YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7529
KARAR NO : 2023/11
KARAR TARİHİ : 16.01.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/27 E., 2022/427 K.
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı asıl davada özetle, davalıların kendisinin vekili olup farklı tarihlerde davalılara yaklaşık 27.000 mark ve 460 euro masraf ve vekalet ücreti ödemesi yaptığını, davalıların takip etmiş olduğu dosyalarda tahsil edilmiş olan toplam 87.060,10 TL’nin kendisine ödenmediğini, davalılar ile arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, 29.1.1996 tarihinde davalılar ile arasında imzalanmış olan taahhütnamenin davalılarca takip edilmiş olan, edinilen mallara katılım nedeniyle açılacak davaya ilişkin olduğunu, davalılar tarafından tahsil edilen paraların ise boşanma davası sonucunda tazminat ve nafaka alacaklarına ilişkin başlatılan takipler nedeniyle ödenen paralar olduğunu, kendisinin davalılardan olan alacağı nedeniyle davalılar aleyhine Şişli 7. İcra Müdürlüğü’nün 2008/8347 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını belirterek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak icra takibine vaki itirazın şimdilik 80.000,00 TL’lik kısım için iptaline, % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP-KARŞI DAVA
Davalı-karşı davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı ile davalılardan … ile arasında anlaşma yapıldığını, diğer davalının sorumlu olmadığını, davacıya davalılardan … tarafından açılacak katkı payı davasındaki teminatı karşılaması için İş Bankasında yatırım hesabı açabilmesi amacıyla 29.3.1996 tarihinde 31.700 mark havale yaptığını, bu paranın ise çekildiği tarihte 45.000 Euroya ulaştığını ve 32.000 Euronun ödenmediğini, ayrıca davacıyı temsilen farklı şehirlere gidildiğini, bunların masraflarının bir kısmının ödenmediğini, asıl kendilerinin davacıdan alacaklı olduklarını, teminat mektubu ve davacıya ödenen 10.000 TL, yapılan işlerdeki avukatlık ücretleri, masrafları, 10.800 Mark yol parası dikkate alındığında, şimdilik bu alacağın 1.000 TL.sinin davacıdan faiziyle birlikte tahsiline ve asıl davanın reddine ve davacı-karşı davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma öncesinde özetle, davacı-karşı davalı tarafın, davalı-karşı davacı olan vekillerini haklı nedenle azlettiği, bu itibarla Avukatlık Kanunun 174/2 maddesine göre hakli azilde vekilin, ücret talep edemeyeceği kabul edilerek davacı- karşı davalının davasının kabulü ile Şişli 7. İcra Müdürlüğü’nün 2008/8347 Esas sayılı dosyasında 80.000,00 TL’lik kısım yönünden itirazın iptaline, takibin 80.000,00 TL alacak üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalı-karşı davacının davasının reddine karar verilmiştir
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. T.C Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 30/05/2018 tarih ve 2016/23496 esas, 2018/6396 karar sayılı ilamı ile asıl dosya yönünden; davalı-karşı davacıların, takip ettikleri dosyalardan tahsil ettikleri miktarları davacıya bildirmeyip uhdesinde tutmaları sebebiyle haklı olarak azledildikleri ancak dosyadaki bilirkişi raporlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle yeniden bilirkişi raporu alınması hususu ile birlikte, karşı dava yönünden; dosyada mevcut deliller değerlendirilmeden ve gerekçe gösterilmeden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bilirkişi tarafından banka kayıtları, taraflarca sunulan deliller dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda ; ‘—Davacı-karşı davalının her iki icra dosyasından dolayı davalı taraftan talep edebileceği toplam meblağın 96.522,99 TL olduğu, Davalı-karşı davacının takip ettiği işlerden hak kazandığı vekalet ücretinin 14.742,36 TL olduğu, Yol parası alacağının 9.631,42 TL olduğu, Davalı tarafın davacıya göndermiş olduğu 31.700 DM.nin baliğ olduğu miktarın faizsiz olarak 55.486,82 TL olduğu, Ayrıca davalı tarafça davacıya 10.000,00 TL para gönderildiği, Davacı tarafından davalıya gönderilmiş paraların toplamının 65.486,82 TL olduğu, Dava tarihine kadar mevduat hesabında bu miktarın değerlendirilmesi halinde oluşacak miktarın 132.933,46 TL alternatif gelir ile oluşan toplam 198.420,28 TL ye ulaşacağı—‘ hesaplanmış olup, karşılıklı mahsuplaşma neticesinde davacı-karşı davalının alacaklı olmadığı ancak davalı-karşı davacının alacağı olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın ise karşı davacı tarafından talep edilen miktarla bağlı kalınarak 1.000,00TL nin karşı dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamında karşı dava yönünden davanın reddi noktasında bir bozma olmadığı, berlin 3.11.1998 tarihli taraflarınca sunulan belgenin değerlendirilmediğini, iddia edilen sözde havalenin ilgili bankanın yazı cevabında doğrulanmamasına rağmen bozma ilamı sonrasında alınan bilirkişi raporunda ve bu doğrultuda hüküm tanziminde esas alınmış olmasının açıkça hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davalı avukatların haklı olarak azlediklerini herhangi bir ücrete hak kazanmayacaklarını, 10/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda iddia edilen karşı dava yönünden iddia edilen sözde alacağa değerleme yapılmış olmasının hatalı olduğu, sözde havalenin de içinde bulunduğu hesaplama kalemiyle ilgili faiz ve alternatif gelir hesabı yapılmış olmasının hatalı olduğunu, davalı-karşı davalılar yönünden kısmi talepte bulunulduğunu,davalı-karşı davacıların zimmetlerinde bulundurduğu tahsil edilmiş olan alacaklar yönünden bunların da nemaları ile birlikte hesaplanarak uyarlanması gerektiği, karşı davada iddia edilen alacak kaleminin ıslah edilmediği halde mahkemece ıslah edilmiş gibi kabul edilerek mahsup yapıldığından bahisle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne hükmedilmiş olmasının da hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, takasın ileri sürülebilmesi için taraflar arasında karşılıklı bir borç ilişkisinin mevcut olması ve alacağın takas anında zamanaşımına uğramamış olması gerektiğini, davalılar-karşı davacıların alacaklarının zamanaşımına uğradığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve karşı dava yönünden alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1- 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 174/2. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.”
2-1136 sayılı Avukatlık Kanununun 166. maddesinde,’ Avukat, müvekkili tarafından verilen veya onun namına aldığı malları, parayı ve diğer her türlü kıymetleri, avukatlık ücreti ve giderin ödenmesine kadar, kendi alacağı nispetinde elinde tutabilir’
3-Avukatlık Kanununun 34. maddesinde, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”
4-Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 43. maddesinde de, “Müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerler geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir.” hükmü bulunmaktadır.
3.Değerlendirme
Dosya içeriğine, kararın bozmaya uygun olmasına, ilk derece mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere ve delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.