Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/6366 E. 2023/2048 K. 06.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6366
KARAR NO : 2023/2048
KARAR TARİHİ : 06.07.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1168 E., 2022/1894 K.

KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/197 E., 2022/12 K.

Taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı asıl ve vekili Av. … ile davalılar vekilleri Av. … ve Av. … …’in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalı … ile ayrı ayrı Denet SMMM şirketinin 24.974 hisse olarak % 49,948 oranda pay sahibi olduklarını, … ile … haricindeki diğer davalıların ise Denet YMM şirketinin ortakları olduğunu, yeminli mali müşavirlik ile … muhasebecilik şirketlerinin ayrı ayrı kurulduğunu, şirketlerin yapılanmasında genelgeye uygun hareket edildiğini, iş dağılımı yapılmasına rağmen birlikte ifa ettikleri mali müşavirlik hizmetlerinden elde edilen gelirin paylaşımı bakımından aralarında yapılanmaya gittiklerini, davalı … ile birlikte Denet SMMM’nin dağıttığı karı Denet YMM ortakları ile paylaştığını, aynı şekilde YMM ortaklarının da karını kendisi ve davalı … ile paylaştıklarını, taraflar arasındaki anlaşmanın adi ortaklık niteliğinde olduğunu, iki şirketin ortaklarca elbirliği ile işletildiğini, 31.12.2011 tarihi itibariyle Denet SMMM’nin % 10, Denet YMM’nin ise 28,5 oranında ortağı olduğunu, ortaklık sözleşmesinin sözlü akdedildiğini, email yazışmalarında ortaklığın belirtildiğini, 23.02.1998 tarihinden itibaren kağıt üzerinde Denet YMM çalışanı olarak göründüğü şirketten davalılarca 30.12.2011 tarihinde işten çıkarılarak 2002 yılından itibaren devam eden adi ortaklığın sonlandırıldığını, birçok hususta şirketi temsil ettiğini, haksız olarak ortaklığın sona erdirilmesi nedeniyle tasfiye edilmesi, Denet SMM’de % 10, Denet YMM”de % 28.5 oranındaki tasfiye payının adi ortaklığın mal varlığının varsayımsal olarak belirlenmesi suretiyle hesaplanması gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100.000 TL tasfiye payının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar; davacı ile aralarında adi ortaklık sözleşmesi bulunmadığını, olsa olsa sonuca katılmalı hizmet sözleşmesi olacağını, davacının ilgili şirketlerde temsil ve söz hakkı bulunmadığını, her iki şirketin bağımsız faaliyet gösterdiğini, davacının Denet SMMM’nin hissedarı, Denet YMM’nin ise 23.02.1998 tarihinde imzaladığı hizmet akdiyle personeli olduğunu, maaş+prim olarak ödenen … ücreti, ek olarak performansına ve şirket kazancına göre bonus ödemeleri aldığını, “salaried(ücretli) partner ünvanlı personeline kar payı değil mükafat ödemeleri yapıldığını, ödemelerin bir kısmını şirkete … meslek makbuzu keserek aldığını, sadece bu şirkete makbuz kestiğini, hizmet akdi sona erdirilerek ihbar, kıdem tazminatı ve diğer haklarının verildiğini, her hangi bir ihtirazi kayıt koymadığını, Denet SMMM şirketinin ilk olarak limited şirket niteliğinde davacı, davalı … ve dava dışı … tarafında kurulduğunu, söz konusu kişilere duyulan … nedeniyle hisselerin emanet edildiğini, daha sonra anonim şirkete dönüştürüldüğünü, davacının iş akdinin sona erdirilmesinden sonra dava açmadan önce sermaye taahhüdünü yerine getirdiğini, imzaya yetkili kılınmadığını, aynı zamanda hizmet sözleşmesi de yapıldığını, kar dağıtılacağı zaman payının ödeneceğini, adi ortaklığa yönelik taleplerin mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 28.05.2018 tarihli ve 2012/63 E., 2018/629 K. sayılı kararıyla; incelenen kayıtlarda şirket pay oranları gibi kar dağıtımı tespit edilemediği gibi zaman zaman dokuz kişi arasında zaman zaman onbir kişi arasında olacak şekilde kar dağıtımı yapıldığının belirlenmediği, davacının Denet YMM’ye hizmet sözleşmesiyle bağlı çalışanı olarak ücret şeklinde ve Denet YMM’ye verdiği … muhasebeci mali müşavirlik hizmeti dolayısıyla … meslek makbuzları karşılığı … meslek … şeklinde paralar aldığı, … meslek makbuzu karşılığında prim ya da bono şeklinde ücret ödemeleri yapıldığı, gerek Denet SMMM’de gerekse Denet YMM’de hisse devri, ölüm nedeniyle ortaklık yapılarında değişiklikler olduğu, değişikliklerin davacının iddia ettiği gibi adi ortaklık ilişkisine yansımadığı, dava dışı Ömür GÜNEL’in organizasyon değişikliğine ilişkin e-postası ile ilgili olarak; 15 Temmuz 2011 tarihli toplantıya katılan kişiler ile toplantıdan 3 … sonra gönderilen ve Ömür Günel tarafından hazırlanan 18 Temmuz 2011 tarihli e-posta’nın alıcılarının aynı kişiler olması, bu kişilerin arasında davacı yan Ferda Elerman ile davalılar … ve …’ın bulunmaması karşısında, iddia edilen adi