Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8456 E. 2023/223 K. 23.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8456
KARAR NO : 2023/223
KARAR TARİHİ : 23.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/263 E., 2022/437 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat/itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalılardan …, … ve… vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı asıl davada; dava dışı kişilerden paydaşı bulundukları 258 ada 263 parsel sayılı taşınmazı 13.09.1996 tarihli resmi senet ile satın aldığını, satışa dayanak olan vekaletnamenin sahte olduğunu, vekaletnameyi … 1. Noteri olan davalı … ve başkatibi olan davalı …’in düzenlediğini, davalı …’in ise bu sahte vekaletnameyi bilerek ve isteyerek kullanan kişi olduğunu, satıştan hemen sonra üzerinde otel bulunan taşınmaz için inşaata başladığını, taşınmazın maliklerinin davalı …’e vekaletname vermediklerini iddia ederek satışın iptali yönünde açtıkları dava sonucunda
adına olan tapunun iptali ile payları oranında dava açan arsa sahipleri adına tescil olunduğunu, bu olaylardan dolayı zarara uğradığını, taşınmazı tamamen iyi niyetle satın alıp arsa değerinin çok üstünde otel inşa ettirdiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 300.000 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiş, 25.03.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle dava değerini 2.099.928 TL’ye yükseltmiştir.

2.Davacı birleşen davada; dava dışı kişiler tarafından dava konusu taşınmaz nedeniyle aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu aleyhine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden icra dosyasına ödenen toplam 61.400 TL’nin tahsili için … 2. İcra Müdürlüğünün 2011/3588 E. ve … 1. İcra Müdürlüğünün 2011/5845 E. sayılı dosyalarıyla takip yapıldığı, davalıların takibe itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … ; sahte vekaletnameye ilişkin yargılamada ceza aldığını ancak ilgili vekaletnamedeki sahte imzaların kendisine ait olmadığını, davacı tarafın yapılan işlemlerde iyi niyetli olmadığını, sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2.Davalılar… ve …; … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/458 E. 2008/160 Karar sayılı dosyasında verilen hükmün kesinleşmediğini, taşınmaz maliklerinin ikamet ettikleri yer ile dava konusu yer arasında çok yakın mesafe bulunduğunu ve aradan uzun zaman geçtikten sonra davanın açılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, düzenlenen vekaletnamede kusurlarının bulunmadığını, davacının ve paydaşların hiçbir mağduriyetlerinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.05.2014 tarihli ve 2011/412 E., 2014/342 K.sayılı kararıyla; asıl davanın kabulü ile 2.099,928 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, birleşen davanın kabulü ile takip dosyalarına yapılan itirazın iptaline, takiplerin kaldıkları yerden devamına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan … ve… vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 26.05.2015 tarihli ve 2015/6929 E., 2015/9556 K.sayılı ilamıyla; taraflar arasında görülen temliken tescil davasında arzın bedeli olarak depo edilen davaya konu alacak miktarının bina maliklerine dava tarihinden sonra ödendiği böylece sebepsiz zenginleşme davasını açma koşulları oluşmadığından asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Bozma ilamına karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiştir.

4. Dairenin 13.12.2016 tarihli ve 2016/19452 E., 2016/14634 K.sayılı ilamıyla; asıl dava konusunun, davacının sahte vekaletname ile satın aldığı taşınmazın tapusunun iptali ve dava dışı eski maliklere geçmesi üzerine uğranılan zararın tazmini, birleşen davanın ise tapu iptal davasını sonucu dava dışı tapu kayıt maliklerine ödenmek zorunda kalınan vekalet ücreti ve yargılama gideri yönüden başlatılan takibe yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, bozma ilamında asıl davanın, sehven sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olarak nitelendirildiği belirtilerek, davacının uğradığı zararın tam olarak tespiti ile davalıların sorumlulukları, sorumluluklarının kapsamı ve tutarının belirlenmesi ile olayın oluş şekli itibariyle Türk Borçlar Kanunu’nun 52 nci maddesi hükmü de gözetilerek karar verilmesi gerekçesiyle

