YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8120
KARAR NO : 2023/1667
KARAR TARİHİ : 30.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/903 E., 2022/1360 K.
DAVA TARİHİ : 28.12.2018
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/578 E., 2022/118 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı … vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı … vekilinin başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı; davalı Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, sözleşme ile davalı satıcı Yeşil Gayrimenkul Ortaklığı A.Ş. nin, Sakarya İli, Arifiye İlçesi, Arifbey Mah. 258 Ada, 1 Parsel ve 262 Ada 1 Parselde yapımına başladığı INNOVIA ARİFİYE adlı projeden B Blok 2. Kat B12 bağımsız bölüm numaralı taşınmazı satmayı ve sözleşmede belirtilen süre içerisinde teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşme imzalanması ile 1.000,00 TL kaporayı davalı şirket yetkililerine elden teslim ettiğini, sözleşme bedelinin vadelere ve miktarlara uygun olarak 121 adet nama yazılı senet ile ödenmesinin kararlaştırıldığını, bu doğrultuda 2016 yılı Mayıs ayında 32.160,00 TL peşinatı; Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında ise düzenlenen senetlere istinaden 1.216,00 TL’yi davalı şirket hesabına ödediğini, daha sonra diğer davalı banka ile yeniden sözleşme imzalandığını, borçların yeniden düzenlendiğini ve düzenlenen senetlerin iptal edildiğini, akabinde davalı şirket ile arasında Söğütlü Noterliği, 05.09.2019 tarihli 1675 yevmiye nolu düzenlenme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin imzalandığını, sonrasında davalı banka ile arasında 06.09.2016 tarihinde ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler gereği davacının ödemelerini süresinde öncelikle davalı şirkete sonrasında ise kredi sözleşmesine istinaden davalı bankaya ödediğini, ayrıca davacının 2017 ve 2018 yıllarında, davalı banka ödemelerinin dışında, 05.09.2017 tarihinde 11.512,00 TL ve 05.09.2018 tarihinde 17.520,00 TL haricen ödemeyi davalı şirkete yaptığını, sözleşme gereğince davalı şirket tarafından yapılan gayrimenkulun 2 yıl içeresinde teslim edileceğinin kabul ve taahhüt edildiğini, ancak gelinen aşamada 01.05.2016 tarihinden bu yana mücbir sepeple gecikme süresi olan 6 aylık süre sona erdiğini, bu doğrultuda tapu devir işlemleri adına davalı şirket ile iletişime geçilmeye çalışıldığını ancak bir sonuca varılamadığını, bu sebeple Sakarya 2. Noterliği 12.12.2018 tarihli 20619 yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmeden dönüldüğünü ve yapılan ödemelerin iadesinin ihtar edildiğini ileri sürerek; şirkete ödenen toplam 69.078,00 TL’nin ve davalı bankaya yapılan 17.780,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiş, 22.03.2019 tarihli dilekçe ile davalı bankaya yapılan ödemenin 47.880,00 TL olduğunu belirtmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka, öncelikle kredi tahsis edilen müşterinin, banka iradesinden tamamen bağımsız olarak kendi belirlediği konut için kredi kullanması durumunda ise kanunun mezkur hükümleri kapsamında bankanın tüketiciye karşı satıcı ile birlikte müteselsil sorumluluğundan söz edilmesinin mümkün olmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini, ayrıca davacı ile banka arasında akdedilen ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi ile de kabul edildiği üzere davacı ile diğer davalı arasındaki ilişki bakımından hiçbir sorumluğu bulunmayan, konudan ve süreçten bağımsız bankaya huzurda görülen davanın yöneltilmesinin hukuka bağdaşmadığını, kötü niyetle davacının kullanmış olduğu kredi borcunu ödemeden kaçınmaya çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı şirket; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, geçerli ve haklı bir fesih iradesi bulunmadığından davacının taleplerinin mesnetsiz olduğunu, mücbir sebeplerle inşaatın geciktiğini, gecikilen sürenin inşaatın teslim süresine eklenmesi gerektiğinden davacı tarafın taleplerinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; söz konusu kredinin bağlı kredi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile davacı arasında Söğütlü Noterliğinin 05.09.2016 tarih ve 1675 yevmiye nolu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin ve davalı …Ş. ile imzalanan Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi Sözleşmesinin iptaline, 69.078,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. den alınarak davacıya verilmesine, 47.780,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …Ş’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili; davada husumet itirazlarının değerlendirilmeksizin vekil eden banka yönünden haksız ve hukuka aykırı hüküm kurulduğunu, sözkonusu kredinin, ilgili konutun satın alınması ya da davalı inşaat firması ile satış sözleşmesi yapılması şartı ile de verilmediğini, kredi proje kredisi olarak verilmediğini, davacının bireysel ürünü olarak kredilendirildiğini, kredi konusu taşınmazın diğer davalı satıcı tarafından hiç ya da zamanında teslim edilmemesi ve benzeri hususlarda çıkacak uyuşmazlıklardan vekil eden bankanın sorumluluğunun bulunmadığı konusunda mutabık kalındığını, henüz teslim süresi sona ermeyen sözleşme gereği davacı tarafından temerrüt iddiası ile vekil eden banka aleyhine işbu davanın ikame edilerek menfi tespit talebinde bulunulmasını ve bu yolla kredi ödemelerinin iadesinin sağlanılmaya çalışmasının kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu inşaatın zamanında teslim edilmesinin mümkün olmaması durumunda bile bu hususta davacı ile vekil eden banka arasında akdedilen sözleşme hükmünden dolayı vekil edenin sorumluluğunun