Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/7715 E. 2023/1687 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7715
KARAR NO : 2023/1687
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/134 E., 2022/540 K.
DAVA TARİHİ : 14.05.2018
KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Geyve Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi
SAYISI : 2021/19 E., 2021/535 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ve davalılar … ve … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekili ile davalılar … ve … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar … ve … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 30.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacılar vekili Avukat … ile davalılar … ve … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat … geldiler. Sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar; davalıların yetkilendirmiş oldukları Ürdün’lü bir aracı firma vasıtasıyla kendileriyle iletişim kurduğunu ve Sakarya ili Geyve ilçesi Örencik köyü Açmalar mevkii 4052 sokak üzerinde konumlanmış bulunan site içerisinde bulunan taşınmazı satın alması konusunda kendilerini ikna ettiklerini, taşınmazın satılması sürecinde davalı firma ve yetkililerinin taşınmazın bulunduğu sitenin Sabiha Gökçen Havaalanına her ne kadar 2,5-3 saat uzaklıkta olsada sitenin yakınına kadar raylı sistem yapılacağını, site inşaatı bitip villalar teslim edildiğinde raylı sistemin de faaliyete geçeceğini, buna göre Sabiha Gökçen Havaalanından raylı sistemi kullanarak siteye gelmek isteyen birinin, maksimum 30 dakika içinde sitenin içine giriş yapmış olacağını, site içinde cami, çocuk oyun parkı, halı saha, tenis kortu, spa ve havuz bulunacağını, pezaj ve çevre düzenlemelerinin 2015 yılı içerisinde bitirilmiş olacağını, sitenin yeşillikler içerisinde muhteşem bir yaşam olacağını, su, ısıtma, elektrik, iletişim, kanalizasyon altyapısı dahil tüm sistemlerin 2015 yılı bitmeden eksiksiz olarak tamamlanmış olacağını, 2015 yılı sonu itibariyle sitede yaşamın eksiksiz olarak başlayacağını beyan ve taahhüt ettiklerini, bu taahhütlerin önemli bir kısmının davalı şirketin ilgili site için kurduğu web sitesinde de ilan edildiğini, verilen taahhütlere itimat ederek şu ana kadar 197.000 USD’yi elden ya da banka kanalıyla olmak üzere farklı tarihlerde ödediklerini, ancak teslim tarihinin üzerinden 2 yılı aşkın bir süre geçtiği halde taşınmazın teslim edilmediğini, ödeme belgelerinin tespit dosyasında mevcut olduğunu ve ödenen tutar hakkında herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, Suudi Arabistan’da yaşadıklarından burada inşaatın yapım aşamalarıyla ilgili her daim gözetim, denetim ve kontrol mekanizmalarını işletemeyeceğini bilen muhatapların, sitedeki görseller yoluyla da işlerin iyi gittiği yönünde ikna ettiklerini, ısrarları üzerine vekaletname alınarak tapudan devir gerçekleştirildiğini, ancak fiili teslim gerçekleşmediğini, yapılan her görüşmede inşaatın kısa süre içerisinde bitirileceği ve evlerin teslim edileceği belirtilmiş olmasına rağmen 3 yıldır hiçbir gelişme olmadığını, Geyve Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/207 D.İş sayılı dosyasıyla durumun tespitini talep ettiklerini, yapılan tespitte hukuki olarak siteden bahsetmenin mümkün olmadığı, katalog ve diğer tanıtımlarda belirtilen cami, oyun sahası, halı saha, tenis kortu, SPA, havuz vs. hiçbir sosyal mekanın olmadığı, parselin ve üzerindeki villanın yer aldığı hali hazırdaki sitenin natamam vaziyette olduğu, katalog ve tanıtımlarda gösterilen bahçe duvarlarının ve çevre düzeninin olmadığı, anılan sitede hiçbir yaşam belirtisinin bulunmadığı, tamamlanmış yapıların boş vaziyette olduğu, yolun stabilize olmasının ulaşımı güçleştirdiği, sitedeki diğer inşaatların bir çoğunun kaba inşaat vaziyetinde olduğu, yaşam belirtisinin bulunmadığı, bu sebeple de taşınmazda yaşamın imkansız olduğu, site olarak tabir edilen yerde birkaç bekçiden başka kimse olmadığı, alıcıların gelir durumu ve uyruğu nazara alındığında, yaşamaya elverişli olmadığı, metro, hızlı tren gibi ulaşım imkanlarının bulunmadığı, site olarak adlandırılan yerleşkenin bir bütün olarak ele alındığında yarıya yakınının olmadığı, site olarak düşünüldüğünde eksiğinin çok olduğu, satılmak istendiğinde ikinci el satışının mevcut haliyle mümkün olmadığı, kış aylarında ulaşımın güçlükle sağlandığı, sahanın şantiye alanı olduğu, bu sebeple de yaşam alanının bulunmadığının tespit olunduğunu, muhtelif tarihlerde 197.000 USD ödeme yaptıklarını, 2015 yılında teslim etmeyi vadetmelerine rağmen 2018 yılının ortalarına gelindiğinde projenin henüz yarı vaziyette olduğunu, ancak bu aşamadan sonra projenin tamamlanma olasılığının kalmadığını belirterek, davalılara ödenen 197.000 USD’nin her birinin ödeme tarihinden itibaren TCMB’nın dövize uygulamış olduğu vade farkıyla birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, tespit giderleri, noter ihtarı ve çeviri giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP
Davalılar; davacıların tüketici olmadığını, davacıların tamamlanmış bir daire ya da bina satın almadığını, davacıların satın aldıkları parsele kendi istekleri doğrultusunda vekaleten yaptırmış oldukları bir bina söz konusu olduğunu, … İnşaat Ltd. Şti.’nin bu işlemler ile bir ilgisi bulunmadığını, davacıların satım sözleşmesinin iptali ve alacak talepleri yönünden de zamanaşımı ve hak düşürücü def’i itirazında bulunduklarını, davacıların 05.09.2014 ve 12.09.2014’te …’a gayrimenkul satın almadan inşaat yapmaya kadar geniş yetkiler verdiklerini, bu vekalete istinaden 17.09.2014’te Örencik Mahallesinde bulunan 441 parsel sayılı arsayı …’tan satın aldıklarını, satın almadan önce davacıların dava konusu taşınmazı yerinde gördüklerini, inşaatı …ve …adına vekaleten yaptırmış bulunduklarını, davacıların halen 38.000 USD borçları olduğunu kendilerinin de ikrar ettiklerini, davacılara inşaatı kendileri için ve kendi özel talepleri doğrultusunda yaptıklarını ve bitirdilerini, kendilerinin de villayı kullandıklarını belirtip tekliflerini reddettiklerini, davacı tarafa süre taahhüdünde bulunulmadığını, davacının ödemelerini yaptıkça inşaatın devam ettiğini ve istekleri doğrultusunda her şeyden haberdar edilerek inşaata devam edildiğini, davacının mimar olduğunu, whatsapp yazışmalarında mimari projeye müdahale edip proje dışı tadilatlar yaptırması ve “bilmiyordum aldatıldım” gibi iddialarının mesnetsiz olduğunu ortaya koyduğunu, her mimarın ruhsatlı bir binanın projesinin asgari TSE standartlarına ve deprem yönetmeliğine göre yapıldığını bileceğini, davacının istekleri doğrultusunda binanın yapıldığını, bu olaydan ötürü bir kusurlarının olmadığını ve 197.000 USD ödenmesi de söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın davalı … yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine; davanın davalı … ve … Ltd. Şti. yönünden kabulü ile 197.000 USD’nin ödeme tarihi olan 12.03.2015 (55.900 USD’lik kısmının), 30.10.2015 (50.000 USD’lik kısmının), 05.09.2014 (25.000 USD’lik kısmının), dava tarihi olan 14.05.2018 (66.100 USD’lik kısmının) tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının dövize uygulamış olduğu vade tarihi ile birlikte davalılar … ve … Ltd. Şti.’den alınarak davacılara verilmesine, dava konusu Sakarya ili Geyve ilçesi Örencik mah. 441 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile davalı … adına kayıt ve tesciline, talep olunan delil tespiti dosyası giderleri, noter ihtarı giderleri ve çeviri giderleri yargılama giderleri olarak hesaplanacağından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar … ve … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili; ilk derece mahkemesinin usul ve yasaya aykırı olan “davanın davalı … yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine” hükmünün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalılar … ve … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekili; yargılamanın görevsiz mahkemede yürütüldüğünü, somut olayda konut satımı bulunmadığını, satılanın sadece arsa olduğunu, alıcıların daha sonra kendi istekleri ile taşınmaz üzerinde bina inşa ettirdiklerini, arsa maliki olan davacılar ile yapı inşaa etmek üzere anlaştıkları davalı şirket arasındaki sözleşmenin ise niteliği itibariyle bir eser sözleşmesi olduğunu, şirketin malik veya kat karşılığı inşaat sözleşmesi tarafı olmadığı gibi ortada bu şekilde bir sözleşme de bulunmadığını, yapıyı inşa eden davalı … İnşaatın hiçbir zaman arsa maliki olmadığını, yine bu arsa bakımından bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi de bulunmadığını, davacılar ile bu davalı arasındaki ilişkinin sadece villa inşaatından ibaret olduğunu, …’ın davacılara sadece taşınmazını satmış olup herhangi bir inşaat yükümlülüğü altına girmediğini, taşınmazla ilgili hiçbir ayıp bulunmadığını, ayıp ihbarı yapılmadığını, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazların dikkate alınmadığını, davacıların 17.09.2014 tarihinde taşınmazı satın aldığını, hemen akabinde inşaat faaliyetlerinin başladığını, 12.03.2015 tarihinde ruhsat alındığını, taşınmazın 2017 yılında davacılara teslim edildiğini, davacılar tarafından dava tarihine kadar davalılara herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığını, davacılara site içerisinde bir villa satılmadığını, kaldı ki ortada bir sitenin olmadığını, bağımsız parsellerde yapılan birbirinden farklı inşaatlar bulunduğunu, ödeme iddiasının ispatlanamadığını, açık itirazlara rağmen tanık dinlenmesinin usule aykırı olduğunu, davacıların ödemelerini tamamlamadıklarını belirterek istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların kendi şahsi ihtiyaçları için taşınmazı satın aldıkları, ticari amaçla aldıklarına ilişkin bir