Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/7158 E. 2023/2027 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7158
KARAR NO : 2023/2027
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1051 E., 2022/1100 K.

KARAR : Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/133 E., 2021/736 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından talep edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonunda;

Dosya içeriğine göre davacılar …, … …, …, …, …, … ve … yönünden reddedilen ve temyize konu edilen manevi tazminat miktarları Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.094TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; bu davacıların temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine, davacı … ve davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra 04.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı asıl … ve vekil Av. … ile davalı vekili Av. Mikail Sakça’nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacılar vekili asıl davada; davacı …’ın 17.10.2010 tarihinde kapısı açık olan davalı şirkete ait trafoya girdiğini ve elektrik akımına kapıldığını, vücudunun tamamına yakınının ağır şekilde yandığını, davalı şirketin kendine ait trafonun denetimini ve kontrolünü yapmadığı için koruma tedbirlerini almaması nedeniyle ağır kusurlu olduğunu, … çocuğun bakıma muhtaç olduğunu ve ileriki yıllarda da bakıma muhtaç olacağını ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davacılardan … için 15.000 TL maddi ve 350.000 TL manevi, anne … ve … … … için ayrı ayrı 100.000’… TL manevi, … …, …, …, … … ve … için ayrı ayrı 50.000’… TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmişler, 17.05.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı …’ın maddi tazminat talebini 392.519,71 TL’ye yükseltilmişlerdir.

2. Davacı … vekili birleşen davada; davacı …’ın elektrik akımına kapılması sonucu vücudunun tamamına yakınının ağır şekilde yandığını, olay tarihinde hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındığını ve çeşitli hastanelerde tedavi gördüğünü, beden bütünlüğünü hemen hemen tamamen kaybettiğini, çalışma gücündeki kayıp nedeniyle fazlaya dair hakları saklı olmak üzere; 265.000 TL tazminat ve ömür boyu malul kalması nedeniyle bakıcı yardımına ihtiyaç duyacak olmasından dolayı 10.000 TL bakıcı gideri talebinde bulunmuştur.

II. CEVAP
Davalı vekili; tarif edilen trafo merkezinin davalı şirkete ait olup olmadığının net olarak bilinemediğini, olayın meydana gelmesinde davacı … ile ve anne-babasının kusurları bulunduğunu, taleplerin fahiş olduğunu savunarak, davaların reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mevcut ceza yargılaması dosyası ile de tespit olunduğu üzere trafo binasının kapısındaki kilit sisteminin olay günü kırık olduğu, gerekli periyodik denetimlerin uygun şekilde yapılması ile bu eksikliklerin daha önce farkına varılması ve giderilmesi mümkün olmakla birlikte periyodik denetimlerin ve neticeten onarımların yapılmadığı, alınan bilirkişi raporlarında belirlendiği şekilde davalının %70 kusurlu olduğu, olay sırasında 12 yaşında olan …’ın elektrik ve trafonun tehlikeleri konusunda gerekli bilgi ve donanıma sahip olamayacağından bu bilgilendirmeleri yapmayan davacı ebeveynlerin ise takdiren %30 oranında kusurlu olduğu ve zarar gören …’ın kaza nedeniyle yaşamı boyunca kalıcı olarak %72 oranında iş gücü kaybı yaşayacağı gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile asıl davada … için 175.000 TL, anne … ve … … … için ayrı ayrı 20.000’… TL, … …, …, …, … … ve … için ayrı ayrı 7.000’… TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, 127.519,71 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı …’a ödenmesine, birleşen davada 265.000 TL maddi tazminat ile 7.312,73 TL bakım gideri alacağının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili; davacı …’nın isminin karar başlığında geçmediğini, manevi tazminatların düşük takdir edildiğini, manevi tazminat talepleri yönünden her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerektiğini, bu nedenle Mahkeme kararının kaldırılarak dava ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.

2. Davalı vekili; kusur oranlarının gerekçede belirtilmediğini, % 100 kusurlu kabul edilmelerinin hatalı olduğunu, ceza dosyasının dikkate alınmadığını, raporların çelişkili ve hatalı olduğunu, kusuru kabul etmediklerini, zarar gören ile ana, … ve üçüncü kişilerin kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini, manevi tazminatların çok olduğunu, % 10 hakkaniyet indiriminin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zarar görenin kusurunun tazminattan indirilmediğini, maddi tazminat hesabının TRH 2010 tablosuna göre yapılması gerektiğini ileri sürerek, Mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı …’ın davalıya ait trafoya girmesi sonucu elektrik akımına kapılarak % 72 oranında malul kalacak şekilde yaralandığı, ceza dosyasındaki kusur raporları ile işbu dosyada alınan kusur raporları birlikte değerlendirildiğinde olayın oluş şekline göre tehlike sorumluluğu bulunan davalı şirketin gerekli güvenlik tedbirlerini almaması nedeniyle %70 oranında, olay tarihinde 12 yaşında olan kazazedenin davalıya ait trafoya girmesine engel olmamaları yönünden ebeveynlerin % 30 oranında kusurlu sayılmaları gerektiği, olayın oluş şekli, tarafların kusur durumu, sosyal ekonomik durumları ve dairenin kaldırma kararı öncesi verilen hükmün istinaf edilmeyerek taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar birlikte değerlendirildiğinde davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davacıların dava ve birleşen davasının kısmen kabulüne, davacı … lehine 50.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine, anne … ve … … … için 20.000’… TL, … …, …, …, … … ve … için 7.000’… TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, 127.519,71 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı ….’den alınarak davacı …’a ödenmesine, birleşen davada 265.000 TL maddi tazminat ile 5.347,13 TL bakım gideri alacağının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. den alınarak davacı …’a ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; hükmedilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu, İlk Derece Mahkemesince davacıların toplam talepleri üzerinden davalı lehine … bir vekalet ücreti takdir edilmiş olup bu husus davalı tarafça istinafa konu edilmediğinden davalı lehine … bir vekalet ücreti takdiri konusunda lehine usuli müktesep hak oluştuğunu ileri sürerek, Bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, elektrik çarpması nedeniyle uğranılan bedensel zarardan kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Tehlike sorumluluğu ve denkleştirme” kenar başlıklı 71 … maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur.”

2. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin “İkinci” bölümünün “Genel Hükümler” başlığı altındaki “Kuvvetli akım tesislerinin güvenliği” alt başlığında yer … 5 … maddesi şöyledir:
“Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır.
Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) dokunulması olanaksız olmalıdır ve ilerideki bölümlerde belirtilen emniyet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır.”.

3.Aynı Yönetmeliğin ‘’bakım ve onarım’’ başlıklı 27 nci maddesi;
“Tesislerin ve aygıtların teknik belgelerinde belirtilen aralıklarda bakım ve onarımları yapılmalıdır. Yapılan bakım ve onarımlar kalıcı bir şekilde kaydedilmelidir.”
36 ncı maddesinin ‘Dokunmaya ya da rastgele dokunmaya karşı korunma:’ başlıklı (c) bendinin 1 … fıkrası;
‘Açık … tesisleri görevli olmayan kimselerin giremeyeceği biçimde kilitli olarak yapılmalıdır.”,
‘Kuvvetli akım tesislerine girmek’ başlıklı 59 uncu maddesi;
‘Kuvvetli akım tesislerine meslekten olmayan kimselerin girmesine ve … gereçler olmadan bunlara dokunulmasına izin verilmez.
Ayrıca tesislerin girişinde işletme personeli için gerekli iş güvenliğimalzemeleri her zaman hazır bulundurulacaktır.
Bu tesislere herhangi bir nedenle geçici olarak herkesin girmesine izin verilirse, meslekten olmayanların, tehlikeye uğramasını önleyecek
önlemler alınacaktır.
Kuvvetli akım tesislerine girilmesi ziyaretçiler için tehlikeli olacaksa bunların ancak işletme tarafından … olarak görevlendirilmiş olan ve
tesisleri tanıyan bir kimsenin gözetimialtında … topluluklar halinde girmesine izin verilir.’

Yine aynı Yönetmeliğin ‘Kuvvetli akım tesislerinin denetimi ve güvenliği
‘ başlıklı 67 nci maddesinin (b) bendi ise;
‘İşletme tarafından tesisin özellikleri göz önüne alınarak belirli aralıklarla denetleme ve yoklamaların süresi hiç bir zaman 2 yılı geçmemelidir.
Yoklama ve bakımların sonuçları düzenli olarak kaydedilmelidir.
‘ şeklinde düzenlenmiştir.

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 56 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; hakimin, … durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan … bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek … durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim; bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.

4. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.

3.Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, dava konusu olay nedeniyle ortaya çıkan zarardan elektrik dağıtımı gerçekleştiren davalı … şirketinin kusursuz sorumlu olduğu, kaza öncesi trafo binasının kapısının kilidinin kırık olduğu, kapı kilit sistemlerinin şartnamelere uygun olmadığı, bu nedenle 3. kişilere yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak tazminat miktarının belirlendiği ve olay tarihinde 12 yaşında olan mağdur çalışmıyor ise de günlük yaşamlarını sürdürürken efor sarf etmesi nedeniyle olay tarihindeki yaşından başlayarak yaşam süresi sonuna kadar hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2. Hakimin, … durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan … bir nitelik taşıyacağından bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek … durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim; bu konuda takdir hakkını kullanırken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.

3. Somut olayda; olayın oluş şekli, vakanın niteliği, gelecek hayatına etkisi, olay tarihi, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı … yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının çok az olduğunun kabulü gerekir. Buna göre asıl davada davacı … için daha yüksek oranda manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.

4. Bozma nedenine göre davacı vekilinin asıl davada hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

5. Davacı vekilinin birleşen davada davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Bölge adliye mahkemesi; re’sen araştırma ilkesinin geçerli olmadığı davalarda ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan kararlar üzerinde incelemesini “taraflarca ileri sürülen” istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapması gerekir. Usuli kazanılmış hakka ilişkin ilkeler istinaf yolu için de geçerlidir.

6. Somut olayda İlk Derece Mahkemesinin 04.07.2019 tarihli ve 2018/5 E., 2019/413 K. sayılı kararında; birleşen davada reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş, bu husus davalı vekilince istinaf edilmemiştir. Bu nedenle, vekalet ücreti ile ilgili, davalı aleyhine ve davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak nazara alınmaksızın, istinaf eden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun’un 370 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar …, … …, …, …, …, … ve … vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

2. Davalı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,

3. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesi uyarınca asıl dava yönünden davacı yararına BOZULMASINA,

4. Bozma sebebine göre davacı vekilinin asıl davada hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

5. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının birleşen davaya ilişkin hüküm fıkrasının (19) numaralı bendinin hükümden çıkartılma suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.