Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/6990 E. 2023/2024 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6990
KARAR NO : 2023/2024
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/25 E., 2022/1192 K.

KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/656 E., 2021/645 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma işlemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Av. … … ile davalı vekili Av. …’ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; 04.12.2007 tarihli kira sözleşmesi uyarınca ödenmeyen 10.09.2009- 10.09.2011 dönemlerine ait kira bedellerini davalının 6111 sayılı kanuna göre yapılandırdığını ancak ödemeleri aksattığından yapılandırma işleminin iptal edildiğini, kalan borç miktarı üzerinden başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; yapılan ihale sonucunda davacı ile 06.12.2007 tarihli ve 10 yıllık kira sözleşmesini imzaladığını, ancak davacının sözleşme konusu suyun kiraya verilmesi hususunda tasarruf yetkisi olmadığı halde kendisini yanıltması sonucunda hata ve hile ile bu sözleşmeyi yaptığını, davacının su kiralama hakkı ve yetkisi bulunmadığını, yetkili kurumun Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü olduğunu, kira sözleşmesine konu suyu kullanmadığı halde güvenerek ödemeler yaptığını, kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu ve kiraya verenin yetkisiz olduğunu öğrendiğini, borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ile Erzurum İl … İdaresinin yapmış oldukları 04.12.2007 tarihli kira sözleşmesi ve şartname incelendiğinde, şartnamenin kira sözleşmesinin eki sayılacağının belirtildiği ve şartnamenin 11 … maddesinde; İl … İdaresinin göstermiş olduğu isale hattının bir yıl içerisinde tamamlanacağı, tesisin tamamının ise ihale tarihinden itibaren iki yıl içinde tamamlanarak hizmete açılacağı, bu süre zarfında işletmeciden … suyu kirası alınmayacağı, belirlenen süre içerisinde tesisin tamamlanamaması halinde alınan kati teminat ve kira bedelinin irat kaydedileceğinin hüküm altına alındığı, 10.09.2009-10.09.2011 tarihleri arasındaki kira bedelinin ödememesi sebebiyle davacının davalıya karşı icra takibi yaptığı, uyuşmazlığın davalı şirketin davacıya kira ödeme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığına yönelik olduğu, davacının kira bedeli ödenmesini talep ettiği 10.09.2009-10.09.2011 tarihleri arasında davalı şirketin henüz tesislerini tamamlayıp suyu kullanmaya başlamadığı, Erzurum İl … İdaresinin ve gerekse sonradan devralan davacının, kiralananı davalı şirkete kullanıma uygun olarak teslim etmediği ve sonrasında da sözleşme süresince kullanıma uygun durumda bulundurmadıkları, aksine başka bir şirket tarafından davalı şirketin kullanımının kısıtlandığı, bu kapsamda kullanıma uygun bulundurulmayan kiralanan için kira bedeli talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğurduğu, davalının ilgili tesisi 08.03.2011 tarihinde bile tamamlayamamış olması ve şartnameye göre tamamlayamadığı için ödediği teminat ve kiraların irat olarak kaydedilmiş olması, yine şartnameye göre tesis tamamlanıp hizmete açılmadan … suyu kirası alınamayacağına dair düzenleme ve kiraya verenin kiralananı kiracının sözleşmede kararlaştırılan şekilde kullanıma uygun şekilde bulundurma taahhüdünü yerine getirmediği hususları birlikte dikkate alındığında, davalının kira bedellerine karşı yaptığı itirazın haklı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; olayda Türk Borçlar Kanunu’na göre … nitelikli olan ve şartnamede belirtilen 2886 sayılı Kanun’un uygulanması gerektiğini, kiralananın … suyu olduğunu, ihale şartnamesinin 4 üncü maddesine göre davalının ilgili yönetmelikteki hususları tam olarak yerine getirmesi ve bütün tesisleri (isale hattını 1 yıl, diğer tesisleri 2 yıl sonunda) inşa ederek tamamlaması gerekirken idarenin tüm iyi niyetli yaklaşımına rağmen yerine getirmediğini, tesislerin tamamlanarak kiralanan … suyunun kullanılmasının davalının iktidarında olduğunu, buna rağmen tanınan sürelerde tesisleri bitiremediğini, tesislerin ne zaman tamamlandığından bağımsız olarak … suyunun kullanıma hazır olduğunu, Mahkemenin kiralananı kullanıma uygun bulundurmadığına dair kabulün de yerinde olmadığını, ayrıca davalının takibe esas borcu yapılandırma ile kabul ettiği göz ardı edilerek 6111 sayılı Kanun hükümlerinin dikkate alınmadığını, yapılandırma kapsamında yapılan ödemeler düşülerek bakiye alacak yönünden icra takibi yapıldığını, yapılandırmanın kurum ile borçlu arasında bir sözleşme olması, borçlunun bu sözleşmeyi kabul etmek zorunda olmamasına rağmen … iradesi ile imzalayan borçlunun artık dava açamayacağı ve belirtilen duruma yargı kararı ile müdahale imkanın bulunmadığı hususlarının gözetilmediğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Erzurum 1. İcra Dairesinin 2016/1659 E. sayılı takip dosyasında, davacı tarafından … kişi borçlular Sıtkı, … aleyhine, “25.01.2016, 1 adet kira ve 1 adet gecikme zammı” sebep gösterilmek suretiyle, toplam 2.684.746,42 TL’nin tahsili için 09.02.2016 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı, takip borçluları tarafından 16.02.2016 tarihinde ayrı ayrı takibe itiraz edildiğinden takibin borçlular yönünden durduğu, eldeki davanın ise takip borçlularından yalnızca davalı aleyhinde açıldığı, itirazın iptali davasının amacının itiraz üzerine … ilamsız icra takibinin devamını sağlamak olduğu, itirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla … bir takibin varlığının dava şartı olup, 6100 sayılı HMK’nın 115 … maddesi uyarınca dava şartının varlığının yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği, davaya konu icra takibinde maktu icraya başvurma harcı ile nispi peşin harcın ödenmediği, harcı yatırılarak yöntemince yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından, takibe yapılan itirazın iptali için açılan eldeki davanın da dayanağı ve dava şartı bulunmadığı, Mahkemece, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, kabule göre de; takip talebinde alacağın sebebi olarak “25.01.2016 tarihli 1 adet kira ve gecikme zammı” gösterilmiş olup sözleşmeyi niteleyici herhangi bir unsura talepte yer verilmediği, alacağın dayanağı kira sözleşmesinin de takip talebine eklenmediği, takip talebine eklenen “Borç Durum Raporu” başlıklı belgede ise yalnızca dava dışı diğer takip borçlusu Sıtkı ismi yazılı olup davalı borçlunun isminin bulunmadığını, bizatihi kendisi bir borç sebebi ve dayanağı teşkil eden ancak takipte dayanılmayan 05.09.2017 tarihli kira sözleşmesinin itirazın iptali davasında kullanılması ve hükme esas alınmasının davanın niteliği ile bağdaşmadığı gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine ilişkin olarak ve dava şartı yokluğu nedeniyle kabulü ile hükmün kaldırılmasına, yeniden hüküm kurmak suretiyle; harcı yatırılarak yöntemince yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nın 114/2 ve 115 … maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; usulsüz takip tespitinin doğru olmadığı, icra takibi başlatıldığında müvekkili İdarenin harç muafiyetine ilişkin talebinin icra müdürlükleri ve mahkemelerce kabul edildiğini, bahsi geçen takibin bu döneme rastladığını, yerleşik yargı kararları gereği harcın ikmali yoluna gidilmesi gerektiğini, icra takibinin harcının dava şartı olarak değerlendirilmesinin isabetsiz olduğu gibi aynı zamanda icra müdürlüğünün yetkisini gasp mahiyetinde olduğunu, ayrıca müvekkili kamu idaresinin harç muafiyetine ilişkin olumsuz içtihatların oluşması ile beraber bu kararlara riayet edildiğini, kararda kabule göre de; takipte dayanılmayan 05.09.2017 tarihli kira sözleşmesinin itirazın iptali davasında hükme esas alınamayacağı gerekçesine yer verildiğini; davalının istinaf başvurusu olmadan ve savunmasında ileri sürmediği sebeplerinin incelenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı borçlu tarafından dayanak belgelerin takibe eklenmediğini ileri sürerek; takibin iptalinin istenilmediğini, ayrıca dayanak belgenin borçluya tebliğ edilmemesi halinde şikayet yoluna başvurulması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun (492 sayılı Kanun) 29 uncu maddesi “İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır. Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.  İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.”