olmayacağını, davacının, teslim süresi dolmamış olan sözleşmeden kendi iradesi ile dönmesinin neticesinde iade alabileceği tutar yapmış olduğu ödemelerin tamamı olmadığını, yasal mevzuat gerek davacı ile diğer davalı inşaat firması arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hükümleri uyarınca satıcının kusuru olmaksızın sözleşmeden dönme hakkını kullanan alıcı-davacının cezai şart ödeme yükümlülüğünün mevcut olduğunu, ayrıca bu halde sözleşmeden dönme iradesini beyan eden davacı-alıcının yasal mevzuat gereğini en geç 180 günlük sürenin geçmesini beklemesi de gerektiğini, davanın işbu sürenin dolması beklenmeksizin haksız bir şekilde ikame edildiğinin açık olduğunu, davanın açılmasına vekil eden banka sebebiyet vermemiş olup bu durumun yerel mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, davacı ile satıcı arasındaki hukuki ilişkiden tamamen bağımsız olan kredi sözleşmesi vekil eden banka aleyhine de yargılama giderinin, harç ve karşı taraf ilam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kararın bu yönüyle de kaldırılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının kredi sözleşmenin bağlı kredi olmadığı yöndeki istinafı açısından, davacıya kullandırılan kredinin bağlı kredi olduğu, sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihinin 05.09.2018 tarihi olup, davanın 28.12.2018 tarihinde açıldığı, dosyadaki bilirkişi raporuna göre; taşınmazın teslime hazır olmadığı, inşaatın bitirilmediği, dolayısıyla teslim süresinden uzun bir süre geçmiş bulunmasına rağmen inşaatın halen tamamlanmadığı, davacının, sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği ve ödediği bedeli talep etmesinde haklı olduğu, davacıya davalı banka tarafından kullandırılan kredinin, niteliği itibariyle bir bağlı kredi olduğu, bu nedenlerle, mahkemece davalı bankanın sorumluluğunun davacıya kullandırılan kredi miktarı ile sınırlı olduğunun kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bankanın sorumluluğunun kredi miktarı ile sınırlı olduğu; bu nedenle müteselsil sorumluluk gereği davalı bankanın sorumlu olduğu tutarın 171.018,00 TL olduğu, bu tutarı aşan kısımdan davalı bankanın bir sorumluluğunun bulunmadığı, hükümde taraflara yüklenen borç ve hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, birden fazla davalı olduğu halde hüküm tesis edilirken bir davalı varmış gibi yalnızca davalıdan denilmek suretiyle karışıklık yaratıldığı, kurulan hükümde tarafların sorumlulukları ayrı ayrı hüküm altına alındığı, davalılar aleyhine hükmedilen miktarlar yönünden yargılama giderinden sorumlu tutulmaları gerektiği gerekçesiyle davalı bankanın başvurusunun kısmen kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalı Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile davacı arasında Söğütlü Noterliğinin 05.09.2016 tarih ve 1675 yevmiye nolu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin ve davalı …Ş. ile imzalanan Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi Sözleşmesinin iptaline, 69.078,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, 47.780,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …Ş’den alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili, istinaf itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında satın alınan bağımsız bölümün teslim edilmemesi nedeniyle davalı bankanın davacıya kullandırdığı kredi nedeniyle sorumlu olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun(TKHK) 30 uncu maddesi “(1) Bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir.
(2) Ekonomik birliğin varlığı;
a) Satıcı veya sağlayıcının tüketici için krediyi finanse ettiği;
b) Üçüncü bir tarafça finanse edilmesi durumunda, kredi verenin kredi sözleşmesinin imzalanması veya hazırlanması ile ilgili olarak satıcı veya sağlayıcının hizmetlerinden yararlandığı,
c) Belirli bir mal veya hizmetin verilmesinin kredi sözleşmesinde açıkça belirtildiği, durumlarından en az birinin varlığı hâlinde kabul edilir.
(3) Tüketicinin mal veya hizmet tedarikine ilişkin sözleşmeden cayması ve buna ilişkin bildirimin cayma süresi içinde ayrıca kredi verene de yöneltilmesi hâlinde, bağlı kredi sözleşmesi de herhangi bir tazminat veya cezai şart ödeme yükümlülüğü olmaksızın sona erer.
(4) Bağlı kredilerde, mal veya hizmet hiç ya da gereği gibi teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren, tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması hâlinde müteselsilen sorumludur.
3. Değerlendirme
1. Davacı, davalılardan Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.’den satın aldığı konutta inşaatların tamamlanmadığını, konutu satın almak için diğer davalıdan bağlı kredi kullandığını, bu nedenle davalı bankanın da sorumlu olduğunu ileri sürmüştür.
2. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 30 uncu maddesine göre bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir.
3. Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, ortada bir bağlı kredinin var olduğu söylenebilir. Bunun sonucu olarak, satın alınan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması halinde müteselsilen sorumludur.
4. Somut uyuşmazlıkta; davalı inşaat şirketinden taşınmaz satın alan davacıya davalı banka tarafından kullandırılan kredi niteliği itibariyle bir bağlı kredi olduğundan mahkemece verilen karar da bu yönde olup, usul ve yasaya uygun kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince verilen 25.10.2022 tarihli ve 2022/903 E., 2022/1360 K. sayılı kararın ONANMASINA;
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden bankadan alınmasına,
Dosyanın Sakarya Tüketici Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.