YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6436
KARAR NO : 2022/8804
KARAR TARİHİ : 22.11.2022
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kabulüne, dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun reddine, yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılardan … Arazi Geliştirme İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş. ile 07.12.2017 tarihinde “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Ve inşaat Yapım Sözleşmesi” ile “Düzenleme Şeklinde Beyan Kabul Ve Taahhütname” imzalayıp, bu sözleşmeler uyarınca: davalı şirket İstanbul İli … ilçesi … adıyla maruf projede konut satın aldığını, sözleşmedeki bedel ve şartlarla KDV dahil 1.680.000,00 TL. bedel karşılığında satın almayı kabul ettiğini, anlaşmaya istinaden 27/11//2017 tarihinde 50.000,00 TL, 29/11/2017 tarihinde 50.000,00 TL, 04/12/2017 tarihinde 750.000,00 TL , 08/12/2017 tarihinde 150.000,00 TL olmak üzere toplamda 1.000.000,00 TL tutarı banka yolu ile nakit olarak davalı şirkete ödendiğini ve sözleşmede yer alan ödeme planına dayanılarak geriye kalan bakiye bedel içinse keşide tarihleri 07/12/2017 olan ve 15.09.2018 vade tarihli 340.000,00 TL ve aynı düzenleme ve 30/12/2018 vade tarihli 340.000,00 TL bedelli iki adet emre yazılı senet düzenletildiğini, davalı şirketin sözleşmeler ile yüklendiği edimlerini yerine getirmediğini, tüketicilerden aldığı senetleri de şirketin alacağı krediler için banka dahil 3.kişilere ciro ederek birçok kişiyi mağdur ettiğini, ayrıca sözleşme imzalandıktan itibaren 36 ay içerisinde konutu teslim etme yükümlüğü mevcut iken, söz konusu 07.12.2017 tarihli sözleşme ve taahhütnamenin imzalanmasının üzerinden 8 ay geçmiş olmasına rağmen henüz konut yapımına dahi başlanılmadığını ileri sürerek, kanuna aykırı şekilde düzenlenmiş olan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, senetlerin geçersizliğinin tespit ile iptaline ve iadesine karar verilmisini istemiştir.
Davalı …, davalı … Arazi Geliştirme San.Tic.A.Ş’nin Banka Şişli Meydan Şubesi kredili müşterisi olması nedeniyle 03.03.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca davacıdan bağımsız olarak ticari kredi ilişkisi içine girdiğini, davalı şirketin, tahsil edildiğinde karşılığı bankaya olan kredi borcundan mahsup edilmek üzere davaya konu edilen 340.000,00 TL bedelli senedi, kanuni usulüne uygun ciro yolu ile iyi niyetli üçüncü kişi olan bankaya devir ve teslim ettiğini, davaya konu edilen kıymetli evrakın kendini doğuran hukuki işlemden mücerret olduğunu, keşideci ve lehtarın kendi aralarında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkiden kaynaklanan def’ilerin iyi niyetli üçüncü kişi olan bankaya karşı ileri sürülebilmesinin hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı … A.Ş., davalı şirketin, 340.000,00 TL bedelli senedi, kanuni usulüne uygun ciro yolu ile iyi niyetli üçüncü kişi olan bankaya devir ve teslim ettiğini, davaya konu edilen kıymetli evrakın kendini doğuran hukuki işlemden mücerret olduğunu, keşideci ve lehtarın kendi aralarında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkiden kaynaklanan def’ilerin iyi niyetli üçüncü kişi olan bankaya karşı ileri sürülebilmesinin hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı … Arazi Geliştirme İnşaat San. Ve Tic. A.Ş., davanın reddini dilemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile; davaya konu olan 07/12/2017 düzenleme, 15/09/2018 vade tarihli 340.000,00 TL bedelli ve 07/12/2017 düzenleme, 30/12/2018 vade tarihli 340.000,00 TL bedelli senetlerin davacı yönünden geçersizliğinin tespiti ile bu senetlerin davacı yönünden iptaline, davacının bu senetler nedeni ile davalılara borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiş, hükme karşı davacı ile davalılar Türk Ekonomi Bankası, Akbank A.Ş., tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, takip konusu senetlerin davacı ile davalı müteahhit firma arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak taksitlerin teminatını teşkil edecek şekilde düzenlendiği, senetlerde keşidecinin davacı … lehtarın … Arazi Geliş. İnş. San. Tic. A.Ş. olduğu ve emre muharrer düzenlendiğinin anlaşıldığı, 6502 Sayılı Yasa’nın 4/5. fıkrası gereğince tüketici işlemi nedeniyle düzenlenen senedin nama düzenlenmemiş olması sebebiyle geçersiz olduğu, tüketici yönünden senedin geçersiz sayılması nedeniyle davacı tüketici bakımından iptaline (geçersizliğine) karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı ile davalılar arasında herhangi bir sözleşme bulunmaması ve davalıların davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olmaları sebebi ile yargılama harç ve vekalet ücretinden davalı …A.Ş. ve davalı …Ş.’nin sorumlu tutulmamasına dair mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı ile davalı bankalar tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
1- Davalılar Türk Ekonomi Bankası A.Ş. ile Akbank A.Ş. nin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede ; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Davacı eldeki dava ile, kanuna aykırı olarak düzenlenen senetler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davaya konu senetler davalı bankaya ciro edilmiş, davalı … 15.12.2017 tarihli, davalı … ise 20.12.2017 tarihli ihbarname ile senetlerin elinde olduğunu ve vadesinde ödenmesi için bildirimlerde bulunmuşlardır. Davacı, davalılara gönderdiği 17.07.2018 tarihli ihtarname ile senetlerin geçersiz olduğunu ihtar ederek iadesini talep etmiştir. Bu durumda mahkemece davalı bankalarında yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan kararın düzeltilerek onanması HMK’nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının (4),(5),(6), bendinde yer alan ” davalı … Arazi Geliştirme İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinden alınarak ” sözlerinin hükümden çıkartılarak, yerine ” davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ( davalı … Arazi Geliştirme İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tamamından, davalı bankalar ise yarısından eşit miktarda sorumlu olmak kaydıyla) sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, dosyanın ilk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.