Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/7147 E. 2023/1478 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7147
KARAR NO : 2023/1478
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1066 E., 2022/225 K.
DAVA TARİHİ : 24.04.2018
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Develi 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/119 E., 2019/177 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde taraflardan bir kısmı gelmediğinden, Cumhurbaşkanlığının 11.02.2023 tarihli ve 32101 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 120 numaralı ” Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Kararnamesi ” kapsamında verilen 06.02.2023 tarihinden başlamak üzere 06.04.2023 tarihine kadar durma kararına istinaden Yargıtay Birinci Başkanlığının 13.02.2023 tarihli ve E-84632637/1786 sayılı yazısı ekinde sunulan Yargıtay Başkanlar Kurulunun 13.02.2023 tarih ve 4 sayılı kararının 4 üncü ve 5 inci maddeleri gereği duruşmanın 16.05.2023 tarihine ertelenmesine karar verilmiştir.

Belirtilen tarihte taraflardan kimsenin gelmemiş olduğu belirlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalılardan … ile arasında akdedilen sözleşmeye göre, 1 adet traktörün satışının davalı …’ya devredileceği, ayrıca davalı … adına kayıtlı kredi borcunun kendileri tarafından kapatılacağı, karşılığında davalılar …. ve … tarafından babaları olan diğer davalı … adına kayıtlı bir adet ev ve aracın devrinin gerçekleştirileceği, üstüne de Ziraat Bankası A.Ş. den kredi kullandırılacağının kararlaştırıldığını, davalılar .. ve ….’nın hileli davranışları ile traktör ve konut kredisi borcunun kendileri tarafından kapattırıldığını, karşılığında evin tapusunun devredildiğini ancak traktörün devrinin gerçekleşmediğini, baba Şaban adına mahkeme ve vasinin izni olmadan satışın gerçekleşemeyeceğini, taşınmazın ipoteğinin kaldırılmaması ve traktörün devredilmemesi nedeniyle zarar oluştuğunu ileri sürerek; şimdilik 50.000,00 TL alacağın davalılardan tahsilini talep etmiş, 15.05.2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 88.400,00 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalılar; sözleşmenin davalı … ile davacı … Otomotiv arasında imzalandığını, davalılar … ve… açısından husumet itirazlarının bulunduğunu, satış sözleşmesine istinaden kredinin ödemesi ve traktörün kendilerine satışı yapılması karşılığında baba adına kayıtlı evin ve 38 TY 605 plakalı aracın davacıya verilmesi hususunda anlaşıldığını, anlaşmaya istinaden davacının kredi borcunu ödediğini, davalı …’nın da evin satışını davacıya yaptığını, 38 TY 605 plakalı traktörün devri için davalının notere gittiğini ancak mahkemeden satış izni gerektiğinin söylenildiğini, mahkemeye müracaat ederek satış izni talebinde bulunduklarını, davacı tarafından …’ya teslimi gereken traktörün verilmediğini, davacı tarafa devredilen evin piyasa değeri ile ödenen kredi borcunun eş değerde olduğunu, ipotekle ilgili borç bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı şirket ile davalı … arasında 27.02.2018 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmede davacının 2017 model traktörün devri ile davalının Denizbank’ta mevcut kredi borcunun kapatılacağı, davalının babasına ait 38 TY 605 plakalı traktör ile evi devredeceği, kalan borcu Bankadan çekeceği kredi ile nakit olarak ödemek suretiyle kapatacağının kararlaştırıldığı, sözleşmeye istinaden davacının davalı adına toplam kredi borcu olan 170.370,00 TL’yi 06.03.2018 tarihinde ödediği, davacının 2017 model traktörün devrini ise gerçekleştirmediği, davalı tarafından söz konusu evin satışının davacıya yapıldığı ancak davalı …’nın sözleşmede devredeceğini kararlaştırdığı 38 TY 605 plakalı aracın kısıtlı babasına ait olması nedeniyle davacı şirkete devrinin gerçekleşmediği, sözleşmenin bir kısmı ifa edildiğinden edimler arasındaki farkın tespit edildiği, davacının ödediği kredi borcu karşılığında davalıdan 88.400,00 TL değerinde evi devraldığından, aradaki farkın 81.970,00 TL olduğu gerekçesiyle; davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile 81.970,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlirkte davalı …’dan tahsiline, sözleşmede taraf sıfatlarının bulunmaması nedeniyle diğer davalılar … ve Şaban yönünden davanın usülden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; tanıkların tamamının davalılar … ve …’in birlikte hareket ettiklerini, babaları adına yetki sahibi olduklarını beyan ettiklerini, davalı …’ın kısıtlı olduğunun davalı oğulları tarafından bilindiğini, söz konusu durumun önceden planlandığını, davalı …’in taraf sıfatına haiz olduğunu, traktör ve evin davalı …’a ait olmasının da taraf sıfatına haiz olduğunu gösterdiğini, davalı …’a ait evin kredi borcunun kendileri tarafından kapatıldığını, bu şekilde davalının pasifinde azalma meydana geldiğini, davalı … yönünden taraf sıfatı olmadığı düşünülse dahi sebepsiz zenginleşme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmenin davacı şirket ile davalı … arasında yapıldığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdigi sebepleri tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmistir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı edimler içeren satış sözleşmesi kapsamında imzası bulunmayan davalılar yönünden sözleşmenin bağlayıcı olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Üçüncü kişinin fiilini üstlenme” başlıklı 128 inci maddesi şöyledir.
“Üçüncü bir kişinin fiilini başkasına karşı üstlenen, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.”

2. Davada sıfat, tarafın dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı (husumet), maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Dava şartı olan taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu hâlde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir.

3. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa, dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır (Kuru, Baki; Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt:I., s. 1157 vd.).”

3. Değerlendirme
1. Dava konusu karşılıklı borç yükleyen sözleşmenin davacı şirket ve davalı … arasında imzalandığı görülmektedir. Sözleşme kapsamında bir kısım edimler yerine getirilmiş, davacı şirketin ödediği kredi miktarına karşılık devri yapılan evin değeri arasındaki fark tespit edilmiştir. Diğer davalılar ise sözleşmenin tarafı olmadıklarından kendilerine sorumluluk yüklenmeyecektir.

2. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçelere göre, sözleşme kapsamında sorumlulukları bulunmayan davalılar … ve Şaban yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.