Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/6431 E. 2022/8803 K. 22.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6431
KARAR NO : 2022/8803
KARAR TARİHİ : 22.11.2022

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kısmen kabulüne, dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı ile davalı …Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun reddine, yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı ile davalı …Ş. vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar vekili, davacılardan Tülay’ın, davalılardan … Arazi Geliştirme İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş. ile 16.12.2017 tarihli “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Ve inşaat Yapım Sözleşmesi” imzalayıp, bu sözleşme uyarınca davalı şirketin … 2 adıyla yaptığı maruf projede konut satın aldığını, konutun bedelinin KDV dahil 1.000.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, 14/12/2017 tarihinde 200.000,00 TL, 29/12/2017 tarihinde 200.000,00 TL olmak üzere toplamda 400.000,00 TL nakit olarak davalı şirkete ödendiğini ve geriye kalan bakiye bedel için de 15.10.2018 vade tarihli 300.000,00 TL ve 15.01.2019 vade tarihli 300.000,00 TL bedelli iki adet … yazılı senet düzenletildiğini ve bu senetlere diğer davacının müteselsil kefil olduğunu ancak davalı … şirketinin yüklendiği edimlerini yerine getirmediğini, tüketicilerden aldığı senetleri de şirketin alacağı krediler için banka dahil 3.kişilere ciro ederek birçok kişiyi mağdur ettiğini, ayrıca sözleşme imzalandıktan itibaren 36 ay içerisinde konutu teslim etme yükümlüğü mevcut olup, 16.12.2017 tarihli sözleşme ve taahhütnamenin imzalanmasının üzerinden 8 ay geçmiş olmasına rağmen henüz konut yapımına dahi başlanılmadığını ileri sürerek, kanuna aykırı şekilde düzenlenmiş olan senetler nedeniyle boçlu olmadıklarının tespitine, senetlerin geçersizliğinin tespiti ile iptaline ve kendilerine iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davacılardan …’nun aktif dava ehliyeti olmadığından bu davacı yönünden davanın husumettin reddi gerektiğini, davalı … Arazi Geliştirme San.Tic.A.Ş.’nin bankanın Şişli Meydan Şubesi kredili müşterisi olduğunu, 03.03.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca davacıdan bağımsız olarak ticari kredi ilişkisi içine girdiğini, davalı şirketin tahsil edildiğinde karşılığı bankaya olan kredi borcundan mahsup edilmek üzere davaya konu edilen senetleri kanuni usulüne uygun ciro yolu ile iyi niyetli üçüncü kişi olan bankaya devir ve teslim ettiğini, davaya konu edilen kıymetli evrakların kendisini doğuran hukuki işlemden mücerret olduğunu, keşideci ve lehtarın kendi aralarında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkiden kaynaklanan def’ilerin iyi niyetli üçüncü kişi olan bankaya karşı ileri sürülebilmesinin hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Davalı … Arazı Gel.San. Tic. Ltd. A.Ş., davanın reddini dilemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davaya konu olan 16/12/2017 düzenleme tarihli 15/10/2018 vade tarihli 300.000,00 TL bedelli ve 16/12/2017 düzenleme tarihli 15/01/2019 vade tarihli 300.000,00 TL bedelli senetlerin davacılar yönünden geçersizliğinin tespiti ile bu senetlerin davacılar yönünden iptaline, davacıların bu senetler nedeni ile davalılara borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiş, hükme karşı davacılar ile davalı banka tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; 6502 sayılı Yasa’nın 4/5 maddesi hükmüne göre, tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğindeki belgelerin nama yazılı olarak düzenleneceği yasada açıkca belirtilmiş olup, davaya konu olan senetlerin “… yazılı senet” vasfında olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince davacı tüketici yönünden nama yazılı olarak düzenlenmeyen senetlerin geçersizliğine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu, davaya konu senetleri elinde bulunduran davalı … tarafından 15.12.2017 tarihinde senetlere ilişkin senet ihbarnamesi gönderildiği, 22.12.2017 tarihinde senetlerin vadesinde ödenmemesi halinde protesto çekileceğinin ihtar edildiği, davacıların …. Noterliğinin 17.07.2018 tarihi ve 11275 yevmiye nolu ihtarnamesi ile senetlerin geçersiz olduğu ve sözleşmeden dönüldüğüne ilişkin ihtarda bulunduğu,dava konusu senetlerin davalı banka tarafından ciro yoluyla devralındığı tarihte senetleri gayrimenkul satış vadine bağlı tüketici senedi olduğunu bildiğine dair delil bulunmadığından vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalardan … Anonim Şirketi aleyhine hüküm kurulması usul ve yasaya olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş bu kez karara karşı davacılar ile davalı banka tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
1-Davalı …nin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede ; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacıların temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Davacılar eldeki dava ile , kanuna aykırı olarak düzenlenen senetler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davaya konu senetler davalı bankaya ciro edilmiş, banka 22.12.2017 tarihli ihbarname ile senetlerin elinde olduğunu ve vadesinde ödenmesi için bildirimde bulunmuştur. Davacılar, davalılara gönderdiği 17.07.2018 tarihli ihtarname ile senetlerin geçersiz olduğunu ihtar ederek iadesini talep etmiştir. Bu durumda mahkemece davalı bankanın da yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan kararın düzeltilerek onanması HMK’nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 4.,5.,6., bendinde yer alan ” davalı … Arazi Geliştirme İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinden alınarak ” sözlerinin hükümden çıkartılarak, yerine ” davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline” sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, dosyanın ilk Derrece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.