Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/7530 E. 2023/1759 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7530
KARAR NO : 2023/1759
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2479 E., 2022/1596 K.
DAVA TARİHİ : 18.05.2012
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/113 E., 2019/235 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı tereke temsilcisi; muris Yücel’in 07.01.2012 tarihinde vefat ettiğini, öncesinde fiziki ve ruhsal durumundaki bozukluklar sebebiyle 24.12.2011 tarihinde hastaneye yatırıldığını, 27.12.2011 tarihinden itibaren durumunun kötüleştiğini ve ölümün meydana geldiğini, bekar ve çocuksuz vefat eden murisin 30.12.2011 tarihli noter vasiyetnamesi ile davalı … ve Darüşşafakayı mirasçı tayin ettiğini, yasal mirasçılar olan kardeşleri tarafından vasiyetnamenin iptali için dava açıldığını, yine mirasçılar tarafından terekenin idaresi ve tespiti için talep üzerine terekeye temsilci atandığını, davalıların murisin tedavisi sırasında 02.01.2012 tarihli ve “banka işlemleri genel yetki” başlıklı vekaletname ile murise parmak bastırılarak yetkilendirildiklerini, bu vekaletnameye dayalı olarak banka hesaplarındaki 161.000 TL ve 81.480,62 USD’yi çektiklerini, aynı gün müşterek hesaplarına aktardıklarını, daha sonra parayı çektiklerini, davalı …’in ayrıca 03.01.2012 tarihinde vekaletnameye dayalı olarak bankadaki özel kasayı açtırarak kendisine menfaat sağladığını, çekilen paraların ve kasa muhtevasının terekeye iade edilmesi gerektiğini iddia ederek; geçersiz olup hile ile yaşlı ve hasta durumdaki muristen alınıp onun gerçek arzularını yansıtmayan vekaletnamenin iptalini, 161.000 TL ile 81.480,62 USD’nin ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere özel kasa muhtevasının şimdilik 10.000 TL’sinin 02.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasla faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 07.11.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile vekaletnamenin geçersizliğine dayalı iade talebi saklı kalmak üzere 310 TL’nin kanundaki “vekalet sözleşmesi” hükümleri uyarınca iadesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar; tereke idare memuru tarafından böyle bir dava açılamayacağını, vasiyetname ile mirasçılar belli olduğundan bu şekilde terekeye el konulamayacağını, tereke idarecisinin taraf sıfatı olmayan kişilerle birlikte hareket edemeyeceğini, kardeşlerinin o kadar hasta olduğunu bildikleri müteveffanın yıllardır yanında olmadıklarını ve davalı … ile ana oğul gibi 18 yıl boyunca yaşamasına müsade ettiklerini, murise davalı …’in son birkaç yıl bakıcı olduğunu, vasiyetnamenin iptal edilmediğini ve geçerli olduğunu, vekaletnameden sonra yapılan şifai anlaşma ile paralar çekilip masraflar ödendikten sonra kalan paranın kendilerine hibe edildiğini, haksız fiil söz konusu olmadığını, banka işlemlerinin vekaletnameye uygun olduğunu ve murisin istediği masrafların yapıldığını, murisin rahatsızlığı sebebiyle eklemlerini ve dolayısıyla el parmaklarını ve ayaklarını kullanamama durumu olduğunu, parmaklarını oynatamayan kişinin imza ile değil parmak basma ile işlem yapmasının olağan olduğunu, aralarındaki vekalet ve hibe anlaşmasına uygun davranıldığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; vasiyetnamenin iptaline karar verildiği, davalıların vekaletnameyi kullanmak suretiyle murise ait banka şubesinde bulunan 161.031,71 TL ile 81.480,62 USD tutarındaki paraları çektiği ve hesapların kapatıldığı, aynı gün davalıların ortak hesaplarına bu paraların yatırıldığı, daha sonra paralar çekilerek bu hesapların kapatıldığı, murisin dava konusu olmayan vasiyetname ile bir kısım gayrimenkullerini davalı …’e, bir kısmını ise Darüşşafaka Cemiyetine bağışladığı, vasiyetnamesinde terekeden çıkacak tüm ev eşyaları, menkul ve