YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8173
KARAR NO : 2023/972
KARAR TARİHİ : 05.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1649 E., 2022/1436 K.
DAVA TARİHİ : 03.04.2014
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/67 E., 2022/275 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalıların Ankara İli, Mamak İlçesi, Kutludüğün Beldesinde bulunan devletin hüküm ve tasarrufundaki tescil harici alan üzerinden 01.01.2000 ile 01.05.2002 tarihleri arasında izinsiz malzeme almak suretiyle Hazineye zarar verdiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 5.000 TL’nin tahakkuk ettiği tarihlerden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Turan Ltd. Şti; öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, dava tarihinden önce kendilerine herhangi bir ihbar veya bildirimde bulunulmadığını, aynı konuda aynı davacı tarafından açılan emsal nitelikteki davanın Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/400 E. sayılı kararıyla reddedildiğini ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından onandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2.Diğer davalı Marmara A.Ş., davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2009/400 E., 2013/71 K. sayılı sayılı davada ispatlanamayan davaların reddine karar verildiği, kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiği, davalılar arasında Turan Civelek Mad. İn. Taah. Ltd. Şti.nin de yer aldığı, anılan dosyanın eldeki davanın davalılardan Turan …Mad. İnş. Taah. Ltd. Şti. yönünden kesin hüküm oluşturduğu, diğer davalı Marmara Yol Yapı San. ve Tic. A.Ş. bakımından ise dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda kadastro parsel sınırlarının tamamen ortadan kaldığı, davalının taşınmazın hangi kısmından malzeme aldığı veya davalı dışında başka şirketler veya şahısların taşınmazdan taş, kum, çakıl vs gibi malzeme alıp almadıklarının tespit edilme imkanı bulunmadığı, izinsiz malzeme alındığı iddia edilen kısımların davacı tarafından da belirtilmediği, davalının Hazine zararına sebep olduğu hususunun mevcut deliller ile usulünce ispat edilemediği gerekçesiyle; davalılardan …Mad. İnş. Mak. Taah. Tic. Ltd. bakımından kesin hüküm nedeniyle davanın usulden, diğer davalı Marmara Yol Yapı San. ve Tic. A.Ş. bakımından ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, usul ve kanuna aykırı bulunan İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2009/400 E. sayılı dosyada yine aynı yer ile ilgili 1987 ile 2004 yılları arasında izinsiz malzeme almaktan kaynaklı maddi zararın davalı Turan Civelek Mad. İnş. Taah. Ltd. Şti.den talep edildiği, Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesince ispatlanamayan davaların reddine karar verildiği, kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiği, dolayısıyla bu dosyanın istinaf incelemesine konu işbu dosyadaki davalılardan Turan Civelek Mad. İnş. Taah. Ltd. Şti. yönünden kesin hüküm oluşturduğu, bu davalı yönünden verilen kararın doğru olduğu, diğer davalı Marmara Yol Yapı şirketi yönünden ise, davalının hangi alana tecavüz ettiği açıklanmadığı gibi mahallinde de bu durumun tespit edilemediği, davalının bu döneme ilişkin maden arama ruhsatının olduğu, bu bölgede davalı şirketin izinsiz taş ocağı işlettiği alanın da belirlenemediği hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafın davalının izinsiz malzeme alındığı iddiasını ispatlayamadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, kamu düzenini ilgilendiren başkaca bir aykırılık da tespit edilemediği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; idarece yapılan denetimlerde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki birçok taşınmazlarda çeşitli şirketlerce muhtelif tarihlerde taş ocağı faaliyetlerinin yapılmış olduğu ve izinsiz malzeme çıkarıldığının tespit edildiğini, Milli Emlak Denetmenince hazırlanan raporda, Hazineye ait taşınmaz üzerinde izinsiz taş ocağı faaliyeti sürdüren şirketlerin hangi dönemlerde ne kadar malzeme çıkardıkları tespit edilerek bu dönemler için sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince dava açıldığını, açılan davalar aynı taşınmaz için açılmış olsa da tazminat talep edilen dönemler ve rödovans sözleşmesi yapılan şirketler farklı olduğundan davalı Turan Civelek şirketi yönünden kesin hüküm ve derdestlik sonucunu doğurmayacağını, Mahkemece nizalı yere ait hava fotoğraflarının, koordinat krokilerinin getirtilerek, mahallinde teknik ve fen elemanlarınca uygulama, araştırma ve inceleme yapılmadan eksik araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ruhsat harici Hazine arazisinden malzeme alınması nedeniyle oluşan maddi zararının ödetilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde; kesin hüküm, dava şartı olarak belirtilmiştir. Kesin hüküm olumsuz dava şartıdır ve hem bireyler için hem de Devlet için hukuki durumda bir kararlılık ortaya koyar. Bununla, hukuki güvenirlik ve yargı erkine güven sağlandığından kamu yararı ile doğrudan ilgilidir. Bu nedenledir ki kesin hüküm itirazı, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemenin de; davanın her aşamasında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı kesin hükümden (dava şartı yokluğundan) reddetmesi gerekir.
2. Aynı Kanun’un 115 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre; “(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü yer alır.
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesinde; “İspat yükü” başlığı altında “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.
4. 6100 sayılı Kanun’un “İspat yükü” başlığını taşıyan 190 ıncı maddesinde de; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde benzer bir düzenlemeye yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı ile davalı Turan Ltd. Şti. arasında Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2009/400 E. sayılı dosyada aynı yer ile ilgili 1987 ile 2004 yılları arasında izinsiz malzeme almaktan kaynaklı maddi zararın tazmininin talep edildiği ve ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek kararın kesinleştiği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.