılacak parselasyon neticesinde herkesin kendi hissesini alacağı konusunda anlaştıklarını, taşınmaz üzerinde bulunan ipotek ile satışının yapıldığını, satış yapıldıktan sonra davacının taşınmazın 90.000 m²’lik kısmının tamamını kendilerine sattığını, böylece davacının taşınmazda herhangi bir hakkının kalmadığını, ödemelerinin yapıldığını, dava açıldıktan sonra taşınmazın parselasyonları yapıldığından tapu müdürlüğünce ifraz yapılarak arsa olarak değişik numaralar ile tapuya tescil edildiğini, taşınmazların tescili talep edildiğinde üzerinde başka bir dosyada tedbir olduğundan dolayı davalının taşınmazı adlarına tescil ettiremediğini savunarak, müdahale taleplerinin kabulü ile davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından dosyaya ibraz edilen ve tapuda satışın yapıldığı gün taraflarca imzalanan adi yazılı protokoller altındaki imzaların davalı tarafça inkar edilmediği, 14.02.2017 ve 09.08.2016 tarihli protokollerde dava konusu taşınmazın 90.000 m²’lik kısmının satışa rağmen davacıya ait olduğu, bu kısmın davalıya emaneten satılmış gibi gösterildiği, kalan kısmın ise davalı tarafça bedeli ödenerek satın alındığı, parselasyon işlemi sonrası herkesin hissesini alacağı hususlarının sabit olduğu, 23.06.2016 tarihli ödeme makbuzunun da bu protokolleri kısmen teyit ettiği , davalının 29.800 m²’lik kısım için 3.427.000 TL ödediğinin yazılı olduğu, davalı tarafça taşınmazın bir kısmı için ödeme yapıldığı hem bu makbuz hem de dekontlarla sabit olduğu, ancak bahsedilen protokoller kapsamında değerlendirme yapıldığında davalının tüm taşınmazı parasını ödeyerek satın aldığını kabul edilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasındaki ilişki tapu satış günü ve sonrasında imzalanan yazılı protokollere göre değerlendirilerek davalı tarafça gerçekte ne kadar ödeme yapılıp taşınmazın ne kadarının ödeme yapılarak satın alındığı, ne kadarının ise bedeli ödenmeden emaneten satış gösterilerek alındığının sözleşmeler çerçevesinde irdelenmesi için bilirkişi raporu alındığı ancak raporun hesaplama kısmına itibar edilmediği, davaya konu 132.800 m² yüz ölçümlü parselin toplamda 42.800 m²’lik bölümünün davacı tarafından davalıya 4.922 TL bedelle satıldığı, geri kalan 90.000 m²’lik bölümünün bedeli ödenmeden emaneten satış olarak gösterilerek davacı tarafından davalıya devredildiği, bu hali ile dava konusu bedeli ödenmeyen emaneten satış gösterilen 90.000 m²’lik kısmın bedelinin 10.350.000 TL (42.800 m²’lik arsanın metrekaresini =115 TL den sattığından) olduğu, ancak taleple bağlı kalınması gerektiğinden bahisle, 6.404.610,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve feri müdahale talebinde bulunanlar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı vekili; ihtarname ile temerrüde düşürülmeden doğrudan dava açıldığını, ispat aracı olduğu beyan edilen protokol başlıklı belgeler, davacı tarafın iddia etmiş olduğu inançlı temlik anlaşmasını kanıtlayabilecek hiçbir niteliğe sahip olmadığını, iade borcu doğuran inanç anlaşmasının da resmi şekilde yapılması gerektiğini, davacı taraf her ne kadar tapu devir işleminin bedelsiz olarak yapıldığını iddia etmiş ise de davacıya dava konusu taşınmaz için ödeme yaptığını, satın alma işleminin gerçekleştiğini, davacı tarafça dosyaya sunulan cevaba cevap dilekçesinde de ‘’…müvekkilim bu belirtilen 42.800 metrekare de herhangi bir hak iddiasında bulunmamaktadır ve bu 42.800 metrekare için toplamda 4.922.000 tl para almıştır. bu belirtilen paranın 2.265.000 tl tutarını banka aracılığıyla geriye kalan bedel takas karşılı 2 tane daire için 1.165.000 TL , geriye kalan 1.495.000 TL parayı da harici olarak davalı …’ndan almıştır..’’ifadesi ile davacı taraf gerçekleştirilen 2.265.000 TL ödemenin dava konusu taşınmazın bedeli olduğunu ikrar ettiğini, bilirkişi raporunda tapu satış tarihinde 132.800 m² yerin 3.720.508,20 TL olduğunun belirtildiğini savunarak, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Feri müdahale talebinde bulunanlar vekili; dava konusu taşınmazın tapuda 09.08.2016 tarihinde davalıya satıldığını, davanın ise 05.07.2018 tarihinde açıldığını, satış tarihi ve dava tarihi nazara alındığında hata ve hile sebebine dayalı tapu iptali için öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu, davacı tarafın 11.02.2020 tarihinde yaptığı ıslah ile taşınmazın satış tarihi nazara alındığında sebepsiz zenginleşme için öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak, kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının istinaf taleplerinin yerinde olmadığı, hüküm sonucu itibariyle feri müdahil talebinde bulunanlara ilişkin herhangi bir karar oluşturulmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığı tespiti ile usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı yapılan istinaf sebepleri yerinde bulunmadığı gerekçesiyle, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, fer’i müdahil talebinde bulunanlar yönünden ihdas edilmiş hüküm bulunmadığından feri müdahil talebinde bulunanların istinaf taleplerinin değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve feri müdahale talebinde bulunanlar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar etmiş, ayrıca bilirkişi raporunun hükme elverişli olmadığını, davacının 7.490.558,78 TL tutarında kesinleşen borcu bulunduğunu, alacağının Türk Borçlar Kanunu’nun 139 uncu maddesi hükmü uyarınca alacak miktarı kadar mahsup edilmesini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Feri müdahale talebinde bulunanlar vekili; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında sadece feri müdahiller tarafından müdahale dilekçesinin verildiğinin belirtildiği, feri müdahale talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini, müdahale talebinde menfaatlerinin bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin müdahale talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermemesinin bozmayı gerektirdiğini, müdahale dilekçesinin ekinde sunulan protokollerde dava konusu taşınmazın bir kısmının kendilerine satıldığını, Mahkemeye sunulan protokollere davacı ve davalı tarafından itiraz edilmediği, dava konusu taşınmaz satış ve dava tarihinde tarım arazisi niteliğinde iken arsa niteliğindeki değeri esas alınarak karar verildiğini, 25.03.2019 tarihinde imar uygulaması tapuya tescil edildiğini, dava tarihinden sonra arsa niteliğini kazanan dava konusu taşınmazın arsa niteliği nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi yasaya ve usule aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, inanç sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 66 ncı maddesi;
“(1) Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir.”

