Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/6909 E. 2023/1477 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6909
KARAR NO : 2023/1477
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
EK KARAR TARİHİ : 12.11.2020
SAYISI : 2020/1630 E., 2022/1188 K.
DAVA TARİHİ : 16.10.2017
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/828 E., 2020/28 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar … ve DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar … ve DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı … vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde taraflardan bir kısmı gelmediğinden, Cumhurbaşkanlığının 11.02.2023 tarihli ve 32101 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 120 numaralı ” Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Kararnamesi ” kapsamında verilen 06.02.2023 tarihinden başlamak üzere 06.04.2023 tarihine kadar durma kararına istinaden Yargıtay Birinci Başkanlığının 13.02.2023 tarihli ve E-84632637/1786 sayılı yazısı ekinde sunulan Yargıtay Başkanlar Kurulunun 13.02.2023 tarih ve 4 sayılı kararının 4 üncü ve 5 inci maddeleri gereği duruşmanın 16.05.2023 tarihine ertelenmesine karar verilmiştir.
Belirtilen tarihte gelen davalı … vekili Avukat İbrahim Yiğit’in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; elektrik teknisyeni olup serbest çalıştığını, davalı … şantiyesine ait alçak gerilim hattı elektrik direği arızasının giderilmesi için çağrıldığını, çalışma esnasında elektrik akımına kapılarak ağır yaralandığını, alçak gerilim hattının davalı … tarafından kurulduğunu, ancak lisans, izin ve abonelik işlemlerini diğer davalı …’ın yaptığını, dereden baraja su akıtmak için enerji temin işinin davalı Berk İnşaat tarafından gerçekleştirildiğini, kazaya sebep olan direk ve panonun bu firmaya teslim edildiğini, davalıların sorumluluklarının bulunduğunu, olay nedeniyle iş gücü kaybına uğradığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 18.11.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 210.740,71 TL’ye artırmıştır.

II. CEVAP
1. Davalı …; elektrik satışı yaptığını, elektrik hattı tesis etme görevi olmadığını, bu nedenle husumetin yöneltilemeyeceğini, olayın davacının diğer davalı …’ye ait elektrik direğine tırmanması sonucu meydana geldiğini, zararın sorumlusunun davacı ve davalı … olduğunu, kendilerine kusur atfedilemeyeceğini, illiyet bağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı …; idari yargının görevli olduğunu, olayın meydana geldiği direğin mevzuata uygun konulduğunu, söz konusu yerdeki şantiyenin atıl vaziyette olduğunu, davacının kendileri tarafından çağrılmadığını, davacıya işveren kişinin kendileriyle ilgisi bulunmadığını, iş ihale edilen davalı Berk şirketinin şantiyeyi kullandığını ancak izin almadığını, tüm aboneliklerin kendileriyle yapıldığını, olay tarihinden sonra 16.05.2017 tarihinde şirketle protokol düzenlendiğini, olayın meydana gelmesinde davacının asli kusurunun bulunduğunu, kendilerine kusur atfedilemeyeceğini, teknik inceleme raporundaki hatlar arasındaki mesafeye ilişkin elektrik şirketinin sorumluluğu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

