Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8240 E. 2023/1062 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8240
KARAR NO : 2023/1062
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/26 E., 2022/2187 K.
DAVA TARİHİ : 12.02.2020
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/368 E., 2020/2160 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalının 01.08.2013 başlangıç tarihli sözleşme uyarınca kiracısı olduğunu, Şubat 2017 ile Temmuz 2018 arası döneme ilişkin ödenmeyen 18 aylık kira alacağının tahsili için Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2020/571 E. sayılı dosyası ile gerçekleştirdikleri icra takibinin davalının borcun tümüne yönelik itirazı sonucunda durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; icra dairesinin yetkisiz olduğunu, İstanbul Anadolu icra dairelerinin yetkili olduğunu, bahse konu sözleşmenin temsil yetkisi olmayan kişilerce imzalanmış olması nedeniyle geçerli bulunmadığını, aksinin kabulü halinde bile sözleşmenin feshedildiğini, taşınmazın boş arazi niteliği taşıdığını, bu sebeple anahtar teslimine ilişkin belge sunmanın mümkün olmadığını, sözleşmeye uygun teslimi davacının kanıtlaması gerektiğini, icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini, tarafına kötü niyet tazminatı ödenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında dava konusu boş arazi vasfındaki taşınmazın kiralanmasına ilişkin imzalanan kira sözleşmesinin geçerli olduğu, kiralanan boş arazi niteliğinde olsa da davacıya geri teslim ediliğine dair teslim tutanağı veya benzer bir belgenin davalı tarafından sunulmadığından taraflar arasındaki kira ilişkisinin varlığının devam ettiği, birden fazla yetkili mahkeme olması halinde davacının bunlardan birinde dava açmasının usulüne uygun olduğu, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda sözleşme hükmü uyarınca kararlaştırılan artış hükmü doğrultusunda ödenmesi gereken aylık kira bedellerinin hesaplanması sonucu davalı şirketin davacıya olan 18 aylık kira borcunun 95.595,66 TL belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 95.595,66 TL asıl alacak, 19.041,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 114.637,64 TL’ye yönelik itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak likit ve muayyen olduğundan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; hukuki yarar yokluğu, dava şartı eksikliği ve husumete ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, fesih edilmiş kira sözleşmesine dayanılarak alacak talep edilemeyeceğini, fesih iradesini bildirmekle sözleşmenin fesih edilmiş olduğunun kabulü gerektiğini, dava konu taşınmazın boş arazi niteliğine olduğu göz önünde bulundurulduğunda taşınmazın tahliyesine ilişkin anahtar teslimi vs. belge sunulması mümkün olmadığı gibi esasen kira kontratının kurulduğunu ve kira kontratına uygun şekilde taşınmazı teslim ettiğini ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, hükme esas alınan raporun eksik incelemeye dayalı ve denetime elverişsiz olduğunu, takipte talep edilen aylık kira tutarlarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında düzenlenen ve hükme esas alınan 01.08.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin geçerli olduğu hususunun, aynı kira sözleşmesine dayanılarak görülen davalarda kesinleştiği, davalı tarafından keşide edilen sözleşmenin feshine ilişkin ihtarın davacıya tebliğ edilmediği, kiralananın tahliye edilip kiraya verene teslimine ilişkin yazılı belge sunulmadığından sözleşmenin geçerli ve halen ayakta olduğu, Mahkemece davalı tarafından ödendiği kanıtlanamayan denetime elverişli bilirkişi raporu ile belirlenen miktar üzerinden itirazın iptaline ve alacak belli ve muayyen olduğundan icra inkar tazminatına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca davacının sözleşmenin tarafı olmadığını, bu nedenle de dava ehliyeti bulunmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Geçerli olan bir kira sözleşmesi; tarafların birbirine uygun fesih bildirimi, mahkeme kararı yahut kiralananın yok olması ile sona erer. Kiracı, kiralananı kullanımında bulundurduğu sürece kira bedeli ödemekle yükümlü olup, kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının iade borcunu yerine getirdiğinin) kabulü için fiilen boşaltılması yeterli olmayıp anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtildiği üzere, taraflar arasında görülen ve temyiz incelemesinden geçen davalarda verilen ve kesin hüküm teşkil eden kararlar ile taşınmaza ilişkin taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin halen ayakta olduğunun tespit edildiği, yargılama sırasında ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında ileri sürülemeyecek olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.