iddia ve ispat bulunmadığı, taşınmazın konut niteliğinde olduğu, davalı …’ın diğer davalı … Ltd. Şti.’nin yetkilisi olduğu, davalı …’in üzerine kayıtlı dava konusu 441 parsel sayılı taşınmazın davacılara vekaleten diğer davalı … tarafından 14.01.2015 tarihli satış işlemi ile ½ şer hisse ile davacılar adına tescilinin yapıldığı, taşınmaza Geyve Belediyesi tarafından 12.3.2015 tarihinde yapı ruhsatı verildiği, ruhsatta yapı sahibinin davalı …, yapı yüklenicisinin ise davalılar … ile … Şirketi olduklarının belirtildiği, davalı … Şirketi kaşe ve imzalı 5.9.2014 tarihli belgede arsaya mahsuben 25.000 USD’nin kaparo olarak alındığının yazılı olduğu, davalı … Şirketi ile dava dışı acente arasında “… Villaları ve SPA” projesi satış acenteliği anlaşması düzenlendiği, sözkonusu anlaşmada villaların 2015 yılında bitirileceğinin yazılı olduğu, … Villaları adlı villa site projesine ait katolog resimlerin yer aldığı, bu kataloglara göre 98 villa, cami, çocuk oyun parkı, halı saha, tenis kortu, SPA ve havuz yer aldığı, dava konusu villanın katalogda Grand Villa olarak belirtildiği, davacılar adına yapılacak dava konusu villanın 235.000 USD üzerinden anlaşılarak tapu devrinin yapıldığı, davalıların davaya verdikleri cevap dilekçesi içeriği ve davacıların davalı … ile olan yazışmalarından davacıların anlaşılan villa bedelinin toplamda 197.000,00 USD’sini ödedikleri, buna karşılık işin katalogda taahhüt edilen sürede tamamlanıp bitirilemediği gibi davalı … Şirketi tarafından katalogda taahhüt edilen iş ve imalatları tamamlayamadığı, site özelliği taahhüt edilen bu yerde yaşam alanının bulunmadığı, davacılar ile davalı … Şirketi arasındaki ilişki eser sözleşmesi gibi görünse de ilişkinin baskın yanı proje üzerinden villa satımına yönelik olması nedeniyle satım sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalı …’ın hem dava konusu taşınmazın kayıt maliki ve yapı ruhsatında yüklenicisi olması hem de davalı şirketin yetkilisi olması nedeniyle her iki davalının birlikte hareket ettikleri, dava konusu sözleşmenin tarafı oldukları, bu nedenle davacılara karşı sözleşmenin hüküm ve sonuçlarından sorumlu olacakları, zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı definin yerinde olmadığı, davalılar … Şirketi ve …’in davacılara karşı taahhüt ettikleri villa inşaatını süresinde tamamlayıp bitiremedikleri gibi katalogda belirtilen iş ve imalatları da önemli ölçüde yerine getiremedikleri, site özelliği taahhüt edilen bu yerde yaşam alanının bulunmadığından davalıların eksik ve ayıplı ifası kapsamında davacıların sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etme hakları bulunduğundan mahkemece bu davalılar yönünden verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı, davalı … davacılara vekaleten tapuyu davacılar üzerine aldırmış olup dava konusu villa satım sözleşmesinde doğrudan taraf olmadığı, davacının katılma yoluyla istinafı davalı … yönünden verilen husumet kararına yönelik olup diğer davalıların istinafı ile bağlantılı olmadığı, ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar … ve … İnşaat Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar … ve … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eksik ve ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 8 inci maddesi şöyledir:
“Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesi sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilir. Malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hâllerde, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksiklik nedeniyle montaj hatalı yapılmışsa, sözleşmeye aykırı ifa söz konusu olur.”

2. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 9 uncu maddesi şöyledir:
“(1) Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür.
(2) Satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.”

3. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 11 inci maddesi şöyledir:
“(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
(2) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.
(3) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11.1.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.”

4. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 12 nci maddesi şöyledir:
” (1) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır.
(2) Bu Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası saklı olmak üzere ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz.
(3) Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.”

3.Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacıların, sözleşme gereği ödedikleri bedelin iadesini talep etme şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, davalılar … ve … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılar … ve … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’den alınıp davacılara verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.