ortaklığın kişi unsurunu kimlerin teşkil ettiği hususu şüpheli hale geldiği, zira davacı yanca önemi vurgulanan organizasyon değişikliği hususunun iddia edilen adi ortaklığın dava tarafı tüm ortaklarının katıldığı bir toplantıda ele alınması, bu toplantıya katılımın tüm ortaklarca sağlanamaması halinde ise, 18 Temmuz 2011 tarihinde gönderilen bahse konu e-posta marifetiyle toplantıya katılım gösteren ortakların yanı sıra bilhassa toplantıya katılım sağlayamamış ortaklardan davacı, davalı … ve …’a da gönderilmiş olması gerektiği, adi ortaklık ilişkisinin davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2021 tarihli ve 2019/448 E., 2021/593 K. sayılı kararıyla; ücretin kardan belli bir pay verilmesi şeklinde tayin edildiği veya taraflar arasındaki ilişkinin sonucu … katılmalı hizmet sözleşmesi şeklinde ilerlemesinin, sözleşmenin hizmet sözleşmesi olma niteliğini değiştirmeyeceği, hizmet ilişkisini aşan bir ortaklık ilişkisinin varlığına da delil teşkil etmeyeceği, sonuca katılmalı hizmet sözleşmelerinde ücretin bu şekilde kararlaştırılabileceği gibi unvan da kararlaştırılabileceği, dosya içeriğine göre davacının adi ortaklığın varlığını yasal yazılı delil ile ispat edemediği, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı, Mahkemece yemin delilinin hatırlatılmadığı, yemin delilinin hatırlatılarak sonucuna göre hüküm vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının adi ortaklığın varlığını yasal yazılı delille ispat edemediği, talep doğrultusunda davalı tarafa yemin davetiyesi çıkarıldığı, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı, yemindeki çelişkilerin tüm davalıların yemin etmekten kaçınması sonucunu doğurmayacağı, kaldı ki, dava konusunun adi ortaklık iddiası olup, bu açısından yeminlerin birbiri ile çelişmediği, davalı …’in davalıların davacının şirketine ortak oldukları beyanının sonuca etkili olmadığı, …’ın beyanın da gerek mahiyet itibariyle gerekse oluştuğu iddia edilen çelişki itibariyle esasa etkili olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; yemin metnindeki bazı hususlarda beyanda bulunulmadığını, bir kısım davalıların iki ortaklık arasındaki ilişkiyi ikrar ettiklerini, eksik ve çelişkili yemin edildiğini, adi ortaklık ilişkisinin ispat edildiğini, uzman görüşüne göre de vakıalar ikrar edildiğinden ortaklığın da mevcut olduğunun belirlendiğini, YMM şirketi ortaklarının kar dağıtım tablosunun yemin metnine eklenmediği gerekçesiyle itiraz ederek yeminden kaçındıklarını, aynı pozisyonda bulunan davalı …’in YMM şirketinden pay aldığını, diğer davalılara kar aktarımı yapıldığını beyan ettiğini, davalı …’ın beyanlarıyla çeliştiğini, SMMM şirketinden payların YMM’deki ortaklara verildiğini, davacının Denet SMMM’de % 49 paya sahip olmasına karşın % 28,5, Denet YMM’de ortak olmamasına karşın % 10 kar payı aldığını, hizmet sözleşmesi bulunmasına rağmen … meslek makbuzu verdiğini, davacı, davalı … ve diğer hissedarlar dışında böyle bir kar dağıtımı yapılmadığını, YMM şirketi adına imzalarının bulunduğunu, sahip olduğu imza yetkisinin sıradan bir üst düzey yöneticinin üstlenmeyeceğini, 02.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda adi ortaklık ilişkisinin var olduğunun belirtildiğini, 08.04.2014 tarihli mütalaada da değinildiğini, davalıların … sarsıcı eylemlerinin davacı için adi ortaklık feshine yönelik haklı neden teşkil ettiğini, ayrılma payı olarak 200.000 USD teklif edildiğini, teklif kabul edilmediği için işbu davanın açıldığını, dava değerini artırdıklarını, tazminat alamamaları haricinde vekalet ücretine mahkum olarak mağduriyetlerinin katlandığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafa yemin delili hatırlatıldığı, yemin deliline başvurulacağı belirtilmekle hazırlanan yemin metninin dosyaya ibraz edildiği ancak davacının hazırladığı … usule uygun bulunmadığından Mahkemece hazırlanan … esas alınarak davalılara yemin teklif edildiği, davalıların taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunmadığı hususunda usulen yemin ettikleri, adi ortaklık ilişkisinin yasal deliller ile ispat edilmediği, verilen kararda maddi vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kendileri tarafından hazırlanan yemin metninin uygun bulunmadığı, resen yemin metni esas alınarak teklif yapıldığı hususunun vuku bulmadığını, mahkemece resen yemin metni hazırlanamayacağını, davalıların itirazı olmadığını ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; adi ortaklık iddiasına dayalı tasfiye payının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 620 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.

