YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6077
KARAR NO : 2023/366
KARAR TARİHİ : 28.02.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki görülen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı vekili … ile davalı vekili … geldiler. Sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 1997-31.12.2003 tarihleri arasında davalı üniversiteye bağlı çeşitli birimlerin temizlik hizmetini yerine getirdiğini, bu hizmetlerin yapılması sırasında sigorta primi asgari taban aylığının asgari ücretten yüksek belirlenmesi nedeniyle fazla prim ödemek zorunda kaldığını, fazla ödediği primlerin 28.11.1990 tarihli ve 31.12.2002 tarihli kararnameler ile BK’nın 365/2 nci maddesi gereğince davalı tarafından tahakkuk tarihlerinden itibaren birlikte iade edilmesinin gerektiğini ileri sürerek; 825.138,11 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davacı tarafça açılan istirdat davasının zaman aşımına uğradığını, düzenlenen ihalelerin yürürlükte olan ihale yönetmeliğine göre yapıldığını, fiyat farkının hangi koşullarda ve ne şekilde verileceğinin idari şartnamelerde açıklandığını, her yıl asgari ücret komisyonunca tespit edilen asgari ücretin ihale tarihinden sonra arttırılması halinde 28.11.1990 tarih ve 90/1216 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre eski ve yeni asgari ücret arasındaki fark ve bu farktan doğan SSK işveren hissesi ile işsizlik sigortası veya tasarrufu teşvik işveren hissenin ödeneceği konusunda hüküm konulduğunu, Bakanlar Kurulu Kararına göre asgari ücretinin ihale tarihinden sonra artması halinde ortaya çıkan farkların idarece müteahhide ödendiğini, ancak SSK primine esas kazanç alt sınırı ile asgari ücret arasındaki fark ödemeleri hakkında Bakanlar Kurulunca bir karar alınmadığı gibi 506 sayılı SSK’nın değişik 78 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre bu farkın sigortalıyı çalıştıran işverence ödeneceğinin hükme bağlandığını, ancak bu farkların ödenebilmesinin ihale idari şartnamelerine özel hüküm konulması halinde mümkün olabildiğini, davacının her tacir gibi ticari işletmesine ilişkin işlerde basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorunda olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 110.063.12 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karara yönelik süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince, 31.12.2002 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararından önceki tarihte imzalanan sözleşmeler ve eki niteliğindeki şartnamelerde; zamanaşımı yönünden dava tarihinden geriye 10 yıllık süre hesabı da dikkate alınarak, SSK taban matrah farkının ödeneceğine dair açık bir düzenleme bulunmaması veya bu farkın ödenmeyeceği yönünde açık hüküm bulunması halinde bu fark davacı tarafından istenemeyeceği, şayet bu tarihten önce bu farkın ödeneceği yönünde açık hüküm var ise bu farkın tahsilinin davalıdan istenebileceği, ayrıca 31.12.2002 tarihinden önce imzalanan sözleşmeler, 31.12.2002 tarihinden sonrada devam etmekte ise bu tarihten sonraki yani 01.01.2003-31.12.2003 tarihleri arasındaki zaman yönünden sözleşme ve eki şartnamelerde açık hüküm olup olmamasına bakılmaksızın Bakanlar Kurulu kararı gereğince bu fark hesaplanarak yüklenici davacıya ödenmesi gerektiği, 31.12.2002 tarihinden sonra taraflar arasında yeni sözleşme imzalanmış ve bu sözleşme ve eki niteliğindeki şartnamelerde açıkça bu farkın ödenmeyeceği yönünde hüküm konulmuş ise, akit serbestisi gereğince, yüklenici davacının bu farkın ödenmesi talebinde bulunamayacağı gözetilerek alanında uzman üç kişilik yeni bilirkişi heyeti aracılığı ile dosyada mevcut tüm deliller üzerinde inceleme yaptırılarak, taraf ve yargı denetimine uygun şekilde rapor tanzimi sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamında işaret edilen hususlar göz önüne alınarak hesaplama yapılan 11.05.2022 havale tarihli bilirkişi kurulu 7. ek raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne, 720.929,63 TL’nin dava tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, kök rapor ve 7 adet ek rapor arasındaki çelişkinin giderilemediğini, her raporda alacak miktarının kademe kademe artış göstererek hükmedilen miktara ulaştığını, bozma kararının gerekçesindeki hususların değerlendirilmediğini, yüklenici tarafından ihale koşullarının önceden bilinmesi gerektiğini, prime esas taban aylığının asgari ücretten yüksek belirlenmesi konusunun ihaleye giren firmalarca maliyetin hesaplanmasında göz önüne alınması gereken net bir maliyet kalemi olduğunu, somut olayda önceden öngörülemeyecek bir durumun olmadığını, dava konusu 97-2003 yılları arasına
tekabül eden16 ayrı temizlik işi hizmet alımı ihalesinde prime esas kazanç alt sınırının asgari ücretten yüksek olarak belirlenmesinin önceki yıllardan beri süregeldiğini, bu durumun davalı kurumdan kaynaklanmadığını, asgari ücret artışı ile prime esas alt kazanç artışının resmi kurumlar tarafından belirlenmekte olup sigorta primlerini ödeyen davacı tarafından prim miktarlarının bilinmemesinin mümkün olmadığını, her ne kadar 10 yıllık zaman aşımı süresi uygulanmış ise de davanın istirdat davası olup 1 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiğini, ticari faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında 1997 ve 31.12.2003 tarihleri arasındaki döneme ilişkin imzalanan temizlik işlerine ait hizmet alımı sözleşmelerinden kaynaklanan SSK taban matrah farkının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin ilgili maddeleri.
2.31.12.2002 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 24/12/2002 tarihli Bakanlar Kurulu Kararının 8 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararın bozulması 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nın 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karara esas alınan bilirkişi raporunda, bozma ilamında belirtilen ilkeler dikkate alınarak davacının alacağının doğru bir şekilde hesaplandığı, davacının tacir olması nedeniyle uygulanan faiz türünün yerinde olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, dolayısıyla davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan mahkeme kararının ONANMASINA,
8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.