Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/6067 E. 2022/6981 K. 26.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6067
KARAR NO : 2022/6981
KARAR TARİHİ : 26.09.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kabulüne dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, avukat olduğunu, davalı tarafın dava dışı işveren …’ın iş yerinde çalıştığı tüm dönemdeki sigortalı ve sigortasız çalıştığı döneme ilişkin işçi alacakları ve hizmet tespiti davası için vekalet verdiğini, bunun üzerine zorunlu arabuluculuğa başvurduğunu, arabuluculuk yolunda anlaşılamaması nedeniyle işçilik alacağı davası açtığını, … 7. İş Mahkemesinin 2019/264 Esas sayılı dosyasında yargılama yapılmakta iken, sigortasız çalışılan dönem için mahkemenin tefrik kararı verdiğini, … 5. İş Mahkemesinin 2019/47 E. sayılı dosyasıyla hizmet tespiti davasına devam edildiğini, davalının bilgi vermeksizin, kendisini saf dışı bırakarak işverenle sulh olduğunu, iş yerinde tekrar işe başladığını ve vekalet ücretini ödemeden … 5. İş Mahkemesinin 2019/47 Esas sayılı dosyasında davadan feragat ettiğini, yargılama sürecinde üzerine düşen yükümlülükleri fazlasıyla yerine getirdiğini, herhangi bir kusuru olmadığını, davalı tarafın vekalet ücreti ödememek için davadan feragat ettiğini, bunun üzerine … İcra Müdürlüğünün 2019/166713 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, ancak davalının icra takibine itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu belirterek davalının haksız ve kötüniyetli olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan davalarda, tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, … 7. İş Mahkemesinin 2019/264 esas sayılı dosyada dava değerinin 700-TL olduğunu, bu sebeple AAÜT 13/2. maddesi gereğince, konusu para ya da para ile değerlendirilebilir dosyalarda avukatlık ücretinin dava değerinden fazla olamayacağını, 2019/166713 esas sayılı icra dosyasındaki tutarın fazla olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı arasında vekalet sözleşmesinin kurulduğu, davacının bu sözleşme uyarınca … 5.İş Mahkemesinin 2019/47 Esas sayılı dosyasında vekillik hizmeti sunduğu, davanın davalının mesleki faaliyetine dayandığından tüketici faaliyeti olmadığı ve mahkemenin görevli olduğu, davalı tarafça … 5.İş Mahkemesinin 2019/47 Esas sayılı dosyasından feragat edildiği, davacının 2019 yılı AAÜT 5. maddesi gereği ücretin tamamını hak ettiği, davanın niteliğinin hizmet tespiti olduğu ve davacı tarafça tarifeye göre hak edilen vekalet ücretinin 2.725,00-TL olduğu, icra takibindeki işlemiş faizin alınan bilirkişi raporuna göre 1,34-TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 22/06/2022 tarihli yazısında; taraflar arasındaki vekalet sözleşmesi özelinde, tarafların vekalet sözleşmesini kurarlarken gösterdikleri irade dikkate alınarak davalının anılan Kanun maddesinde belirtildiği üzere ticari ve mesleki olmayan bir amaçla hareket ettiği, aksinin kabulü halinde davalının vekalet sözleşmesi öncesinde tüketici sıfatını başka bir sözleşme dolayısıyla kazanıp kazanmadığının tetkikinin gerekeceği gözetilip, somut uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin görevli olduğu değerlendirmesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Dava, işçilik alacakları ve hizmet tespiti için iş mahkemesinde açılacak dava için verilen vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacının vekil olarak iş mahkemesinde takip ettiği dosyadan kaynaklaan vekalet alacağında görevli mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer tarafın ise satıcı, sağlayıcı ya da müteşebbis olması gerekir. Somut olayda, davalının işçi statüsü ile diğer dava dışı üçüncü kişiye karşı açtığı hizmet tespiti ve işçilik alacağı davası kapsamında davalıya vekâlet verilmiş, uyuşmazlık da bu vekâlet ilişkisinden kaynaklanmıştır. Davalının iş mahkemesindeki hizmet tespiti davasında, tüketici olarak değerlendirilemeyeceğinden taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığının kabulü de mümkün değildir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Hal böyle olunca mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesinde kanun yararına bozma yoluna başvurulabilecek nitelikte olan ve açıkça yürürlükteki yasalara aykırı bulunan bir karar verilmemiştir. Yasalara mutlak şekilde muhalefet edilmedikçe kanun yararına bozma kararı verilemez.
O halde mahkemece, verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın KANUN YARARINA BOZMA TALEBİNİN REDDİNE, dava dosyasının mahalline iade edilmek üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 26.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.