2. Aynı Kanun’un “Sözleşme özgürlüğü” başlığı altındaki 26 ncı maddesinde; tarafların kanunda öngörülen sınırlar içinde, sözleşmenin içeriğini özgürce belirleyebilecekleri kabul edilmiştir.

3. Aynı Kanun’un 27 nci maddesine göre; “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.
Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.” hükmü getirilmiştir.

4. 3568 sayılı Serbet Muhasebeci, … Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu içeriği itibariyle Kamu yararı ve düzeniyle ilgili bir kanundur. Bu Kanun’un 45 … madesinin dördüncü fıkrasında; “Birden çok meslek mensubu çalışmalarını; … muhasebecilik, … muhasebeci mali müşavirlik ve yeminli mali müşavirlik ortaklık bürosu veya şirket şeklinde birleştirebilirler. Bu bürolarda yapılan faaliyetler ticari faaliyet sayılmaz….” hükmünü içermektedir.

5. … Muhasebeci, … Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 30 uncu maddesi; ” Birden çok meslek mensubu, ortalık bürosu veya şirket kurarak faaliyette bulunabilirler.
Bu taktirde; a)Meslek mensublarının bu büro veya şirketlerde sürdürdükleri faaliyetler ticari faaliyet sayılmaz.
b)Ortalık bürosu veya şirket ancak aynı ünvana sahip meslek mensubları arasında kurulabilir…” hükmünü öngörür.

