Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8394 E. 2023/617 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8394
KARAR NO : 2023/617
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/145 E., 2018/231 K.
KARAR : Husumetten ret

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı, şirketlerinin İstanbul Anadolu Yakasında Elektrik Dağıtım ve Ticareti faaliyetini yürüten, sermayesinin tamamının TEDAŞ Genel Müdürlüğünce taahhüt edilmiş bir şirket olduğunu, davalı T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 14.05.2004 tarihli 28727 sayılı yazısında 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile TEDAŞ ve bağlı ortaklıklarının özelleştirme programına alındığını, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamından çıkarılmış bulunması nedeniyle 02.04.2004 tarihinden sonraki uygulamalara yönelik olarak Tedaş ve bağlı ortaklıklarına indirimli tarife uygulamasından dolayı oluşan gelir kaybı (zarar) nedeniyle Müsteşarlık bütçesinden herhangi bir ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, Tedaş’ ın 02.04.2004 tarihinden sonra indirimli tarife uygulanmaması ve indirim tutarlarına ait faturaların gönderilmemesi hakkında 18.05.2004 tarih ve 4391 sayılı yazı gönderdiğini, bu yazı üzerine Turizm Teşvik Belgesine sahip şirketlere indirimli tarife

uygulamasını kaldırdığını, buna ilişkin ödedikleri bedellerinin iadesi için alacak davası açtıklarını, sonrasında mahkeme kararına binaen İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün 2011/18684 E. sayılı dosyasına 45.971,88 TL’yi ödemek zorunda kaldığını, davalının kendisi aleyhine dava açılmasına ve dava sonucunda da 45.971,88 TL ödemesine neden olduğunu ve Hazine’ce indirimli tarifeden doğan gelir kaybının kendisine ödenmediğini beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 45.971,88 TL rücuen alacağın, ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek değişken oranlı avans faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; 2634 sayılı Turizm Teşvik Yasası’nın 16. maddesi kapsamında enerji desteği uygulamasının her dönem ve kesintisiz olarak 2002/4100, 2005/8680, 2006/10921, 2009/15199 ve son olarak 2010/478 sayılı Bakanlar Kurulu kararları çerçevesinde ödendiğini ve halen ödemelerin gerçekleştirildiğini, firmaların dava açmadan önce Kültür ve Turizm Bakanlığına başvuru yapmaları halinde ilgili dönem Bakanlar Kurulu Kararları çevçevesinde destekten faydalanabileceklerini, firmalarca başvuru yapılmadan şekil şartı yerine getirilmeden doğrudan dava yoluna gidilmesi neticesi ödenen paranın Bedaş tarafından tazmin talebinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, Tedaş ve bağlı ortaklıklarının özelleştirme kapsam ve programına alınması ile birlikte 4046 sayılı Kanunun 37 nci maddesi hükmü gereğince özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu, Tedaş ve bağlı ortaklıklarına 233 sayılı KHK hükümlerinin uygulanamayacağını, bu nedenle de 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının dayanağının ortadan kalktığını ve dolayısıyla gelir kaybının bu yasal çevrede ödenemeyeceğinin hukuki bir gerçek olduğunu, açıklanan nedenlerle ayrıca yetki, zamanaşımı, husumet ve esastan davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen kararı, İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün 2011/18684 sayılı takip dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile davacı AYEDAŞ’ın Baytur Turizm ve Ticaret Limitet Şirketi’ne Turizm Teşvik Kanunu’nun 16 ncı maddesine göre turizm işletme belgesine sahip olması nedeniyle en düşük tarife olan sanayi tarifesi üzerinden elektrik faturası tahakkuk ettirmesi gerekirken Hazine Müsteşarlığı’nın yazısı uyarınca 15.08.2006-15.12.2008 döneminde ticarethane tarifesi üzerinden fatura tahakkuk ettirdiği, bu şekilde fazladan 17.519,64 TL tahsilat yaptığı ve Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/156 E. ve 2011/466 K. tarihli kararı sonucunda bu parayı faiziyle birlikte bu şirkete ödemek zorunda kaldığı, davacının bu yüzden zarara uğradığı, davalı idarenin yasaya uygun olmayan yazılı talimatı nedeniyle bu zararın doğduğu ve davacının dava dışı şirkete ödediği bu bedeli davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 45.971,88 TL’nin 43.550,00 TL için 24.07.2012 tarihinden, 2.421,88 TL için 20.09.2012 tarihinden itibaren hesaplanmak üzere yasal faizi ile birlikte olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2015/10653 E. 2017/695 K. karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesi kararı onanmıştır.

