YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6608
KARAR NO : 2023/2014
KARAR TARİHİ : 03.07.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2830 E., 2022/1325 K.
KARAR : Davanın zamanaşımından reddi, davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/593 E., 2019/675 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın bir kısım davalılar yönünden davanın zamanaşımından reddine, bir kısım davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalılar …, … ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı ve davalıların başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz ve davalılar …, … ve … vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat … … … ile davalılar …, …, … vekilleri Avukat …, Avukat … ile diğer davalılar …, … vekili Avukat … ve davalı … … vekili Avukat …’ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların vekili olarak davalılardan olan masraf alacağının ödenmesi için İstanbul 28. Noteriliğinin 24.12.2010 tarihli ve 26087 ve 26088 yevmiyo nolu ihtarlarının keşide edildiğini, söz konusu ihtarnamenin davalıların tümüne tebliğ edildiğini, ihtarnamelerin tebliği ile birlikte davalıların temerrüde düşürüldüğünü, temerrütle birlikte müvekkilinin alacağına faiz işlemeye başladığını, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/127 E. sayılı dosyası ile bu alacağın tahsili için dava açıldığını ancak dosyada talep ettikleri masraf alacağına işlemiş faizin tahsili noktasında herhangi bir beyanları olmadığını, faiz alacağından açıkça feragat edilmediği sürece bu alacağın hukuki varlığını koruduğunu, Mahkemenin 2012/127 E., 2015/375 K. sayılı 06.05.2015 tarihli hükmü ile 1.435.334,38 TL’ nin davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verildiğini ve kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2015/39080 E., 2016/12973 K. sayılı 12.05.2016 tarihli ilamı ile onandığını, davalıların temerrüde düşürüldüğü tarih olan 01.01.2011 ile takip açılış tarihinden 1 … öncesine ait olan 15.06.2016 tarihleri arasında mahkemece hüküm altına alınan 1.435.334,38 TL’ye işlemiş olan faiz alacaklarının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını ancak davalıların takibe itiraz ettiğini beyan ederek; davalıların itirazının iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine %20′ den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar Şadiye Naval … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya zaman aşımı yönünden itirazları olduğunu, faiz alacağını talep ve dava hakkı zamanaşımına uğramış olmakla beraber, faiz alacağı zamanaşımına uğrayıncaya kadar bu faizin ifasını isteme hakkının saklı tutulmadığını, 18.03.2009 tarihinde vekaletten azille zamanaşımının işlemeye başladığını, 5 yıllık zamanaşımının dolduğu 18.03.2014 tarihine kadar da faiz istenmediğini ve faiz hakkının saklı tutulmadığını, dava konusu olayda değişen oranlarda temerrüt faizi işletilemeyeceğini, müvekkillerinin ticari işletmeleriyle ilgili olmadığından davada ancak %9 yasal faiz istenebileceğini, davacının icra inkar tazminatı isteyemeyeceğini savunarak davanın zamanaşımı yönünden ve esastan reddine karar verilmesini ve davacının tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
2. Davalı … vekili 01.03.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/127 E., 2015/375 K. sayılı dosyasında davacı tarafça faiz talep edilmediğini, dayanılan mahkeme kararında alacağın temelinin vekalet akdi olduğu açıkça yazılı olduğu halde davacının kendiliğinden ticari işlere özgü faiz talebinin haksız olduğunu, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp karara bağlanan alacakların hukuki sebebinin vekalet akdine bağlandığını ve bu hususun nihai kararda açıkça yer aldığını, eldeki davaya konu edilen faiz alacaklarının zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Diğer davalılar süresi içinde davaya cevap vermemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ”davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacının, davalılar …, … ve … aleyhine açtığı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davacının, davalılar … ve … aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile; bu davalıların Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2015/8498 E. sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın ¨864.319,46 TL asıl alacak yönünden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, davacının, davalı … Üçkoymaz aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile; bu davalının Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2015/8498 E. sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın ¨866.678,92 TL asıl alacak yönünden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanun’un 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalılar vekillerinin kötüniyet tazminat taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine” karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalılar …, … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece zamanaşımı değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, 31.01.2019 tarihli duruşmada zamanaşımı itirazının reddine karar verildiğini, buna rağmen karar duruşmasında bir takım davalılar yönünden alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle red kararı verildiğini, mahkemenin faiz alacağının kendine özgü hukuki ntieliğinde ve bu alacağa ilişkin zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı tarihte yanılgıya düştüğünü, asıl alacak ve tazminat zamanaşımı süreleri ileriye doğru işlerken bağımsız faiz davalarında zamanaşımı süresinin davanın açıldığı tarihten geriye doğru hesaplanması gerektiğini, Yargıtay içtihatlarının bu yönde olduğunu, davalı … tarafından yasal süre içerisinde cevap dilekçesi verilmediğini, bu nedenle zamanaşımı definin ileri sürüldüğünün kabul edilemeyeceğini beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın tamamının kabulüne karar verilmesini talep ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
