Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8344 E. 2023/1375 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8344
KARAR NO : 2023/1375
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/199 E., 2022/2802 K.
DAVA TARİHİ : 05.12.2018
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaniye 4. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi
SAYISI : 2018/25 E., 2020/141 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; Osmaniye Devlet Hastanesinde gördüğü yanlış tedavi sonucunda sürekli olarak iş göremez hale gelerek sakat kaldığını, bununla ilgili 24.10.2013 tarihli raporu alarak idare aleyhine dava açmak üzere 27.03.2015 tarihli vekaletnameyi verdiği davalıya 1.500 TL masrafı da teslim ettiğini, davalının uzunca süre davayı açmadığını, son olarak davalıdan davaya ilişkin belgeleri geri almak istemesi üzerine, 23.02.2017 tarihinde davanın açıldığını ancak zamanaşımından reddedildiğini öğrendiğini, davalının davanın zamanaşımından reddine karar verileceğini ve bu davanın açılmaması gerektiğini bilmesi, bundan ayrı davalının davacıya ait eski alınan raporla ve yeni bir rapor alınmasını sağlamadan davaya devam etmesi ve bu nedenle de davanın reddine karar verilmesinde kusuru bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, hizmet kusuruna dayalı tazminat davasının reddedilmesi nedeniyle mahrum kalınan şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın ve 30.000 TL manevi tazminatın idari dava açılma zamanından itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, zira vekaletname tarihi itibariyle idari yargıda dava açma hakkı bulunmayan davacının kusurlu olduğunu, davalının ikametgahı olan Düziçi Mahkemesinin yetkili, görevli mahkemenin de Tüketici Mahkemesi olduğunu, Osmaniye Devlet Hastanesinde uygulanan yanlış tedavinin gerçekleştiği tarih 06.03.2013, Engelli Sağlık kurulu rapor tarihinin 24.10.2013, idari yargıda dava açılma tarihinin ise 20.02.2017 olduğunu, idare mahkemesinin sağlık kurulu raporunun verildiği tarih olan 24.10.2013 tarihini öğrenme tarihi olarak kabul ettiğini, vekaletnamenin verildiği 27.03.2015 tarihinde 1 yıllık sürenin dolmuş olduğunu, bu bakımdan da davacının herhangi bir hak kaybına uğramadığını, davacının sözlü olarak birçok defa bu hususta uyarıldığını, masraf vermemesi nedeniyle uzunca bir süre beklediğini, bundan sonra davacının işten çıktığını parası olmadığını belirtmesi üzerine de dava masraflarını kendisinin karşıladığını, tüm sürece dair bilgilendirme yapıldığı halde davacının davanın açılmasını istemesi karşısında kötü niyetli davrandığını, zaten avukatlık ücreti de ödemediğini, tazminat şartlarının gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, vekaletnamenin düzenlendiği tarih itibari ile davacının hizmet kusuruna dayalı taleplerinin zamanaşımına uğradığının idare mahkemesi kararı ile sabit olduğu, rapor tarihi 24.10.2013 olup bu halde bir yıllık dava açma süresinin 24.10.2014 tarihinde sona erdiği, açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde davalının bir kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığı, süre geçtikten sonra dava açılması nedeniyle de davacının maddi ve manevi bir zararının doğmadığı, davalı vekilin istinaf dilekçesinde davacının rahatsızlığının artarak devam ettiğine dair savunmasının da yerinde görülmediği gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; bir kamu hizmeti mesleğini icra eden davalı avukatın davanın zamanaşımına uğradığını bilmesi ve bu duruma göre davayı açmaması veya müvekkiline güncel işgöremezlik raporunu aldırması gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde davalının kusuru bulunduğunu, maluliyet devam ettiği müddetçe zamanaşımı süresinin işlemeyeceğini, davalının davacıyı bilgilendirmeden eski alınan raporla ve yeni gelişen bir durum olup olmadığını sorgulatmadan davaya devam etmesi ve sonuçta davanın reddine karar verilmesinde hukuki sorumluğu olduğunu ileri sürerek; usul ve kanuna aykırı İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, idareye başvurunun son tarihinin 24.10.2014 tarihi olduğu, oysa eldeki dosyada davacının davalı avukatı 27.03.2015 tarihinde idareye başvuru süresi geçtikten sonra vekil olarak tayin ettiği, idare mahkemesinin öğrenme tarihi olarak 24.10.2013 tarihini kabul ettiği, bu kapsamda sunulacak yeni tarihli bir raporun da mahkemece sağlık raporlarının celp edilmiş olması karşısında sonuca etkili olmayacağı dikkate alındığında meydana gelen zararda davalının kusurlu olduğu ispat edilemediği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının olayın esasına dair değerlendirmesinin yerinde olduğu ancak davanın Tüketici mahkemesi sıfatı ile görülmesi ve yargılama giderleri bakımından yeniden hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden kurulan hükümde, davacının maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, avukat olan davalının özen ve sadakat borcuna aykırı davranmak suretiyle müvekkili olan davacıyı zarara uğrattığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502 ve devamı maddelerine göre; vekil, müvekkiline karşı vekaleti “sadakat ve özenle” ifa etmekle yükümlüdür. Vekilin, özen borcunun gereği olarak, mesleki bilgi ve deneyimleri ile hayat deneyimlerine ve işlerin normal oluşuna göre gerekli girişim ve davranışlarda bulunması, başarılı sonucu engelleyecek davranışlardan kaçınıp basiretli olarak hareket etmesi gerekmektedir. Vekil, amaçlanan sonucun elde edilmemesinden değil, bu sonuca ulaşmak için gerekli olan çalışmaların özenle yerine getirilmemesinden sorumludur. Bir avukatın yasa ile öngörülen süre içinde yapılması gereken işleri yapmaması, süresinde dava açmaması, müvekkili aleyhine verilen kararı temyiz etmemesi, özen borcunun gereği gibi ifa edilmediğini ve vekilin kusurlu olduğunu gösterir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat hukukunda sorumluluktan söz edilebilmesi için, sadece eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması yeterli olmayıp, eylem sonucunda bir zararın da doğmuş olması ve zararla eylem arasında uygun illiyet bağının da bulunması gereklidir.

3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harçtan … olmasına rağmen davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.