3.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2017/3521 E. 2017/6661K. sayılı ilamı ile; davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan, 08.06.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 637 Sayılı Ekonomi Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 2 nci maddesinin 1inci fıkrasında “Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte Dış Ticaret Müsteşarlığı merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatları ile Hazine Müsteşarlığından Bakanlığa devredilen Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ile Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğüne ait her

türlü taşınır, taşıt, araç, gereç ve malzeme, her türlü borç ve alacaklar, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtlar ve diğer dokümanlar ile kadro ve pozisyonlarda bulunan personel hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına devredilmiş sayılır. Mülkiyeti Hazineye ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, Dış Ticaret Müsteşarlığına tahsis edilmiş taşınmazlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın tahsis amacında kullanılmak üzere Ekonomi Bakanlığına tahsis edilmiş sayılır.” hükmü ve yine bu Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 2 nci maddesinin 6 ncı fıkrasında ise “Mevzuatta Dış Ticaret Müsteşarlığına, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezine ve Hazine Müsteşarlığının bu Kanun Hükmünde Kararname ile Ekonomi Bakanlığına devredilen birimlerinin görevleri nedeniyle Hazine Müsteşarlığına yapılmış olan atıflar Ekonomi Bakanlığına yapılmış sayılır.” hükmü gereği, Hazine Müsteşarlığı’nın her türlü borç ve alacakları hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığı’na devredilmiş olduğundan, Hazine Müsteşarlığı tarafından ödenmesi gereken elektrik enerjisi desteğinin 16.07.2009 tarihinden önceki 2008 yılı içerisindeki dönemi kapsayan faturalar için olan kısmından Ekonomi Bakanlığının sorumlu olduğu, davalı Hazine Müsteşarlığına husumetin düşmediği, davanın husumetten reddi gerektiğinden, davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamına uyularak, hazine müsteşarlığının her türlü borç ve alacakları hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına devredilmiş olduğu, Hazine Müsteşarlığı tarafından ödenmesi gereken elektrik enerji desteğinin 16.07.2009 tarihinden önceki 2008 yılı içerisindeki dönemi kapsayan faturalar için olan kısmından Ekonomi Bakanlığının sorumlu olduğu, davalı Hazine Müsteşarlığına husumet düşmeyeceği gerekçesiyle, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı, davalı Hazineye karşı husumet yöneltilmesinin doğru olduğunu, birebir aynı konuda ve davalı Hazineye karşıya yöneltilen davaların Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, hatta ödemesinin bile yapıldığını, dikkate alınması gereken düzenlemenin “12.04.2002 tarih ve 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4 üncü maddesi; gelir kaybı tutarı ve buna ilişkin KDV miktarının HAZİNECE karşılanacağı” olduğunu, 08.06.2011 tarihli Resmi Gazatede yürürlüğe giren 637 sayılı Ekonomi Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, dava açılış tarihinde mevcut olduğundan ve Hazine Müsteşarlığının her türlü borç ve alacakları Ekonomi Bakanlığı’na devredilmiş olduğundan davalı açısından husumetten reddedilmesi gerektiği şeklindeki bozma gerekçesinin haklı ve hakkaniyete uygun bir gerekçe olmadığını, Yüksek Mahkemenin önceki kararları ile çeliştiğni, anılan Kanun Hükmünde Kararname düzenlemesinde bahsi geçen her türlü borç ile işbu davada talep edilen kalemin kastedilmediğini, 2013 dava tarihli dava dosyasının 2018 yılında bozmaya uyularak husumeten reddi halinde telafisi imkansız zararlara yol açacağını, yargılama giderinden sorumlu olmadıklarını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, rücuen tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
a.637 Sayılı Ekonomi Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 2 nci maddesinin 1 nci fıkrası şöyledir:

“Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte Dış Ticaret Müsteşarlığı merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatları ile Hazine Müsteşarlığından Bakanlığa devredilen Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ile Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğüne ait her türlü taşınır, taşıt, araç, gereç ve malzeme, her türlü borç ve alacaklar, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtlar ve diğer dokümanlar ile kadro ve pozisyonlarda bulunan personel hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına devredilmiş sayılır. Mülkiyeti Hazineye ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, Dış Ticaret Müsteşarlığına tahsis edilmiş taşınmazlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın tahsis amacında kullanılmak üzere Ekonomi Bakanlığına tahsis edilmiş sayılır.”

b.637 Sayılı Ekonomi Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 2 nci maddesinin 6 ncı fıkrası şöyledir:
“Mevzuatta Dış Ticaret Müsteşarlığına, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezine ve Hazine Müsteşarlığının bu Kanun Hükmünde Kararname ile Ekonomi Bakanlığına devredilen birimlerinin görevleri nedeniyle Hazine Müsteşarlığına yapılmış olan atıflar Ekonomi Bakanlığına yapılmış sayılır.”

c.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 ncu maddesinin 1 inci fıkrası şöyledir:
“Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir.”

d.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 uncu maddesinin 1 inci fıkrası şöyledir:
” Yargıtay, onama kararında, onadığı kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermek zorundadır.”

e.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371 nci maddesi şöyledir:
“(1) Yargıtay, aşağıda belirtilen sebeplerden dolayı gerekçe göstererek temyiz olunan kararı kısmen veya tamamen bozar:
a) Hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması.
b) Dava şartlarına aykırılık bulunması.
c) Taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi.
ç) Karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikleri bulunması.”

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanununa uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,15.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.