Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/8106 E. 2023/12 K. 16.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8106
KARAR NO : 2023/12
KARAR TARİHİ : 16.01.2023

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/905 E., 2022/1575 K.
HÜKÜM : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalının kiracı olarak bulunduğu taşınmazı 23.09.2015 tarihinde satın aldığını, davalının 15.12.2014 tarihinde aylık 140 TL kira bedeli ödediğini ileri sürerek; toptan eşya, geçim endeksleri, ekonomik esaslar ve emsal kira bedelleri gözetilerek 23.09.2014 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin 1.500 TL olarak tespitini talep etmiş. 19.11.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 15.01.2016 – 15.01.2019 tarihleri arasındaki dönem için hak ve nesafete göre aylık kira bedelinin 1.500 TL olarak tespitini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı; önceki malik ile imzaladığı 15.01.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi uyarınca kira bedelini artırdığını, davanın süresinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın aylık kira bedelinin 23.09.2014 tarihinden itibaren net 1.280 TL olarak tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 19.09.2019 tarihli ve 2015/728 E., 2019/6930 K. sayılı ilamla; davacı tarafından dördüncü artış yılının içerisinde bulunan 23.09.2014 tarihinden itibaren kira bedelinin tespiti istendiği, bu nedenle mahkemece; tespiti talep edilen dönemin endeks dönemi olduğunun kabul edilmesi ve bir önceki yıl ödenen kira bedelinin ÜFE endeksi oranında arttırılması suretiyle (davalı tarafından en son ödenen bedelden az olmamak üzere kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı
Bozmaya uyan Mahkemece; dava konusu kiralananın 23.09.2014-15.01.2016 tarihleri arasındaki aylık kira bedelinin 155 TL, 15.01.2016 tarihinden itibaren ise aylık 1.350 TL olarak tespitine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 30.03.2021 tarihli ve 2021/1397 E., 2021/3273 K. sayılı ilamla; bozma ilamı uyarınca karar verilmesi ve bununla yetinilmesi gerekirken, bundan zühul edilerek davalının usuli kazanılmış hakkını ihlal eder şekilde, ayrıca 15.01.2016 tarihinden itibaren de aylık kira bedelinin tespitine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kira sözleşmesinin başlangıcından itibaren beş yıllık sürenin dolduğu 15/01/2016 tarihine kadar olan kira bedelinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 34 üncü maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiği, uyulan bozma ilamı nedeniyle 2016 sonrası kira incelemesine girilmeyeceği, ancak davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesi ile 2016 sonrasındaki dönemin kira bedelinin tespitinin talep edildiği, bu nedenle ıslah dilekçesine konu dönem için bilirkişiden rapor alındığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın 23.09.2014 tarihi itibariyle aylık kira bedelinin 140 TL olarak tespitine; aynı taşınmazın 15.01.2016-15.01.2017 tarihleri arası dönem için aylık kira bedelinin 1.350 TL, 15.01.2017-15.01.2018 tarihleri arası dönem için aylık kira bedeli 1.534,83 TL; 15.01.2018-15.01.2019 tarihleri arası dönem için aylık kira bedelinin 1.721,22 TL olarak tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Mahkemece, uyulan iki ayrı bozmaya aykırı olarak karar verildiğini, ihtarname yasal süresinde gönderilmediğinden kabul kararının hatalı olduğunu, davacının ıslahının ve ıslah dilekçesi doğrultusunda dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunun hukuka aykırı bulunduğunu, sözleşmede kira bedelinin ne şekilde artırılacağının kararlaştırıldığını, dosyaya sunulan emsal taşınmazlara ilişkin kira bedellerinin dikkate alınmama nedeninin raporlarda belirtilmediğini, artış oranının fahiş olduğunu ileri sürülerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Kavram olarak; taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesine ıslah denir. Eş söyleyişle ıslah, iyiniyetli tarafın davayı açtıktan veya kendisine karşı bir dava açıldıktan sonra öğrendiği olgularla ilgili yanlışlıklarını düzeltmesine, eksiklikleri tamamlamasına, bu çerçevede yeni deliller sunabilmesine olanak sağlayan bir kurumdur.