2.Yine aynı Kanun’un 32 nci maddesi uyarınca; yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz.

3.Değerlendirme
1. Davacı kiraya veren tarafından, davalı kiracı aleyhine 09.02.2016 tarihinde icra takibi başlatılmış olup icra harçları ödenmemiştir. Yine davacı tarafından, dava açılırken de harç yatırılmamış ancak yargılamada Mahkemece, takip konusu alacak miktarı üzerinden harç tamamlatılmıştır. 492 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi uyarınca, yatırılacak icra harcının, itirazın iptali davası açılırken mahsubu gerekeceğinden ve yargılamada harç tamamlandığından, icra takibi başlatılırken harç yatırılmamış olması eksiklik olarak kabul edileyemeyeceği gibi sonraki aşamalarda eksik harcın tamamlanması imkanı bulunduğundan icra takibini de geçersiz kılmayacaktır. Ayrıca, takipteki eksikliğin icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülmesi gerekmekte olup, bu hususta Mahkemenin yetkisi bulunmamaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemesince; kabule göre de alacağın dayanağı kira sözleşmesinin takibe eklenmediği, sözleşme bilgilerinin yer almadığı, takipte dayanılmayan kira sözleşmesinin hükme esas alınamayacağı ifade edilmiş ise de, alacağın kira alacağı olduğu takipte açıkça gösterilmiştir. Ayrıca kira sözleşmesinin dava dosyasına sunulması karşısında, alacağın hangi döneme ait olduğunun dava dilekçesinde açıklamasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Kaldı ki yine bu eksikler de şikayet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürülebilecektir.

3.Bu nedenle; Bölge Adliye Mahkemesince; toplanan deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ve eksik inceleme ile davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.