Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8348 E. 2023/1208 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8348
KARAR NO : 2023/1208
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3140 E., 2022/2713 K.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVA TARİHİ : 04.01.2016, 20.04.2016
KARAR : Asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/63 E., 2022/152 K.

Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen menfi tespit ve istirdat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, asıl dava yönünden davacı vekili, birleşen dava yönünden davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre birleşen davada hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 16.968,44 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin asıl davaya yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı asıl davada; ana hizmet binası için elektrik abonesi olduğu davalı şirket tarafından ölçü devresinde yapılan teknik incelemede R ve S fazlarına ait gerilim trafolarına ait sigortalar atık durumda oldukları ve bu faz üzerinde yapılan tüketimin kaydedilmediği gerekçesiyle, mevzuat gereği 1 yıllık eksik tüketim hesaplandığı belirtilerek 27.11.2015 son ödeme tarihli faturaya konu 429.390,87 TL tutarında borç bildirimi yapıldığını, bu faturanın somut duruma aykırı olduğunu ve haksız bir tahakkuka dayandığını, bildirilen tutarda borcunun bulunmadığını, hukuka aykırı hesaplama yapıldığını ileri sürerek; davalı şirkete 429.390,87 TL borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu tutarı içeren faturanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı birleşen davada; davalı şirket tarafından haksız yere gecikme zammı olarak tahakkuk ettirilen ve tahsil edilen 16.968,44 TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; dava dilekçesinin usule uygun olmadığını, esas yönünden davacı kuruma ait 9265 seri nolu sayacın mekanik olması sebebiyle optik okuma, yük profili ve diğer bilgilerin alınamadığını, arıza öncesi ve sonrası tüketim ortalamaları üzerinden işlem yapıldığını, yapılan tahakkukun mevzuata uygun olduğunu belirterek, davaların reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama sonucunda davacıya ait dava konusu sayacın eksik tüketim kaydettiğinin teknik olarak 08.06.2015 tarihli İnceleme ve Mühürleme tutanağı ile tespit edildiği, sayacın 08.06.2015 tarihli tutanaktan önceki 45 ay 12 günlük sürede 2/3 oranında eksik tüketim kaydettiği, eksik tüketime ilişkin teknik tespitin doğru yapıldığı, düzenli elektrik tüketim endekslerinin doğru tutulduğu, ek faturaya esas sürenin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre 12 ay olduğu, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 14.1-b-1 ve 14.2 maddesine göre 07.06.2014 ile 07.06.2015 tarihlerindeki elektrik tüketiminin iki katı 1.154.250 kWh elektrik tüketiminin ek tahakkuk olarak fatura edilmesi gerektiği, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine göre yapılan hesaplama sonucu ek tahakkuk elektrik tüketim bedelinin 429.390 87 TL olduğu, dolayısıyla asıl dosya yönünden davacının davasının sübut bulmadığı, birleşen dosya yönünden ise ek tahakkuk faturası bedeli için taksitlendirme talebinde bulunulmadığı ancak 08.03.2016 tarihli ve 4072 sayılı yazı ile 16.968,44 TL tutarındaki gecikme zammı yönünden davacı kurum tarafından davalı şirkete itiraz edildiği, buna göre ek tahakkuk bedelinin tamamının taksitlendirilmiş olması halinde son taksit tarihi olan 27.11.2016 tarihinden önce 24.02.2016 tarihli ödeme emri ile ödeme yapılmış olması nedeniyle tahsil edilen 16.968,44 TL tutarındaki gecikme zammının iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle; davacının sübut bulmayan asıl davasının reddine, birleşen davanın kabulü ile davacının dava konusu faturadan kaynaklanan ve gecikme zammı olarak tahsil edilen 16.968,44 TL’nin davacıya iadesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; kullanmakta olduğu elektrik miktarının ölçümünde kullanılan sayaçta, davacının kusuru dışında gerçekleşen, arıza sonucu doğru tüketim kaydedilmemiş ise de davalı şirketin faturalandırmaya esas aldığı süre ve hesaplamanın somut duruma ve yasal düzenlemeye uygun olmadığını, ilgili Yönetmelik metninde ifade edildiği üzere davalı şirketin 12 aylık fatura düzenleyebilmesinin doğru bulgu ve belgenin bulunması koşuluna bağlı olduğunu, davalı şirketin yalnızca geçmiş tüketim kayıtlarını esas alarak bu tüketim kayıtlarını doğru bulgu ve belge olarak değerlendirdiğini