YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8190
KARAR NO : 2023/71
KARAR TARİHİ : 18.01.2023
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1894 E., 2022/1536 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çınar Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/362 E., 2022/119 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 07.11.2014 tarihinde evin avlusunda bulunan bahçe duvarı üzerine çıktığı sırada akıma kapılarak ağır yaralanıp kısmen malül kaldığını, davalı şirkete ait elektrik hattının yönetmelikteki standartlara uygun yapılmadığını, ayrıca davalı şirketin gerekli kontrol ve denetimleri de yapmadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 23.01.2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 411.441,69 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı; olayın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğunu, elektrik tellerinin mesafesinin EKAT yönetmeliğine uygun olduğunu, davacının olayın gerçekleştiği tarihte fiilinin zararlı sonuçlarını görebilecek ve doğacak tehlikelere karşı basit koruyucu tedbirler alabilecek yaşta olduğunu, meydana gelen olayda kusurlarının bulunmadığını, olayın meydana geldiği evin ve eklentilerinin kaçak olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan son kusur raporunda havai hattın evin inşasından önce tesis edildiği, direk yeri ve hat güzergahının yanlış seçilmesinden ve dava konusu olayın meydana gelmesinden davalı … şirketi ve dava dışı DİSKİ’nin müşterek sorumlu olduğu, kazanın oluşumunda davalı … şirketinin %30, dava dışı DİSKİ’nin %30, dava dışı Veysi’nin %20, davacının annesi … ‘ın %20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, meydana gelen kaza ile davalı … şirketinin direk yeri ve hat seçimi arasında illiyet bağı bulunduğu, ayrıca davalı şirketin tehlike sorumluluğu nedeniyle kusursuz sorumlu olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 382.470,16 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece alınan bilirkişi raporlarının eksik, hatalı ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, meydana gelen olayda kusurlarının bulunmadığını, dava dışı kişilerin kusurunun tam olarak belirlenmediğini, davacının ağır kusurlu olması nedeniyle illiyet bağının kesildiğini, tazminat raporunun uzman bilirkişiden alınmadığını, dava ve ıslahın zamanaşımına uğradığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52 inci maddesine göre indirim yapılması gerektiğini, üçüncü kişilerin ağır kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini, ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı itibariyle davacı …’ın davalıya ait elektrik iletim hattına temas etmesi sonucu malul kalacak şekilde yaralandığının sabit olduğu, alınan 31.05.2020 tarihli kusur bilirkişi raporunun olaya ve dosya kapsamına göre yerinde olduğu, tazminat raporunda kusur oranı hariç bir hatanın bulunmadığı, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuna göre davacının herhangi bir kusuru bulunmadığının ve ebeveynlerinin kusuru davacı çocuğa yüklenemeyeceğinden davalının tam kusurlu kabul edilip (müteselsil sorumluluk gereği) ona göre tazminat hesabı yapılması gerekiyor ise de, davacının bu yönde bir istinafı olmadığından ve % 30 davalı kusuruna göre tazminat hesabı yapılmasının davalı lehine olduğu, olayda TCK’nın 66 ncı maddesi gereği sekiz yıllık ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, davanın 22.07.2015 tarihinde açıldığı, ıslahın 19.01.2018 tarihinde yapıldığı, olay tarihi itibariyle sekiz yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalının zamanaşımı itirazının yerinde bulunmadığı, olayda TBK’nın 52 nci maddesine göre indirim yapılmasını gerektiren bir durumun söz konusu olmadığı, davalının kusursuz sorumluluk ilkesi gereği illiyet bağının kesildiğini ispat edemediği ve dolayısıyla olaydan sorumlu olduğu, ilk derece mahkemesi kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, kamu düzenini ilgilendiren başkaca bir aykırılık da tespit edilemediği gerekçesiyl, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, elektrik çarpmasından kaynaklı yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) ‘’Tehlike sorumluluğu ve denkleştirme ‘’ kenar başlıklı 71 inci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur.”
Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin ‘’İkinci’’ bölümünün ‘’Genel Hükümler’’ başlığı altındaki ‘’Kuvvetli akım tesislerinin güvenliği’’ alt başlığında yer alan 5 inci maddesi şöyledir:
“Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır.
Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) dokunulması olanaksız olmalıdır ve ilerideki bölümlerde belirtilen emniyet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır.”
Aynı Yönetmelik’in ‘’bakım ve onarım’’ 27 inci maddesi ise şöyledir:
“Tesislerin ve aygıtların teknik belgelerinde belirtilen aralıklarda bakım ve onarımları yapılmalıdır. Yapılan bakım ve onarımlar kalıcı bir şekilde kaydedilmelidir.”
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararın bozulması 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun ) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, derece mahkemelerince davalı şirketin 6098 sayılı Kanun’un 71 inci maddesi uyarınca kusursuz sorumlu olduğunun belirlenmiş olmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.