2. Davalılar …, … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın hukuka, yasalara, hak ve nesafete aykırı olduğunu, gelinen aşamada müvekkili olan davalıların … hukuki yararı bakımından zamanaşımının dosya bakımından dolmadığını, temerrüt faiz alacağının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, önceki kararın verildiği tarihte asıl alacağın zamanaşımına uğramadığını, kararın verilmesiyle zamanaşımının kesilerek yeniden başladığını, cevap dilekçelerinin süresinde dosyaya verildiğini ancak dosya arasına girmediğini, mahkemece taleple bağlı olma ilkesinin uygulanmadığını, mahkemece faiz türü hakkında da hatalı karar verildiğini, davacı şirketin ticari işletmesiyle ilgili bir işlem olmadığını, mahkeme kararıyla diğer borçluların ödeyeceği miktarın da müvekkillerine yüklendiğini beyan ederek; kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ”Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, ayrıca alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu” gerekçesiyle istinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacı ve davalılar …, … ve …’ın istinaf kanun yolu başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalılar …, … ve … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde yer … beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar …, … ve … vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde yer … beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan masraf alacağının faizinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c bendi gereği ”Mahkemenin görevli olması” dava şartlarındandır.
2. 6100 sayılı Kanun’un 115 … maddesinin birinci fıkrası gereği; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Yine aynı Kanun’un 115 … maddesinin ikinci fıkrasının 1 … cümlesinde Mahkemenin, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği düzenlenmiştir.
3. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4 üncü maddesinin birinci fıkrası; ”Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan … hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 … maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin … hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan … hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.” şeklindedir.
4. 6102 sayılı Kanun’un 5 … maddesinin üçüncü fıkrası gereği; Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
5. 6098 sayılı Kanun’un 502 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.
6. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasıda; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden … veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, …, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır.
3.Değerlendirme
1. Yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup, dava şartlarının Mahkemece davanın her aşamasında araştırılması ve dava şartı yokluğu durumunda davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta davalılardan …, … ve … tarafından Bakırköy 5. Noterliğinde düzenlenen 25.04.2005 tarihli ve 12428 yevmiye numaralı vekaletname ile adı geçen davalılara ait olduğu bildirilen … … Mahallesi 70 pafta 222 ada 17 ve bu parsellerle bağlantılı olarak 19, 14 ve 18 sayılı parsellerle ilgili olarak, yine tüm davalılar tarafından aynı noterlikte 16.09.2005 tarihinde düzenlenen 28571 yevmiye numaralı vekaletname ile … … Mahallesi 70 pafta 222 ada 17 sayılı parselle ilgili olarak vekaletnamelerde yazılı işlemleri gerçekleştirmek üzere davacı şirketin vekil tayin edildiği anlaşılmaktadır.
6102 Sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinde hangi davaların ticari dava olduğu belirlenmiş olup, taraflar arasında vekalet akdinden kaynaklı eldeki uyuşmazlığın, Kanun’da belirtildiği şekilde mutlak ticari dava ya da nisbi ticari dava kapsamında kalmadığı, vekalete ilişkin hükümlerin 6098 Sayılı Kanun’da düzenlendiği ve tüketici işlemi niteliğinde bulunan vekalet akdinden kaynaklı uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olacağı, tüketici işlemi niteliğinde olmayan uyuşmazlıklarda ise genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olacağı anlaşılmakla; mahkemece taraflar arasındaki ilişki kapsamında davaya bakmakla görevli mahkemenin tespit edilmesi ve dava ticari nitelikte bir dava olmadığından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken görevsiz olduğu halde işin esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2. Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda V(C)-3/1.bentte yazılı gerekçeyle görev yönünden BOZULMASINA,
3. Bozma nedenine göre davacının ve davalılar …, … ve …’in temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.