ve buna dayalı olarak hesaplama yaptığını, davalı şirket 27.08.2011 tarihli okuma ile ani bir tüketim düşüşü gerçekleştiği ve bu durumda arızanın da o tarihte gerçekleşmiş olduğu savı ile hareket etmekte ise de bunun kesinlik arz eden ve doğru bulgu ve belge olarak kabul edilebilecek bir durum olmadığını, söz konusu dönemden sonraki okumalarda da dalgalanmalar olduğunu ve mevsimsel değişikliklerin gerçekleştiğinin göz ardı edildiği gibi davacı idarenin kullanımında olan elektrikli ve elektronik aletlerin tüketimlerinin ne kadar olduğu, değiştirilen elektrikli ve elektronik aletlerin tüketimi ne kadar etkilediği, personel sayısında artış veya azalış olup olmadığı, fazla mesai yapılıp yapılmadığı, fazla mesailerin kaldırılmış olması sonrasında tüketim azalışının ne kadar olduğu, klima sistemindeki değişikliğin tüketime ne kadar etki yaptığı gibi hususların hiçbir şekilde araştırılmaması karşısında fatura edilen tutarda hesaplama yapılmasının somut duruma ve Yönetmeliğe uygunluğundan söz edilemeyeceğini, hesaplama sırasında eksik tüketimin yapıldığı aylara ilişkin her ay için geçerli olan birim fiyatların kullanılması gerekirken tespitin yapıldığı 08.06.2015 tarihli elektrik birim fiyatı kullanıldığından yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, ayrıca bilirkişi kurulu raporunda mevcut sayacın 08.06.2015 tarihindeki tutanaktan önceki 45 ay 12 günlük sürede 2/3 oranında eksik tüketim kaydettiği değerlendirmesinin doğruluğu da şüphe götürür nitelikte olduğunu, Ölçü ve Ölçü Aletleri Muayene Yönetmeliği’nin 6 ncı ve 9 uncu maddeleri uyarınca davalı şirketin mekanik sayaçla ilgili olarak on yılda bir gerekli muayene ve kontrolleri yaparak, mühür yenileme veya sayacı elektronik sayaçla değiştirme işlemlerini yapma yükümlülüğünü yerine getirmediğinin sabit olduğunu bildirerek, asıl dava hakkında verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; birleşen dosya yönünden bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, bilirkişi heyetinin birleşen davaya konu 16.968,44 TL gecikme zammı ile ilgili tespit ve değerlendirmelerinin hatalı olduğunu, bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılması taleplerinin Mahkemece değerlendirilmediğini belirterek, birleşen davanın kabulüne ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece kaldırma kararı sonrasında dosyanın üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi ile kaldırma kararında belirtilen asıl dava yönünden davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen faturaya dayanak elektrik tüketimi ve ek tahakkuk hususunda, birleşen dava yönünden davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen ve davacı tarafından ödenen gecikme zammının yerinde olup olmadığı hususunda alınan rapor içeriğine göre, dava konusu sayacın eksik tüketim kaydettiğinin 08.06.2015 tarihli Görgü Tespit Sayaç İnceleme ve Mühürleme Tutanağı ile tespit edildiği, bu tarihten önceki 45 ay 12 günlük sürede 2/3 oranında eksik tüketim kaydetmesi nedeni ile Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ek tahakkuk yapılması gereken sürenin 12 ay olarak kabulü ile yapılan hesaplama sonucu ek tahakkuk bedelinin 429.390,00 TL olduğu ve gecikme zammının iadesi gerektiği bildirilmiş olup, alınan bilirkişi raporunun denetlemeye ve izlemeye elverişli olduğu anlaşılmakla, Mahkemece tespit edilen olgular dikkate alınarak verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, asıl dava yönünden verilen red kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; asıl davada sayacın eksik tüketim kaydı nedeniyle elektrik şirketinin yaptığı tahakkuk nediyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Sayacın hiç veya doğru tüketim kaydetmemesi halinde tüketim miktarının tespiti” başlıklı 14 üncü maddesinde; (1) Sayacın, tüketicinin kusuru dışında herhangi bir nedenle;
a) Hiç tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde varsa tüketicinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak geçmiş dönem tüketimleri hesaplanır ve fatura edilir.
b) Doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde,
1) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın sayaç dışı bir unsurdan kaynaklanması ve bunun dağıtım şirketince yerinde yapılan incelemede, teknik olarak tespit edilmesi durumunda bu tespit dikkate alınarak,
2) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın elektrik sayaçları tamir ve ayar istasyonlarında teknik olarak tespit edilmesi durumunda söz konusu tespit dikkate alınarak,

