YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6882
KARAR NO : 2022/8535
KARAR TARİHİ : 07.11.2022
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, Konya barosuna kayıtlı avukat olarak mesleki faaliyetlerini yürüttüğünü, davalı ile mirasçılık sıfatından dolayı üzerinde mülkiyet hakkının bulunduğu gayrimenkuller için satış yolu ile ortaklığın giderilmesi davası açılması ve bu davaların takibi hususunda 25/11/2019 tarihli Avukatlık Sözleşmesi imzaladığını, sözleşmede vekalet ücretinin belirlendiğini, bu anlamda Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/195 Esas ve Konya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1750 Esas sayılı dosyasını takip ettiğini, davalının vekilliğini yaptığı süreçte Konya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1895 Esas sayılı dosyasından taşınmazlar yönünden keşif yapıldığını ve bilirkişi raporu alındığını, yine Konya 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1750 Esas sayılı dosyasında da dilekçeler aşamasının tamamlandığını ve ilk duruşmaya girdiğini, davalının dosyalarını titizlikle takip ettiğini ve vekillikten kaynaklanan sorumluluğunu büyük bir sadakat ve özenle yerine getirdiğini, masraf haricinde hiç bir ücret almadığını, davalının 21/09/2020 tarihinde Konya 6.İcra Noterliğinin 10453 yevmiye numaralı azilnamesi ile hiç bir sebep belirtmeden kendisini azlettiğini, azilnameyi tebliğ aldıktan sonra dosya görevinden çekildiğini, haksız azil nedeniyle alacağına kavuşamadığını belirterek fazlaya dair hakkı saklı kalmak koşuluyla şimdilik 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, sözleşmenin 4. maddesinde ”hissesine düşen kadarının %15’i oranında vekalet ücreti olarak” düzenlemesi ile vekalet ücreti kararlaştırıldığı, bu haliyle ortaklığın giderilmesi davasında dava değeri ve/veya hükmolunan miktar belirli olmadığı, ‘dava olunan veya hükmolunan şeyin belli bir yüzdesi’ şartını taşımadığı, bu anlamda geçersiz olduğu, davacı tarafından geçersiz olan sözleşmeye dayanarak sözleşmede kararlaştırılan ücretin talep edilmesinin mümkün olmayacağı, davacının haklı nedenlerle azledildiğinin ispatlanamadığı, Konya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1895 Esas sayılı dosyası ve Konya 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1750 Esas sayılı dosyası kapsamında her iki dava yönünden akdi vekalet ücreti olan 2.268,00 TL’nin toplamı olan 4.536,00 TL vekalet ücreti alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 20/09/2022 tarihli yazısında; mahkemece, taraflar arasındaki avukatlık sözleşmesinin ücrete dair hükmü dikkate alınarak vekalet ücretinin belirgin olduğu kabul edilip, ortaklığın giderilmesi dosyası temin edildikten sonra gerekli inceleme ve değerlendirme yapılıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Dava, haksız azil nedeniyle vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki ihtilaf, 15/09/2014 tarihli avukatlık sözleşmesinin ücrete ilişkin düzenlemesinin geçerli olup olmadığı noktasındadır.
Avukatlık Kanunu’nun 163/1. maddesinde, “Avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenlenir. Avukatlık sözleşmesinin belli bir hukuki yardımı ve meblağı yahut değeri kapsaması gerekir.” düzenlemesi mevcuttur. Avukatlık ücreti avukatın vekalet hizmetine karşılık olarak avukatla iş sahibi arasında serbestçe kararlaştırılabilir ise de, ücret tarifesindeki asgari miktarın altında kalan bir ücret karşılığında iş ve dava kabulü de ayrıca yasaklanmıştır. Öte yandan avukatlık ücreti belli bir miktarı da kapsamalıdır. Şu kadar ki hasılı davaya iştirak olmamak, davada gösterilen başarıya göre değişmek ve yüzde yirmi beşi aşmamak kaydıyla dava olunan veya hükmolunan şeyin belli bir yüzdesinin de avukatlık ücreti olarak kararlaştırılması mümkündür (Av. Kanunu madde 164/1-2-3). Bu durumda dava olunan veya hüküm altına alınan şeyin değeri ile avukatlık ücreti arasında herhangi bir bağlantı kurulmamaktadır. Bu koşullar altında avukatlık ücreti belli bir miktarı kapsamak üzere serbestçe kararlaştırılabilir.
Somut olayda davacı avukat ile davalı arasında düzenlenen 25.11.2019 tarihli Avukatlık Sözleşmesinin 2. maddesinde; avukatın üzerine aldığı işin, müvekkilinin mirasçısı olduğu taşınmazlarda satış suretiyle ortaklığın giderilmesi için açılacak davada müvekkili olan davalıyı temsil etmek olduğu belirlenmiş olup, vekalet ücreti başlıklı 4. maddesinde ise; “Yapılacak olan iş için iş sahibi tarafından avukata, dava konusu taşınmazların Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu tarafından satıldığı değerinin iş sahibinin hissesine düşen kadarının %15’i (yüzde on beşi) vekalet ücreti olarak ödenir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. 25.11.2019 tarihli sözleşmenin, Avukatlık Kanunu 163/1. maddesinde aranan belli bir hukuki yardımı kapsadığı, hangi hukuki yardım ve iş için ücretin kararlaştırıldığının belirli olduğu ve ancak 25.11.2019 tarihli avukatlık sözleşmesinin 4. maddesi dava konusu mal, alacak veya hak gibi kıymetlerden bir kısmının avukata ait olacağı şekilde düzenlendiği ve hasılı davaya iştirak niteliğinde olduğu, sözleşmenin geçerli olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 25.11.2019 tarihli Avukatlık Sözleşmesinin ücrete yönelik hükümlerinin geçerli olmadığının kabulü gerekmektedir.
O halde mahkemece, verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dava dosyasının mahalline iade edilmek üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 07.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.