para, mevduat, esham, tahvilat, mücevherat, hak ve alacaklar ile T.C. hudutları dahilindeki tüm bankalarda bulunan para, mevduat, esham, tavhilat ve mücevheratlar ile diğer kıymetleri Darüşşafaka Cemiyetine vasiyet ettiği, vasiyetnamenin 30.12.2011, vekaletnamenin 02.01.2012 tarihlerinde düzenlendiği ve murisin 07.01.2012 tarihinde vefat ettiği, vekaletnameden 3 gün önce düzenlediği vasiyetnamede bankalardaki paralarını Darüşşafaka Cemiyeti’ne vasiyet ettiği halde ayrıca bankalardaki paralarını ve kasada bulunan eşyalarını davalılara bağışlama amacıyla vekaletname verdiğinin kabul edilemeyeceği, vekaletnameye aykırı olarak murisin hesabından çektikleri paraları tekrar muris adına yada terekeye yatırmamış olmaları nedeniyle davalıların vekalet görevini kötüye kullandıklarının kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile vekaletnamenin iptali murisin ölümü ile sona erip konusuz kalmış olması nedeni ile bu talebin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, murisin hesabından vekaletle davalılar tarafından çekilen 161.000 TL ve 81.480,62 USD’nin 02.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile muris … terekesine ödenmesine, kasadan alındığı iddia edilen 10.000,00 TL ile ilgili davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili; gerekçede dayanılan 30.12.2011 tarihli vasiyetnamenin iptaline karar verildiğini, vasiyetnamede ölüm anında bankadaki varlıkların Daruşafakaya vasiyet edildiğini, ölüm anına kadar yapılan tasarrufların bu vasiyetle ilişkilendirmesinin hatalı olduğunu, vekaleten çekilen paraların çekiliş amacının davalılara bağışlama olduğunun açık olduğunu, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı yorumlanmasının kabul edilemeyeceğini, müteveffanın düşman gördüğü davacı tereke lehine hükmünün kamu düzenine aykırı olduğunu, 15 yıllık yardım, sevgi ve anne-oğul hayatı sunan şahısların ahlaki görev yaptığı tespitinin isabetsiz olduğunu, esas ahlaki görevin ölenin son isteklerine ve iradesine saygı göstermek olacağını, çıkar ve bağı bulunmayan davalıların müteveffanın son 15 yıllık ömründe yanında olarak, destek olarak, onu besleyerek, yatağında bakarak örnek davranışlarda bulunduklarını, kendilerine yapılan bağışı zorla kabul eden şahısların vekaletnameyi kötüye kullandığı şeklinde iddia ve tespitlerin mesnetsiz olduğunu, davalıların müteveffa için yaptıkları masrafların dikkate alınmadığını ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, alacak istemlerinin vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırıldığı, vekilin her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlü olduğu, davalılar vekaletnamenin bağış hükmünde olduğunu, murisin iradesinin bağışlama olduğunu savunmuşlar ise de, geçerli şekilde noterde tanzim edilen vekaletnameye dayalı akdin aksinin aynı kuvvette belge ile ispat olunacağı, davalıların tanık beyanı ile vekalet sözleşmesini ortadan kaldıramayacağı, davalılar bağışı kanıtlayamadığı gibi kendi muvazasına da dayanamayacağından Mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle, davalıların istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 392 nci maddesi “Vekil, müvekkilin talebi üzerine yapmış olduğu işin hesabını vermeğe ve bu cihetten dolayı her ne nam ile olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile tediyeye mecburdur.
Vekil zimmetinde kalan paranın faizini de vermeğe mecburdur.” hükümlerini içerir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmünü içerir.

3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği vekil sıfatıyla hareket eden davalıların bağış savunmalarını ispatlayamamalarına ve yapıldığı iddia edilen harcamalar bakımından bir tutar belirtilmeyip cevap dilekçesinde açıkça takas definde bulunulmadığının anlaşılmasına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.