3) (1) ve/veya (2) numaralı alt bentlerde düzenlenen tespitin bulunmadığı durumlarda; varsa tüketicinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak, hesaplama yapılır ve fark tüketiciye iade veya fatura edilir.
c) (a) ve (b) bendinde belirtilen hallerde, geçmiş dönemlerde sağlıklı olarak ölçülmüş tüketimleri bulunmayan ve mevsimsel olarak belirli dönemlerde yoğun tüketim yapılan tarımsal sulama, yazlık mesken, turizm sektörü gibi kullanım yerlerinde, benzer özelliklere sahip kullanım yerlerinin tüketimleri dikkate alınarak geçmiş dönem tüketimleri bu madde kapsamında hesaplanır ve (a) bendi kapsamında tüketiciye fatura edilir, (b) bendi kapsamında ise fark tüketiciye iade veya fatura edilir. Bu çerçevede, kullanım yerindeki elektrik enerjisi tüketim miktarını etkileyebilecek değişiklikler de dikkate alınmak suretiyle, bir sonraki yılda aynı döneme ilişkin olarak tüketicinin tüketimi ile bu fıkra kapsamında hesaplanan tüketim miktarı arasında ortaya çıkan farkın tüketici lehine olması halinde fark, nihai yıl tarifeleri dikkate alınarak tüketiciye iade edilir. Aksi durumda ise fark aynı şekilde hesaplanarak tüketiciye fatura edilir.
(2) Faturaya esas süre, doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde on iki ayı geçemez. Söz konusu bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde ise, faturaya esas sürenin başlangıcı olarak, son endeks okuma ile tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme işlemleri gibi, sayaç mahallinde dağıtım şirketince gerçekleştirilmiş olan en son işlem tarihi esas alınır. Ancak bu süre hiçbir şekilde doksan günü geçemez.
(3) Bu madde kapsamında faturalamaya esas sürenin başlangıcı, ikili anlaşma veya perakende satış sözleşmesinin imzalandığı tarihten önceki bir tarih olamaz.
(4) Bu madde kapsamında yapılan faturalama işleminde sayacın hiç tüketim kaydetmediği veya eksik tüketim kaydettiği dönem birim fiyatları kullanılır ve gecikme zammı uygulanmaz. Tüketicinin talep etmesi durumunda söz konusu miktar, faturaya esas alınan tüketim döneminin içerisindeki ay sayısı kadar eşit taksitler halinde ödenir. Taksitlendirme yapılması halinde uygulanacak gecikme zammı oranı, bu Yönetmelikte belirlenen gecikme zammı oranını hiçbir şekilde aşamaz. Eksik tüketim kaydedilen durumlarda, önceden ödenmiş olan bedeller, faturaya yansıtılmaz.” düzenlemesi yer almaktadır.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; 08.06.2015 tarihli ve Görgü Tespit/Sayaç İnceleme ve Mühürleme Tutanağının tutulduğu dönemin birim fiyatlarıyla ek tahakkuk hesabı yapılmıştır. Bu haliyle, yukarıda bahsedilen Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 14 üncü maddesine uygun bir değerlendirme yapıldığından söz edilemez.

3. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince; bilirkişi heyetinden Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 14 üncü maddesinde düzenlenen “sayacın hiç veya doğru tüketim kaydetmemesi” hükmünün olaya doğru şekilde uygulanması, sayacın eksik tüketim kaydettiği dönem birim fiyatları kullanılarak hesap yapılmak suretiyle davalı şirketin davacı taraftan istemekte haklı olduğu gerçek alacak miktarının duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE

2. Davacı vekilinin asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddine,

3. Temyiz olunan asıl davaya yönelik İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

4. İlk Derece Mahkemesi kararının asıl dava yönünden davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.