bozulması gerekirken, zuhulen başka gerekçe ile bozulduğu belirtilerek, Dairenin 26.05.2015 tarihli bozma kararının kaldırılmasına “Mahkeme kararının” değişik gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 14.10.2020 tarihli ve 2017/197 E.,2020/366 K.sayılı kararıyla; asıl davanın kısmen kabulüne, 300.000 TL’nin dava tarihinden, geriye kalan 1.782.423,39 TL’nin TBK’nın 52 nci maddesi uyarınca %10 tenzili ile belirlenen 1.604.181,05 TL’nin ıslah tarihi olan 25.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, birleşen davanın kabulü ile takip dosyalarına yapılan itirazın iptaline
karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı ve davalılardan … ve… temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 05.10.2021 tarihli ve 2021/3933 E.,2021/9539 K.sayılı ilamıyla; davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, mahkeme kararında tespit edilen zarar tutarından hakkaniyet gereği %10 oranında indirim yapılması gerektiği belirtildiği halde bu indirimin tüm tazminat tutarı yerine sadece ıslah edilen tazminat tutarı üzerinden yapıldığı gerekçesiyle, Mahkeme kararı bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kısmen kabulü ile 2.082.423,39 TL’nin TBK’nın 52 nci maddesi uyarınca %10 tenzili ile 1.874.181,05 TL’nin 300.000 TL’sine dava tarihinden, geriye kalan 1.574.181,05 TL’sine ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan tahsiline, birleşen dava bakımından karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan… , … , …
vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda mahkemece %10 indirim yapıldığını, bu durumda davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalılar …, … ve… vekili; karar dosyasına sunduğu mazeret dilekçesinin belgelendirilmediği gerekçesiyle reddedildiğini, davanın karara bağlandığını, dinlenme ve hukuki savunma haklarının ihlal edildiğini, faizin hesaplanması bakımından indirimin ayrı ayrı her bir talep için yapılması gerektiğini, indirimin 300.000 TL’lik ilk kısma doğrudan uygulanması halinde dava tarihi itibariyle faiz hesaplamasının 270.000 TL üzerinden yapılacağını, kalan kısmın faiz hesabında da ıslah tarihinin esas alınacağını, Mahkemenin indirimi usulen yanlış tatbik etmesi sonucunda kararın faiz yönünden hukuka aykırı hale geldiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Temyize konu asıl davada uyuşmazlık, davacının sahte vekaletname ile satın aldığı taşınmazın tapusunun iptali nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 326. maddesi gereğince; yargılama giderleri kural olarak, davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Aynı Kanun’un 323/1-ğ bendi uyarınca da; “Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan taraf yargılama gideri olarak vekâlet ücretine de mahkûm edilir.”
3. Değerlendirme
1.Kararın; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gözetilerek verilmiş olmasına göre, davalılardan Işık, … ve… vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Mahkemece; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52 nci maddesi uyarınca indirim yapılması sebebiyle davalılar yararına vekalet ücreti takdir edilmiş ise de; hakimin takdir hakkını kullanması nedeniyle yaptığı indirim davacının indirim yapılan kısım yönünden haksız olduğu sonucunu doğurmayacağı gibi, davacının davanın açıldığı sırada indirim yapılması hususunda hakimin takdir hakkını kullanıp kullanmayacağını ve indirim yapılacaksa bunun miktarının ne olacağı hususunda öngörüde bulunması kendisinden beklenemeyeceğinden, yapılan takdiri indirim nedeniyle davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilmesi gerekirken, takdiri indirim nedeniyle reddedilen kısım için davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı (6100 sayılı Kanunun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalılardan… , … ve… vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (8) numaralı bendinde yer alan “31.859,91 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “9.200 TL” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.