Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8237 E. 2023/3 K. 16.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8237
KARAR NO : 2023/3
KARAR TARİHİ : 16.01.2023

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/73 E., 2021/419 K.
HÜKÜM : Davanın kısmen kabul kısmen reddine

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 08.12.2021 günlü ve 2021/6167 Esas 2021/12628 Karar sayılı ilamla ilk derece mahkemesinin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Bank Pozitif Kredi ve Kalkınma Bankası A.Ş.’nin davalılardan olan alacaklarını davacı şirkete temlik ettiğini, banka ile davalı … arasında asıl borçlu ve diğer davalı … arasında ise müşterek müteselsil borçlu ve kefil sıfatıyla 31.12.2007 tarihli Konut Finansmanı Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme uyarınca davalılara
konut kredisi kullandırıldığını, kredinin geri ödenmemesi nedeni ile davalı borçlulara ihtarnameler keşide edilerek gönderildiğini ve davalı borçluların kredi hesaplarının kat edildiğini, ihtarnamelerin sözleşmenin 19. maddesi kapsamında usulüne uygun olarak davalılara tebliğ edilmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 319.028,33-CHF ana para ve 15.988,67-CHF işlemiş faiz olmak üzere toplam 335.017,00-CHF (1-CHF=2,43 TL olmak üzere 335.017,00-CHF=814.091,31 TL) alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek %9.20 temerrüt faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; kredi veren bankanın, Tüketici Yasası hükümlerine göre kendi edimlerini yerine getirmediğinden muacceliyet, temerrüt, hesap kat hakkı ve takip/dava hakkı doğmadığını, banka tarafından gönderilen ihtarnamenin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 10/B-5 inci maddesine aykırı olduğunu, konut kredisi sözleşmesinin hükümlerinin haksız şart içerdiğini, davacı şirketin ihtarnamesinde ve dava dilekçesinde davalı olarak yer alan asıl borçluya karşı ihtarname ve dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini, davacının tahsilini talep ettiği alacağın yasaya aykırı olduğunu, limit ipoteklerine dayanılarak yapılan takiplerde limitin aşılamayacağını ve asıl borçlu lehine ipotek veren kişinin mevcut limit dahilinde sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davalılardan… kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olması nedeni ile bakiye borçtan öncelikli sorumlu olduğu, diğer davalının ise müteselsil kefil olduğu ve asıl borçlunun ödeme de aczi halinde sorumlu tutulacağı gerekçesiyle davalılardan Altuğ Alper yönünden açılan davanın reddine, davalılardan … yönünden davanın kısmen kabulü ile 158.278,37 TL’ nin CHF nin dava açılış tarihi itibari ile TL cinsinden olarak 322.728,013 TL’nin davalıdan tahsiline, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı davacı vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.10.2018 tarih ve 2017/9086 Esas, 2018/9540 Karar sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin, davaya konu 31.12.2007 tarihli konut kredisi sözleşmesinin davalı … tarafından borçlu, diğer davalı … tarafından ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığı, mahkemece davalı … yönünden adı geçen davalının kefil olduğu kabul edilerek davanın reddedildiği, diğer davalının ise borçlu kabul edilerek hakkında kısmen kabul kararı verildiği, kredi sözleşmesine göre davalı … asıl borçlu, davalı … ise kefil olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava konusu kredi sözleşmesinin tarafı davacı … olduğu, bilirkişi raporundaki tespitlere göre ödenmeyen bedellerden davacı …’ın sorumlu olduğu gerekçesiyle davacı … yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine ve diğer davalı …’ın kefil olsa da asıl borçlu adına aciz vesikası alınmadan davalı …’dan borcun tahsili istemeyeceği gerekçesiyle davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairemizin 08.12.2021 günlü ve 2021/6167 Esas – 2021/12628 Karar sayılı ile ilamıyla dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan ilk derece mahkemesinin kararının onanmasına karar verilmiştir.

VII. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde, davalılara gönderilen ihtarnamelerin usul ve yasaya uygun olduğunu, muacceliyet koşulunun gerçekleştiğini, dava konusu kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazıldığını, davalı … yönünden davanın reddi kararınn yerinde olmadığını, dava dilekçesinde CHF bedelinin yanında parantez içinde TL karşılığı belirtilmesinin sebebinin dava açılırken yatırılacak harçların hesaplanması amacı taşıdığını, yabancı para alacağının tahsilinin talep edildiğini, dava konusu yabancı para alacağı için fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temlik alan davacının davalıların konut kredisi sözleşmesinden kaynaklanan ödenmeyen kredi alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 inci maddesi.

2.4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un Konut Finansmanı başlıklı 10/B-5 inci maddesi şöyledir:
“Konut finansmanı kuruluşu, geri ödemelerin yapılmaması halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak tüketicinin birbirini izleyen en az iki ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Konut finansmanı kuruluşunun bu hakkını kullanabilmesi için en az bir ay süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.”

3. Değerlendirme
1.İlk Derece Mahkemelerinin nihai kararlarına karşı karar düzeltme yoluna başvurulması 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 inci maddesinde sayılı sebeplerinin birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz yolunda ileri sürülmeyen sebeplerinin karar düzeltme aşamasında ileri sürülemeyeceğinin değerlendirilmesi ile kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile aleyhine karar düzeltme yoluna başvurulan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyizde ileri sürülmeyen hususların karar düzeltme aşamasında ileri sürülemeyeceğinin anlaşılmasına göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile karar düzeltme harcının düzeltme isteyene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.