YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8215
KARAR NO : 2023/345
KARAR TARİHİ : 27.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2002/32 E., 2011/338 K.
HÜKÜM : Davanın reddi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalıdan alacaklı olduğunu, borcun ödenmediğini, davalı hakkında Hatay 1. İcra Müdürlüğünün 2001/445 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının Hatay 1. İcra Müdürlüğünün 2001/445 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı 25.03.2002 tarihli duruşmada; davacı bankadan kredi çekmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, ödeme emrinin borçlu davalıya tebliğ
edilmediği, Samandağ İcra Müdürlüğü aracılığı ile gönderilen ve davalı borçluya ait olduğu bildirilen ancak üzerinde davalı borçluya ait olduğu yönünde kimlik tespiti bulunmayan 05.02.2001 tarihli borca itiraz dilekçesinin icra müdürlüğünce 16.02.2001 tarihinde değerlendirilerek “borçluya gönderilen 49 örnek ilamsız ödeme emrini içeren tebligatın bila tebliğ iade edildiği, ancak borçlunun 12.02.2001 tarihli dilekçesiyle borca itiraz ettiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi nedeniyle yasal itiraz süresinin başlamasının söz konusu olmadığı” gerekçesiyle itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına, takibin olduğu şekliyle bırakılmasına karar verildiği, bu kararın takip hukuku hükümlerine göre yetkili merciler tarafından kaldırılmadıkça hukuki varlığını sürdürdüğü, her davanın açıldığı tarihteki durum ve koşullara göre karara bağlandığı, davanın açıldığı tarih itibarıyla icra takibinin durmadığı, davacı kurumun takibe devam etmesine hukuki bir engel olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; gerek yasal sürede belirteceği ve gerekse resen göz önünde bulundurulacak sebeplerle hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 435 inci maddesinin birinci fıkrası ile 436 inci ve 437 inci maddeleri.
2.4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (4077 sayılı Kanun) 23 üncü maddesi şöyledir:
“Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır.
Tüketici mahkemelerinin yargı çevresi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.
Tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü resim ve harçtan muaftır. Tüketici Mahkemelerinde görülecek davalar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Yedinci Babı, Dördüncü Faslı hükümlerine göre yürütülür.”
3.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.11.2012 tarih ve 2012/21318 E., 2012/24311 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:
“…Dava konusu kredi sözleşmesinin, 4077 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde düzenlenen tüketici kredisi niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Aynı kanunun 23 üncü maddesinde ise “Bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemesinde bakılacağı” hükme bağlanmıştır.
Görev itirazı kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…”
4. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 05.12.2019 tarih ve 2016/26144 E., 2019/12202 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:
“…4077 sayılı Yasanın 23 üncü maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…”
3. Değerlendirme
1.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı bankadan kullanılan tüketici kredisinden kaynaklanmakta olup, 4077 sayılı Kanun kapsamındadır.
2.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 4077 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesine göre, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu ve görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu dikkate alınarak Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, gönderilmesine,
27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.