2. Islahın konusu tarafların yapmış oldukları usul işlemleri olduğu için, ıslahla düzeltilecek usul işlemlerinin neler olduğundan da söz etmek gerekir. Gerek öğreti, gerekse Yargıtay uygulaması davanın değiştirebileceğini ve genişletilebileceğini aynı şekilde savunmanın genişletilebileceğini ilke olarak kabul etmektedir. Yine müddeabihin artırılıp artırılmayacağı hususu da bir usul işlemi olup, ıslahın konusudur.

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun’un) 176 ncı maddesine göre ıslah tamamen (kamilen) veya kısmen olmak üzere iki şekilde yapılabilmektedir.

4. Tamamen ıslahta davacı, davasını baştan (dava dilekçesinden) itibaren ıslah eder ve bir hafta içerisinde yeni bir dava dilekçesi verir. Davanın tamamen ıslahı yoluna, dava dilekçesinden (dava dilekçesi dahil) itibaren bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması için başvurulur. Başka bir anlatımla davacı bu yolla dava sebebini ve talep sonucunu tamamen değiştirip genişletebileceği gibi, davalı da tam ıslah ile savunmasını tamamen değiştirip genişletebilecektir. Bunun doğal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekecektir.

5. Davanın kısmen ıslahında ise; davada yapılmış olan belli bir usul işlemi ıslah edilir (düzeltilir) ve bundan sonraki usul işlemlerinin (ıslah edilen usul işlemi ile ilgili oldukları ölçüde) yapılmamış sayılması sağlanır. Davacının talep sonucunu (müddeabihi) arttırması, talep sonucunu terditli dava hâline dönüştürmesi ve talep sonucunun daraltılması gibi işlemler kısmen ıslaha örnek olarak sayılabilecek usule müteallik işlemlerdir.

6. Eğer bir davanın konusunu teşkil eden taleplerden sadece bir bölümü istenmiş ve kısmi davaya konu edilmişse daha sonra kalan bölümü için ıslah söz konusu olabilecektir.

7. Ancak bir dava konusu, bizatihi kendisi davayı oluşturuyor ise, burada kısmi dava bulunmadığından ıslah edilebilecek bir dava da bulunmamaktadır.

8. Kural olarak dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi, davanın konusunda da ıslah mümkündür.

9. Ne var ki ıslaha ilişkin yasal düzenlemeler göstermektedir ki, ıslahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir.

10. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu hâline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, mahkemece dava dilekçesiyle talep edilen döneme ait kira bedelinin uyulan bozma ilamı uyarınca tespit edilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin sebeplerin incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Kira tespit davasının hukuki niteliği gereği ek dava açma imkanı bulunmadığı gibi dava konusunun sonradan artırılması da istenemez.

3.Somut olayda; davacı vekili 19.11.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle, davaya konu edilen dönem dışında, dava konusu taşınmazın 15.01.2016 ila 15.01.2019 tarihleri arasındaki dönemlere ilişkin kira bedelinin tespiti bakımından da ayrıca talepte bulunmuş olup, ıslah suretiyle davaya konu edilen dönemi takip eden diğer dönemlerin dava konusu hâline getirilmesi yasal olarak mümkün değildir. Başka bir anlatımla, eldeki davada başlangıçta dava edilmeyip ıslahla davaya katılmak istenen dönemler, ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceğinden, bu dönemlere ilişkin talebin reddi yerine yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4. Kabule göre de; ıslah dilekçesinde kira bedelinin 1.500 TL olarak tespiti istenildiği halde, 15.01.2017 ila 15.01.2019 tarihleri arasındaki dönemlerde talebin aşılması suretiyle tespit kararı verilmesi de doğru görülmemiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan hükmün 1086 sayılı Hukuk Usülü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.