Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/7982 E. 2023/1019 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7982
KARAR NO : 2023/1019
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1515 E., 2022/1906 K.
DAVA TARİHİ : 31.05.2018
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/556 E., 2021/291 K.

Taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden doğan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar; avukat olduklarını, iki adet taşınmaz için davalının vekili olarak tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, davanın devamı sırasında davalının 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 172 nci maddesine aykırı olarak muvafakat almadan dosyaya başka bir avukatı vekil olarak atadığını, bunun üzerine vekaletten istifa ettiklerini, vekalet ücretini hak ettiklerini, haketmiş oldukları vekalet ücretinin tahsil edilememesi üzerine davalı aleyhine takibe giriştiklerini, ancak davalının takibe haksız itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek davalı borçlunun İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2017/8181 E. sayılı takibe yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; davacılara masraf ve avans adı altında yaptığı ödemelerin sebepsiz zenginleşme yarattığını, bu sebeple bu yola başvurduğunu, Baro’ya şikayet hakkını saklı tuttuğunu, davaya konu edilen Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasında taşınmazını vekalet ve karşı yan vekalet ücreti olarak davacılara verdiğini, hala vekalet ücreti talebinin olmasının kötü niyet göstergesi olduğunu, davacıların meslek etiğine aykırı davrandıklarını, kendi lehlerine menfaat yaratmaya çalıştıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar, davalının vekili sıfatı ile Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 16.02.2011 tarihinde tapu iptali ve tescil konulu davayı açarak, davayı 11.07.2013 tarihine kadar da takip ettikleri, bu tarihte dosyaya dilekçe vererek kendi muvafakatları olmadan bir başka vekilin vekaletname sunduğunu belirterek istifa ettikleri, vekalet ücretinin tamamını hakettikleri, taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi olmadığı, davacıların takip ettiği dosyada davaya konu olan taşınmazların değerinin Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan keşifte 670.000 TL olarak belirlendiği, davacıların harcadığı mesai göz önünde tutularak %10 oranında vekalet ücretine hak kazandıkları, davalı tarafın davacı tarafa vekalet ücreti olarak konut verdiğini iddia etmişse de, bu iddiasının davacılarca kabul edilmediği ve davalı da bu iddiasını kanıtlayacak herhangi bir delil sunamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, İzmir 1. İcra Dairesinin 2017/8181 sayılı takip dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 107.750 TL üzerinden devamına, alacak likid olduğundan asıl alacak olan 107.750 TL üzeriden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; yeni avukatın dosyaya ne zaman vekalet sunduğunun tespit edilemediğini, vekâlet ücreti alacağı iddiasına dayanak dosyaya yeni vekil tarafından ne zaman vekâlet sunulduğu tespit edilmemiş iken davacıların makul sürede muvafakat etmediğinin nasıl tespit edildiğinin anlaşılamadığını, yeni vekil tarafından 20.08.2013 tarihinde yani davacıların istifa beyanı sunmasından tam 40 gün sonra sunulmuş beyan ile dosya fotokopisi talep edildiğini, dosya fotokopisi talep beyanı ile dosyaya vekâletname sunulduğunu, Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/73 E. numaralı davası derdest iken davacıların kendisinden yeniden yüklü miktarda masraf talep ettiklerini, taşınmazını davacılara devrederek vekalet ücretini ödediğini, vekalet ücreti alacağının ödendiğini, davacıların kendisinden hiç bir alacağı olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ilk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirilmesine, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunmasına, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulmasına, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edilmesine, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olmasına, mahkeme hükmünün yasal unsurları taşımasına ve özellikle cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen vakıaların sonradan ileri sürülmesinin savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmasına, davalı tarafça Bodrum ilçesi, Karakaya köyü, Çukurbuk mevkii 2634 parsel, 17 numaralı villanın, Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/73 E. sayılı dava dosyasıyla birleşen Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/118 E. sayılı dosyasından kaynaklanan vekalet ücretine karşılık olarak davacı avukatlara verildiğinin davalı tarafça yasal ve yeterli deliller ile kanıtlanamamasına göre ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarla kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haklı istifa nedeniyle akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) Avukatlık Ücreti başlıklı 164/4 üncü maddesi şöyledir:
“Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.”

2. 1136 sayılı Kanun’un İş Sahibinin İşi Başka Bir Avukata Vermesi başlıklı 172 nci maddesi şöyledir:
“İş sahibi, ilk anlaşmayı yaptığı avukatının yazılı muvafakatı ile, başka avukatları da işin kovuşturma ve savunmasına katabilir.
İş sahibi, ilk avukatın muvafakatını kendisine tevdi veya tebliğ edilecek bir yazı ile en az bir haftalık süre vererek talep eder. Avukat bu süre içinde cevap vermemişse muvafakat etmiş sayılır.
İlk avukatın muvafakat etmemesi halinde, vekalet akdi kendiliğinden sona erer. İş sahibi, muvafakat etmiyen avukata ücretin tamamını ödemekle yükümlüdür.
İlk avukatın muvafakatı ile işin başka avukatlar tarafından da takibi halinde iş sahibi, ilk avukatın ücretinden kısıntı yapamaz. Bu halde avukatların müvekkile karşı sorumluluğu konusunda 171 inci maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanır.”

3. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 20.01.2015 tarihli ve 2014/44817 E., 2015/618 K. sayılı ilamı.

3.Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı vekilinin 18.07.2018 tarihli cevap dilekçesinde “…davacılar meslek etiğine aykırı davranmakta olup kendi lehlerine menfaat yaratmaktadırlar. Sayın mahkeme tarafından da görüleceği üzere vekalet ilişkisi müvekkil için çekilmez hale gelmiştir. Haklı olarak bu yola başvurulmuştur…” şeklinde beyanda bulunduğu, söz konusu davalı vekilinin beyanı ile davalı asilin davacıların muvaffakatı olmaksızın yeni vekile takip için vekaletname verildiğinin kabul edildiği, davalı vekilinin temyizinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılacağı anlaşılmakla usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.