Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/6127 E. 2022/7804 K. 17.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6127
KARAR NO : 2022/7804
KARAR TARİHİ : 17.10.2022

MAHKEMESİ: SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: TOKAT SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalılardan … olarak bilinen tarihi yapının iç avlusuna bakan ve kira sözleşmesine eki listede tapu kayıt bilgileri bulunan 75 adet bağımsız bölümü 29/11/2017 tarihli kira sözleşmesi ve 2019 Taahhütnamesi gereğince kullandığını, davalı …’un ise kira sözleşmesinde imzası bulunan müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, 01/01/2019 tarihinden 31/12/2019 tarihine kadar ödenmeyen toplam 167.110 TL kira bedeli ve ilave gecikme zammının ödenmediğini bu nedenle başlattığı icra takibine davalılar tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, 33.422 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; karar, davalılar vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; davalıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı kiracı Filiz ‘in hükmedilen miktara ilişkin temyiz itirazları yönünden;
HMK’nın 26. maddesi hükmüne göre; mahkeme, tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı tarafından 26/12/2019 tarihinde başlatılan icra takibinde 2019 yılı ödenmeyen 167.110 TL kira alacağı ile 20.390 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 187.500 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, davalıların borcun tamamına itiraz ettiği, dava dilekçesinde ise dava değeri olarak asıl alacak tutarı 167.100 TL gösterilerek dava açıldığı ve bu miktar üzerinden harcın ikmal edildiği, işlemiş faiz takibi yönünden harç ikmali yapılmadığı, ilk derece mahkemesince verilen kararda ise talep aşılarak takibe ve itiraza konu işlemiş faizi de kapsar sonuç doğuracak şekilde itirazın iptali ile takibin devamın karar verildiği görülmektedir.
O halde, ilk derece mahkemesince; davacı tarafça talep edilen asıl alacak üzerinden değerlendirme yapılarak itirazın 167.110 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalı kefil …’a ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Davacı kiracı … ile müşterek müteselsil kefil … hakkında açtığı işbu davada, 2019 yılı nakit ödenmeyen kira bedelinin tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 29/11/2017 başlangıç, 30/12/2018 bitim tarihli, 13 ay 2 gün süreli kira sözleşmesini davalı … müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 583. maddesinde; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü bulunmaktadır. Takibe konu kira sözleşmesinde TBK’nın 583. maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmuş ise de; uzayan dönem olan 01/01/2019-31/12/2019 tarihlerine ilişkin imzalanan taahhütnamenin kefalete ilişkin ilgili şekil şartlarına uygun düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla; kefilin uzayan dönem olan 2019 yılı kira bedeline ilişkin borçtan sorumlu tutulması mümkün olmadığından, kefil olan davalı … hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı …’in diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun’un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 17/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.