Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8268 E. 2023/1030 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8268
KARAR NO : 2023/1030
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2597 E., 2022/2327 K.
DAVA TARİHİ : 03.12.2020
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/316 E., 2021/341 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalı ile maliki bulunduğu bağımsız bölümün 5.600.000 TL bedelle satın alınması hususunda “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” başlıklı sözleşme imzalandıklarını, 04.05.2020 tarihli tutanak imzalanmak suretiyle de elden 500.000 TL ön ödeme yaptığını, sözleşmede satıcının en geç 30.05.2020 tarihine kadar taşınmaz üzerinde yer alan takyidatları kaldırarak taşınmazı devre hazır hale getireceğinin ve bunun gerçekleşmemesi halinde ödenen bedelin derhal alıcının hesabına gönderileceğinin düzenlendiğini, davalının parayı iade etmemesi sebebiyle aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak takibe haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; davacının taşınmaz üzerinde takyidat bulunduğunu ve bunların kaldırılmasının hukuken mümkün olmayabileceğini bilerek sözleşme akdettiğini, taşınmazın ederinin altında bir fiyat belirlenmesinin sebebinin de bu olduğunu, takyidatlar olmasa zaten bu sözleşmenin imzalanmasına gerek olmaksızın taşınmazın devredileceğini, esasen davacının kötüniyetli olduğunu ve eşinin taşınmazı beğenmemesi sebebiyle almaktan vazgeçtiğini, davacının acelesi ve kendisini sıkıştırması sebebiyle 250.000 TL masraf yaparak taşındığını, hem taşınma masraflarının hem de eve tekrar taşınılacağı için yeniden taşınma masrafının avans bedelden mahsubu gerektiğini, davacının hukuki ayıbı bilerek sözleşme imzalaması sebebiyle müterafik kusuru bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşme içeriğinde taşınmazın hangi şartlarla ve ne şekilde devredileceğine ilişkin tüm hususların kararlaştırıldığı, devrin hangi tarihe kadar gerçekleştirileceği ve devrin gerçekleşmemesi halinde cezai şart ödeneceğinin de öngörüldüğü, sözleşme gereğince davalı tarafa 500.000 TL ödendiği, sözleşmede öngörülen sürede taşınmazın üzerindeki takyidatlar kaldırılamadığından davacı tarafa tapuda devir yapılamadığı, ödenen bedelin iade edilmediği, taşınmazın devrinin gerçekleştirilmemesi nedeniyle davalı tarafın davacı tarafa 500.000 TL borcu bulunduğu, başlatılan takibe davalı tarafça kötü niyetli olarak itiraz edildiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; cevap dilekçesini tekrar ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki sözleşmenin tapulu taşınmazın harici satışına ilişkin ve resmi şekil şartına uyulmaması nedeniyle hukuken geçersiz olduğu ve geçersiz sözleşme kapsamında ödenen paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi gerektiği, davalı aleyhine 500.000 TL asıl alacak, 16.787,12 TL faiz olmak üzere icra takibi başlatıltığı, itiraz üzerine harca esas değer 500.000 TL gösterilerek ve bu miktar için hesaplanan harç ödenerek dava açılmış ise de, dilekçe içeriğinden takip konusu tüm alacak tutarı yönünden dava açıldığı, harç miktarının da yeterli olduğu, davacı tarafça, takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğüne dair delil ibraz edilmediğinden takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile 516.767,12 TL’lik borcun 500.000 TL’lik (asıl) borca vaki itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, faize ilişkin kısım yönünden talebin reddine, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; faize ilişkin kısım yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca aleyhlerine yüksek miktarda vekalet ücretine hükmedildiğini, zamanaşımı definde bulunduklarını, tanıklarının dinlenmediğini bildirmiş, ayrıca cevap dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, geçersiz taşınmaz satım sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89 uncu maddeleri uyarınca, resmi şekilde düzenlenmeyen taşınmaz satış sözleşmeleri geçersizdir.

2. 6098 sayılı Kanun’un 77 nci maddesi “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.
Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.”

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda yer alan, taraflar arasında düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu ve davacının ödediği satış bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebileceği yönündeki gerekçeye ve özellikle cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen zamanaşımı def’inin temyiz aşamasında ileri sürülemeyecek olmasına, dava değeri davacı tarafça 500.000 TL olarak gösterilmekle ve derece mahkemelerine bu tutar üzerinden harçlandırma yapılmasına göre davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.