3. Davalı Berk Yapı; olayın tesisat arızasından kaynaklandığını, söz konusu binanın DSİ tarafından kendilerine tahsis edildiğini, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek olaya sebebiyet verdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının arıza gidermek için çıktığı elektrik direğinde elektrik akımına kapılarak yaralandığı, 18.07.2019 havale tarihli bilirkişi heyet raporuna göre davalı elektrik şirketinin %30, davalı …’nin %20 ve davalı Berk Yapı. Ltd. Şti.nin ise %10 kusurlu bulunduğu, adli tıp kurumu raporuna göre davacının % 36 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve 180 gün geçici işgöremezliği bulunduğu, davalıların müteselsilsen sorumlu oldukları, davacının olay nedeniyle elem ve ızdırap duyduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 210.740,71 TL maddi tazminat ve 25.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan … ve DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı … vekili; husumet itirazının irdelenmediğini, elektrik hattı tesis edilmesinden sorumlu olmadığını, perakende satış faaliyeti yürüttüğünü, EPDK’ya müzekkere yazılarak bilgi alınması gerektiğini, denetim yükümlülüğü bulunmadığı için kusur atfedilmeyeceğini, bilirkişi raporunda da dağıtım şirketinin sorumluluğunun belirtildiğini, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, davalı …’nin tesis ettiği direğe tırmanması sonucu olayın meydan geldiğini, 08.04.2019 tarihli raporda kusur verilmediğini, 10.06.2019 tarihili raporda ise husumet itirazı değerlendirilmeden kusur atfedildiğini, kusurun gerekçesi gösterilen OG hattının bakım ve onarım yetkisinin dağıtım şirketinde olduğunu, 18.07.2019 tarihli raporda da dağıtım şirketini kusurlu bulunduğu, hattın TEDAŞ döneminde yapıldığını, mevzuata aykırılık nedeniyle kusur verilemeyeceğini, zarar görenin ağır kusuruyla illiyet bağının kesildiğini, kusur raporunun hatalı olması nedeniyle hesap raporunun da hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı … vekili; ilk raporda kusur oranlarının açıkça belirtilmediğini, ikinci raporda % 10 kusur verildiğini, son raporda ise gerekçe gösterilmeden % 20 oranında kusur verildiğini, raporun esas alınamayacağını, proje uygun direk konulduğunu, mevcut şantiyenin atıl vaziyette olduğunu, arızanın bildirilmediğini, elektrik işi veren kişinin kendileri olmadığını, diğer davalı şirketin yüklenici olduğunu, izin almadan şantiyeyi kullandığını, davacının asli kusurlu olduğunu, gerekli önlemleri almadığını, bakım ve onarım eksikliği bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde AG ve OG hattı mesafesinin kısa olmasının sebebiyet verdiğini, bu hatanın …’tan kaynaklandığını, söz konusu husus dikkate alınmadan kendilerine kusur verildiğini, uyarı levhası ve korkuluk bulunmaması yönünden kusur verilmiş ise de, davacının gerekli belgelere sahip elektrikçi olduğunu, AG hattını kendilerinin yapmış olmasının onay veren …’ın sorumluluğunu kaldırmadığını, maddi ve manevi tazminat tutarları fahiş olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan kusur bilirkişisi raporlarının olaya ve dosya kapsamına göre yerinde olduğu, her üç raporda da davacının asli kusurlu olduğunun belirlendiği, davalıların kusurlarının iç ilişkilerinde önemli olduğu, eylem nedeniyle her üç davalının da sorumluluğunun bulunduğu, davalıların kusura ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, davalıların manevi tazminatın miktarına yönelik herhangi bir istinafları bulunmadığı gibi maddi tazminatın miktarına, kusur indirimi hariç aktüerya raporuna yönelik açıkça istinafları bulunmadığından bu yönde inceleme ve değerlendirme yapılamayacağı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar … ve DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı … vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarla, maddi ve manevi tazminat taleplerine dayanak göstermediğini, tazminat miktarlarının sebepsiz zenginleşmeye yol açacağı hususlarını ekleyerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı … vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarla, maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğu hususlarını ekleyerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, elektrik akımına kapılarak yaralanma nedeniyle işgöremezlik ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) ‘’Tehlike sorumluluğu ve denkleştirme ‘’ kenar başlıklı 71 inci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur.”

2. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin ‘’İkinci’’ bölümünün ‘’Genel Hükümler’’ başlığı altındaki ‘’Kuvvetli akım tesislerinin güvenliği’’ alt başlığında yer alan 5 inci maddesi şöyledir:
“Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır.
Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) dokunulması olanaksız olmalıdır ve ilerideki bölümlerde belirtilen emniyet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır.”
3. Aynı Yönetmelik’in ‘’bakım ve onarım’’ 27 nci maddesi ise şöyledir:
“Tesislerin ve aygıtların teknik belgelerinde belirtilen aralıklarda bakım ve onarımları yapılmalıdır. Yapılan bakım ve onarımlar kalıcı bir şekilde kaydedilmelidir.”

3. Değerlendirme
1. Somut olaya ilişkin hükme esas alınan 17.07.2019 tarihli kusur raporunda; davalı elektrik şirketinin OG hattının, davalı …’nin AG hattının gerekli emniyet, bakım ve işletme tedbirlerini almadığı, davalı Berk şirketinin de kesinti için ihbarda bulunmadığı, davacının bu şekilde çalışmasına müsaade ettiği ifade edilerek kusurlu bulundukları, davalıların sorumlulukların belirlenmesine yönelik işbu tespitlerin yerinde olduğu anlaşılmaktadır.

2. Her ne kadar davalı elektrik perakende satış şirketi tarafından husumet itirazında bulunulmuş ise de, olaya sebebiyet veren hattın işletilmesinden kaynaklı sorumluluğu devam ettiğinden itirazı uygun bulunmamıştır.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde ifade edildiği üzere, davalıların manevi tazminat miktarına yönelik herhangi bir istinafları bulunmadığı gibi maddi tazminatın miktarına, kusur indirimi hariç aktüerya raporuna yönelik açıkça istinaf talepleri olmadığı, istinaf aşamasında ileri sürülmeyen bu hususlar sonradan temyiz sebebi yapılamayacağından, bu hususlara ilişkin temyiz itirazları dikkate alınmamıştır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun bulunduğundan, davalıların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı …’a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.