Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8418 E. 2023/1557 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8418
KARAR NO : 2023/1557
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1932 E., 2022/2226 K.
DAVA TARİHİ : 31.12.2018 (asıl ve birleşen dava)
KARAR : Asıl ve birleşen davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/756 E., 2020/509 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 23.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde asıl davada davacı …, birleşen davada davacı … vekili Avukat … ile asıl ve birleşen davada davalı … vekili Avukat … geldiler. Sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Asıl davada davacı …; Garanti Bankası Kahramanmaraş Kurtuluş Şubesindeki banka hesabından 07.07.2017 tarihinde 20.000 GBP borç olarak davalının hesabına havale ettiğini, davalının borcunu ödemediğini, Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2018/10957 E. sayılı dosyası ile yapılan takibe itiraz ettiğini belirterek, vaki itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

2. Birleşen davada davacı …; Garanti Bankası Kahramanmaraş Kurtuluş Şubesindeki banka hesabından 04.07.2017 tarihinde 20.000 GBP ve 05.07.2017 tarihinde 20.000 GBP borç olarak davalının hesabına havale ettiğini, davalının borcunu ödemediğini, Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2018/10958 E. sayılı dosyası ile yapılan takibe itiraz ettiğini belirterek, vaki itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Asıl davada davalı; davacının davaya konu parayı gönderdiğini, ancak söz konusu havalenin İngiltere’de lokanta işleten dava dışı amcası ile davacının ortak olması ve amcasının da kendisine borcunun olması nedeniyle yapıldığını, davacının sonradan amcası ile olan ticari ilişkilerini sonlandırmak istediğini, bu nedenle bu davayı açtığını, kendisine gönderilen para için dava dışı amcası ….’nin kendisini ibra ettiğine dair “ibranamedir” başlıklı 23.01.2018 tarihli belgenin de bulunduğunu, davacı ile …. arasında whatsapp görüşmeleri olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Birleşen davada davalı; davacının davaya konu parayı gönderdiğini, ancak söz konusu havalenin İngiltere’de lokanta işleten dava dışı amcası ile davacının ortak olması ve amcasının da kendisine borcunun olması nedeniyle yapıldığını, davacının sonradan amcası ile olan ticari ilişkilerini sonlandırmak istediğini, bu nedenle bu davayı açtığını, kendisine gönderilen para için dava dışı amcası …’nin kendisini ibra ettiğine dair “ibranamedir” başlıklı 23.01.2018 tarihli belgenin de bulunduğunu, davacı ile … arasında whatsapp görüşmeleri olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl ve birleşen davada davacıların, 07.07.2017, 04.07.2017 ve 05.07.2017 tarihli dekontların açıklama kısmında borç ibaresinin yazılı olması nedeniyle ödünç olgusunu ispat ettikleri, bu nedenle ispat yükünün karşı tarafa geçtiği, davalı tarafın delil olarak bildirdiği bilgi ve belgelerin, dava konusu ödünç sözleşmesinin ve ödünç olgusunun aksini ispata elverişli delil mahiyetinde olmadığı, davalı tarafa verilen kesin süreye rağmen yemin metninin sunulmaması nedeniyle davalı tarafın yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, asıl ve birleşen davada ileri sürülen talebin sübut bulduğu anlaşıldığından asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili; somut olayda icra inkar tazminatı koşullarının bulunduğunu belirterek mahkeme kararının bu yönden düzeltilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; tanıkların dinlenmediğini, delillerinin toplanmadığını, olayda whatsapp yazışmalarının yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, davacılar ile davalı arasında ticari ya da hukuki bir ilişki bulunmadığını, davacıların, İngiltere’de yaşayan davalının amcasının lokantasına ortak olmak istediklerini, davalının 2008 yılından bu yana dava dışı amcasından alacaklı olduğunu, amcasının davacılara “Tarık Tanrıverdi’ye borcum var, ödemeleri onun hesabına yatırın” dediğini, davacıların da lokantaya ortak olmak için parayı gönderdiklerini, amcasının davalıyı 23.01.2018 tarihli belge ile ibra ettiğini, davacıların İngiltere’ye yerleştiklerini, daha sonra Türkiye’ye dönmeye karar verdiklerini, ödedikleri bedelin iadesini istediklerini, iyi niyetli olmadıklarını, eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu, resen yemin delilinin hatırlatıldığını, banka dekontunda “borç” yazılmış olmasının yeterli görüldüğünü, hisse devir sözleşmesinin, kira sözleşmesinin, faturaların incelenmediğini, bankacılık konusunda uzman bilirkişinin dekontları incelemesinin gerektiğini, davacıların, davalının amcasından alamadıkları para için davalıya yöneldiklerini belirterek istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda davacıların, davalıya gönderdikleri dekontlarda yazılı bulunan “borç” ibaresi ile bu havalelerin ödünç amacıyla yapıldığını ispatladığı, bu durumda borçlu olmadığı ya da borcun söndürüldüğü konusundaki ispat yükünün davalıya ait olduğu, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ispat yükünün davalıda olduğu, yazılı delil başlangıcının bulunmadığı, senetle ispat zorunluluğunun bulunduğu, davacıların tanık dinlenmesine onay vermedikleri, yargılama sırasında yemin delilinin hatırlatılmasının yasaya uygun olduğu, davalının ileri sürdüğü savunmalarını ispatlayamamış olması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine; takip ve dava konusu edilen borç miktarının muayyen ve likit olduğu, tespitinin yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, bu nedenle davacıların istinaf talebinin kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ilk derece mahkemesine ait kararın icra inkar tazminatına ilişkin 2 numaralı bendinin düzeltilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı HMK’nın 190 ıncı maddesine göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.

2. Türk Borçlar Kanunu’nun 555 inci ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi) bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (HGK’nın 9/6/2004 tarihli ve 2004/4-362 Esas 2004/347 Karar sayılı kararı).

3.Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı tarafından icra takiplerine dayanak paranın borç olarak gönderilmediğinin ispatlanamadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.