2. Aynı Kanun’un 67 nci maddesi de;
“(1) Müdahale talebinde bulunan üçüncü kişi, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebini ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvurur.
(2) Müdahale dilekçesi, davanın taraflarına tebliğ edilir. Mahkeme, gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet eder, gelmeseler dahi müdahale talebi hakkında karar verir.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme
1. Davacı, tapuda kendisi adına kayıtlı 132.800 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamını parselasyon işlemi yapılmak üzere davalı adına tapuda satış suretiyle devrettiğini, gerçekte taşınmazının sadece 42.800 m²’lik bölümünün davalı tarafça satın alındığını kalan 90.000 m²’lik bölümün parselasyon işlemi yapıldıktan sonra kendisine devredilmesine ilişkin davalı ile aralarında adi yazılı protokoller imzaladıklarını, davalının söz konusu protokollere uymadığını ve tapuda devredilen 90.000 m²’lik bölümü iade etmediğini ileri sürmüş, davalı ise söz konusu taşınmazın tamamını davacıya bedelini ödemek suretiyle tapuda satın aldığını savunmuştur. Yargılama devam ederken 16.06.2020 tarihli 10. celsede, dava dışı …, … ve … tarafından davalı yanında davaya katılma talebi ile feri müdahale dilekçesi verilmiştir.

2. Söz konusu feri müdahale talep dilekçesi, bahsi geçen duruşmada bulunan taraf vekillerine elden tebliğ edilmiş, davacı vekili feri müdahale dilekçesini kabul etmediğini beyan etmiş, davalı vekili ise beyanda bulunmak için süre istemiş, Mahkemece davalı vekiline feri müdahale dilekçesine beyanda bulunmak üzere süre verilmiştir.

3. Mahkemenin 07.07.2020 tarihli 11. celsesinde, dava dışı üçüncü kişilerin feri müdahale talepleri hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmeksizin davanın reddine karar verilmiştir. Davanın reddi kararının davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine dosyanın sözleşmeler çerçevesinde irdelenmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılmasına karar verilmiştir.

4. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamada da feri müdahale talebi hakkında yine olumlu olumsuz karar verilmediği görülmüştür.

5. Feri müdahale talebinde bulunanlar, davaya konu taşınmazın 90.000 m²’lik bölümünü adi yazılı sözleşmeler ile davacı tarafından kendilerine satıldığını ileri sürerek davalı yanında davada feri müdahil sıfatıyla yer almak istediklerine ilişkin dilekçe sunmuşlardır.

6. Bu durumda, yukarıda belirtilen kanun hükümleri nazara alınarak İlk Derece Mahkemesince; feri müdahale talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

7. O halde, İlk Derece Mahkemesince, usulüne uygun dilekçe ile feri müdahale talebinde bulunanların dava başvurma harcı da yatırması sağlanarak, talepleri hakkında karar verilmesi gerekmektedir.

8. Bozma nedenine göre, davalı vekilinin tüm ve feri müdahale talebinde bulunanlar vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi uyarınca usulden BOZULMASINA,

3. Bozma nedenine göre davalı vekilinin tüm, feri müdahale talebinde bulunanlar vekillinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.