6. Türkiye … Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin 20.03.1996 tarihli ve 1996/2 sayılı Genelgesinin 3 üncü maddesinde birden çok meslek mensubunun bir araya gelerek kurabilecekleri ortaklık bürosu veya şirketler; Ortaklık Bürosu (Adi Şirket), Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket, Limited Şirket ve Anonim Şirket olarak belirlenmiştir.

7. Aynı Genelgenin ortaklık bürosunu düzenleyen 5 … maddesi;
“Ortaklık Bürosu ortaklarının aşağıdaki özellikleri haiz olmaları şarttır.
a) … Muhasebecilik Ortaklık Bürosu unvanı altında birden fazla meslek mensubu tarafından kurulacak Ortaklık Bürosunun ortaklarının … Muhasebeci ruhsatına sahip olmaları,
b) … Muhasebeci Mali Müşavirlik Ortaklık Bürosu unvanı altında birden fazla meslek mensubu tarafından kurulacak Ortaklık Bürosunun ortaklarının … Muhasebeci mali Müşavir unvanına sahip olmaları,
… Muhasebeci unvanına sahip meslek mensupları … Muhasebeci Mali Müşavirlik Bürosuna ortak olabilir, buna karşılık yalnız 3568 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (A) bendinin (a) alt bendindeki işleri yapar ve bunlardan sorumlu olabilirler.
… Muhasebeci Mali Müşavir unvanına sahip ortaklar ise, 3568 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (A) bendinin (a), (b) ve (c) alt bentlerinde belirtilen işlemleri yapar ve bunlardan sorumlu olurlar.
c) Yeminli Mali Müşavirler Ortaklık Bürosu unvan altında birden fazla meslek mensubu tarafından kurulacak Ortaklık Bürosunun ortaklarının Yeminli Mali Müşavirlik ruhsatına sahip olmaları.” hususları düzenlenmiştir.

8. Aynı Genelgenin 25 … maddesinde de, meslek mensubu olarak ruhsat sahibi olamayanların ortaklık bürosu veya şirketlere ortak olamayacakları ifade edilmiştir.

3.Değerlendirme
1. Somut olayda dava; Denet … Muhasebeci Mali Müşavirlik şirketinin ortağı ve Denet Yeminli Mali Müşavirlik şirketinin çalışanı … muhasebeci unvanına sahip davacının, … muhasebeci ve yeminli mali müşavirler arasında fiilen kurulan ortaklık nedeniyle iki ayrı şirket kazançlarının karşılıklı olarak ortaklara dağıtıldığı, bu kapsamda taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu iddiasına dayalı adi ortaklıktaki tasfiye payının tahsili istemine ilişkindir.

2. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca; “… muhasebeci”, “… muhasebeci mali müşavir”, “yeminli mali müşavir” mesleğini icra eden kişilerin, ancak kendi aralarında adi ortaklık veya şirket kurarak çalışmalarını birleştirebilecekleri belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla, bu meslek mensuplarının, diğer meslek mensupları ile veya bu mesleğe mensup olmayan kişilerle ortaklık veya şirket kurmaları yasaklanmıştır.

3. Davacı taraf beyanlarında, yasal mevzuat gereği birlikte kurulamadığı için iki ayrı anonim şirket kurulduğunu beyan etmiştir. Sermaye şirketleri için getirilen zorunluluk, aynı mevzuat hükümleri kapsamında adi ortaklık için de belirlenmiştir. Emredici düzenlemeler karşısında … muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler arasında adi ortaklık kurulamayacaktır. Ortaklık konusu hukuka aykırı olan adi ortaklık sözleşmeleri kural olarak geçersizdir.

4. Kaldı ki; kurulduğu iddia edilen adi ortaklık yazılı delille ispatlanamamış, davalılarca eda edilen yemin neticesinde ortaklık kurulmadığı belirlenmiştir.

5. Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi değiştirilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile red kararı verilmesi doğru değil ise de sonucu itibariyle karar doğru olduğundan, kararın gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 … maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.