Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/6085 E. 2023/1353 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6085
KARAR NO : 2023/1353
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/351 E., 2022/70 K.
DAVA TARİHİ : 30.06.2010
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşmasız, davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

21.02.2023 günü tarafların hazır olmamaları nedeniyle, Cumhurbaşkanlığının 11 Şubat 2023 tarih (mükerrer) 32101 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 120 numaralı “Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Kararnamesi” kapsamında verilen 06.02.2023 tarihinden başlamak üzere 06.04.2023 tarihine kadar durma kararına istinaden Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulunun 13.02.2023 tarih ve 4 sayılı kararının 4 üncü ve 5 inci maddeleri gereği duruşmanın 09.05.2023 Salı gününe ertelenmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat Berkay Ceren’in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; mimar olduğunu, davalının taşınmazına inşaat yapılması konusunda anlaştıklarını, buna göre ilgili belediyelerden imar durumu ve istikamet krokisi almaya, ruhsatla ilgili tüm projelerin çizilmesi ve çizdirilmesi, mimar ve mühendis odalarında projelerin tasdikleriyle ilgili işlerin yapılması SGK, MESKİ, TEDAŞ ve diğer resmi kurumlarda her türlü evrakın alınması ve harçların yatırılması, belediyeden ruhsat alınması ve iş takibi yapılması, kadastro müdürlüğü ve tapudan tak irtifakı ve cins değişikliği yaptırma, belediyeden kullanma izni ve genel iskan alma ve bilumum resmi dairelerde kendisini temsil etmek üzere 19.06.2009 tarihli vekaletname verildiğini, inşaat işlemleri için tarafından işlemlerin yapılmaya başlandığını ancak davalının inşaat yapım işini başka bir firmaya yaptırma konusunda anlaştığını ve kendisini haksız olarak azlettiğini ileri sürerek 30.000 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 40.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı; davacının yetki verilmediği halde izin ve talimat almadan inşaat ruhsatı olmadan inşaat faaliyetlerinde bulunduğunu, bu nedenle azlin haklı olduğunu, dava dışı kooperatif ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin noterden yapılmadığı için geçersiz olduğunu, zaten bu sözleşmenin de fesh edildiğini, davacının bir zararı bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.10.2016 tarihli ve 2013/57 E., 2016/503 K. sayılı ilamıyla; bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacının ibraz ettiği harcama belgelerinden ve tanıklarca beyan edilen davacının yaptığı hazırlık faaliyetlerinden ötürü davacının taktiren 10.000 TL zarara uğradığı ve bu miktarı davalıdan talep edebileceği anlaşıldığından davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 10.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 17.09.2020 tarihli ve 2020/3211 E., 2020/4330 K. karar sayılı ilamıyla; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile Mahkemece, her ne kadar bilirkişi kurul raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının bu rapora itiraz ettiği, mahkemece rapora karşı yapılan itirazların karşılanmadığı, bilirkişi raporunun mevcut haliyle davacının itirazlarını karşılamadığı gibi taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine de elverişli olmadığı, taraf ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı rapor aldırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesis edildiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda hazırlanan ek raporun usul ve yasaya uygun olduğu, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının 147.044 TL olarak hesaplandığı ve davacı vekilince bu doğrultuda dava değerinin ıslah edildiği, ıslah dilekçesine karşı davalı vekilinin süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunduğu, davalı vekilince zamanaşımı definde bulunulması üzerine davacı vekilince duruşmada davayı tamamen ıslah ettikleri beyan edilerek dilekçe sunmak üzere süre istenmesi üzere mahkemece bu yönde süre verildiği, davacı vekilince tamamen ıslaha ilişkin dava dilekçesi sunulmuş ise de HMK madde 176/2 hükmünde ıslah hakkı bir kere ile sınırlandırılmış olup kısmen veya tamamen ıslah olmasının önem arz etmediği, davacı vekilince sunulan 02.11.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile ıslah hakkının kullanılması nedeniyle ikinci defa ıslah yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı, 03.02.2022 tarihinde sunulan tamamen ıslah dilekçesinin yapılmamış sayılmasına karar verildiği, yapılan ilk ıslahın davanın tamamen ıslahı şeklinde olmayıp kısmen ıslah niteliğinde olduğundan ıslah edilen kısım yönünden ıslah dilekçesinin verildiği tarih itibariyle 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dahi dolduğu, bu nedenle dava dilekçesinde talep edilmeyip kısmi ıslah dilekçesi ile talep edilen kısım yönünden alacağın zamanaşımına uğradığının anlaşıldığı gerekçesiyle, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüyle; 10.000 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 30.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin reddi hakkında verilen hüküm kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyizinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle alacağın tamamı bakımından dava tarihi itibariyle zamanaşımının kesildiğini, zarar miktarının ancak 14.10.2021 tarihli bilirkişi raporu ile belirli hale geldiğini, iki defa ıslah yapılmaz kuralının ihlal edilmediğini, tamamen ıslah dilekçesinin dikkate alınmadığını, 02.11.2021 tarihli ıslah ve harç ikmali konulu dilekçenin esasen teknik anlamda harç ikmali dilekçesi olduğunu, bu nedenle harç ikmali kapsamında verilen dilekçenin davanın tamamen ıslah edilmesine engel teşkil etmediğini, manevi tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyizinde; taraflar arasında mimarlık işine dair herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, davacı ile kooperatif arasında yapılan sözleşme nedeniyle, söz konusu kat karşılığı sözleşmesinin ifası adına davacıya 19.06.2009 tarihinde maliki olduğu taşınmaz üzerinde yaptırmayı düşündüğü inşaata ilişkin olarak birtakım iş takip yetkilerini kapsayan vekâlet verildiğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle davacının da sözleşmesinin tarafı olan kooperatifle yaptığı sözleşmesinin konusuz kaldığını, davada pasif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığına ilişkin irdeleme yapılmadan karar verildiğini, sözleşmesi uyarınca iş sahibinin dava dışı kooperatif olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız azilden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 Sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu’nun 83 üncü maddesi; “İki taraftan her biri usule mütaallik olarak yaptığı muameleyi tamamen veya kısmen ıslah edebilir. Aynı davada her taraf ancak bir kere ıslah hakkını kullanabilir.”

2. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 133 ncü maddesi “Aşağıdaki hallerde müruru zaman katedilmiş olur:

1 – Borçlu borcu ikrar ettiği, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde.
2 – Alacaklı dâva veya defi zımnında mahkemeye veya hakeme müracaatla veya icrai takibat yahut iflâs masasına müdahale ile hakkını talep eylediği halde. ” şeklindedir.

3. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

4. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenemeyeceği, yargılama sırasında iki kez ıslah yapılmasının kanunen mümkün olmaması nedeniyle ikinci kez yapılan ıslahın geçersiz olduğu, ilk yapılan ıslahın zamanaşımına uğramış olması ve davalı tarafın zamanaşımı itirazının bulunduğu da anlaşıldığından tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun’un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.