YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8281
KARAR NO : 2023/375
KARAR TARİHİ : 01.03.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/466 E., 2021/112 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davalı ile imzalanan 12.10.2012 tarihli Eğitim Hizmetleri Sözleşmesi başlıklı işbaşı eğitim programında tarafların yükümlülüklerinin açıkça sayıldığını, davalının bu yükümlülüklere uyacağına dair sözleşmeyi kabul ettiğini, davalı ile ortaklaşa düzenlenen kat görevlisi mesleğinde 40 kişilik sözleşmenin 12.10.2012 tarihinde imzalandığını, davalı tarafından kat görevlisi mesleğinde yürütülen 40 kişilik %66 istihdam garantili eğitimlerinin ve sınavlarının iki grup halinde yapıldığını, davalı yükümlülüklerini yerine getirmediği için davalı tarafa ödenen ve kurum tarafından talep edilen 28.989,25 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, şirketleri tarafından yapılan sözleşmedeki bütün yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, belirtilen kurslara ilişkin olmak üzere ilgili kursiyerler için istihdamın sağlandığını ve bu kişilerin çalışmaya başladıklarını ancak daha sonradan istihdam edilenlerin kendi özel ve keyfi nedenlerle işe devam etmemelerinin şirketlerini bağlayıcı nitelikte olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.05.2016 tarihli ve 2015/54 Esas, 2016/218 Karar sayılı kararıyla; davacının davasının kısmen kabulüne; 16.200,66TL nin 19.12.2013 ödeme(temerrüt) tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 16.09.2020 günlü, 2020/4426E.-2020/4262K. sayılı ilamı ile; uyuşmazlığın çözümünde taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin incelenmesinin gerektiği, sözleşmenin istihdam yükümlülüğünü düzenleyen 23.1. maddesininde “kursiyerlerin en az %66 sının sınavı takip eden tarihten itibaren “en geç 3 ay içerisinde işe başlatılmış olmak kaydıyla” 3 ay içerisinde 3 aydan az olmamak üzere kurs süresi kadar kendi bünyesi dışındaki kurumlarda kurum ve kuruluşlarda istihdamda kalması zorunludur….” düzenlemesine yer verilmiş olup anılan sözleşme hükmü dikkate alındığında % 66 istihdam şartının mezun olan kursiyer üzerinden değerlendirilmesi doğru olmayıp toplam kursiyer sayısı üzerinden değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek mahkemece, sözleşmenin 23.1. maddesi dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, toplam kursiyer sayısının 40 olduğu, bu sayının %66’sının 27 olduğu, 8 kursiyerin istihdam edildiği, 19 kursiyerle ilgili sözleşme hükümlerinin yerine getirilmediği anlaşılmakla, 19 kursiyer için ödenen 1.157,19 TL üzerinden hesaplama yapılarak, davacının davasının kısmen kabulüne; 21.986,61 TL’nin ödeme tarihi olan 19/12/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; öncelikle taraflar arasında yapılan İstihdam Garantili Eğitim Hizmetleri Sözleşmesinin kendine has bir sözleşme olduğunu, çalışma hayatında nitelikli iş gücünü artırmak ve bunun çalışma hayatında devamlılığı sağladığını, davalı tarafın kurs verilen kursiyeleri almış oldukları eğitim çerçevesinde istihdam etmeyi garanti ettiğini, buradaki amacın sadece istihdamı sağlamak olmayıp, istihdamda nitelikli iş gücünü de artırmak olduğunu, yerel mahkemenin eğitim görmeyen kursiyerlerin istihdamını sağlamayı gerekli görmediğini, buna yönelik alınan bilirkişi raporlarına itirazlarını aynen tekrarladıklarını, taraflar arasındaki eğitim sözleşmesi incelendiğinde 23.4. maddesi uyarınca kursu tamamlayan kursiyerlerden istihdam edilmeyenlerin yerine sırası ile başka kursiyerler, İşkur’a kayıtlı işsizlerden istihdamın sağlanmasının gerektiğini, davalı tarafın bu prodesüdürleri yerine getirmeyip sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince istihdam yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalıdan sözleşme gereğince ödemekle yükümlü olduğu bedelin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Sözleşme özgürlüğü
” başlıklı 26. maddesinde; “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” düzenlemesine yer verilmiştir. Sözleşmeyle bağlılık ilkesi gereğince de taraflar akdettikleri sözleşmedeki hüküm ve koşullar ile bağlıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 112. maddesi uyarınca “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.”
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararın bozulması 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları, bozma ilamı ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesi gereğince sözleşme içeriğine göre yapılan değerlendirme ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.